TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/396
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 294
- Results Per Page
- Sort Options
Article Sosyal medyanın çok katlı pazarlamada kullanımı ve iş tatmini üzerindeki etkileri(Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, 2012) Emirza, Emin; İştahlı, Selma B.; İştahlı, Yusuf H.; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, İşletme Bölümü; İştahlı, Yusuf H.; 01. Abdullah Gül UniversityKitle iletişim kanallarının bölünmüşlüğü ve reklam mesajlarının çokluğu, doğru hedef kitleye ulaşmayı ve mesajın müşteriler tarafından algılanmasını zorlaştırmaktadır. Bundan dolayı geleneksel medya kanallarında yapılan tutundurma çabaları sorgulanır hale gelirken, sosyal medya ortamları reklam, halkla ilişkiler vb. alanlarda etkili iletişim stratejilerinin üretilmesinde giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Diğer taraftan sosyal medyanın sunduğu çevrimiçi olanaklarla, bireyi içerik üreten, paylaşan, tavsiye eden kısaca interaktif olarak pazarlama sürecini etkileyen aktörler haline getirmesi, satıcı-alıcı ilişkilerine dair paradigmaları değiştirmektedir. Bu potansiyelin ilk farkına varan ve iş süreçlerine uygulayan işletmelerin başında “çok katlı pazarlama” stratejisini kullanan işletmeler gelmektedir. Satış odaklı çok katlı pazarlama sisteminde, bağımsız girişimcilerin performanslarını etkileyen iş tatmin düzeylerinin yükseltilmesi, yeni müşteri ve bağımsız girişimciler kazanma açısından önemlidir. Sosyal medyanın, içerik üretmeye ve anlık etkileşime olanak sağlamasının bağımsız girişimcilerin iş tatminini olumlu etkilediği düşülmektedir. Bu varsayımdan hareketle çok katlı pazarlama stratejisini kullanan küresel bir işletmenin Türkiye’deki serbest girişimcilerinin sosyal medyayı kullanım biçimleri ve bunun iş tatmini üzerindeki etkileri incelenmiştir. Anket yöntemi kullanılarak yapılan araştırmada, serbest girişimcilerin sosyal medyayı, yüz yüze iletişim kadar önemsedikleri fakat iş amaçlı olarak kullanma konusunda yeterli motivasyona sahip olmadıkları gözlemlenmiştir. Bu gözlemi destekleyen regresyon analizlerinde, bağımsız girişimcilerin sosyal medya kullanım düzeylerinin, iş tatmini açıklamada etkili fakat zayıf bir etkiye sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Korelasyon analizlerinde ise, sosyal medya kullanım düzeyi ile içsel iş tatmini, dışsal iş tatmini ve genel iş tatmini arasında pozitif doğrusal bir ilişki olduğu anlaşılmıştır.Article Washback effects of high-stakes language tests of Turkey (KPDS and ÜDS) on productive and receptive skills of academic personnel(JLLS, 2013) Akpınar, Kadriye Dilek; Çakıldere, Bekir; AGÜ, Yabancı Diller Yüksekokulu, Yabancı Dilleri Bölümü; Çakıldere, Bekir; 01. Abdullah Gül UniversityWashback, the impact of tests on education in general and language testing in particular, has become a popular_x000D_ area of study within educational research. This paper focuses on the washback effects of two high-stakes Foreign_x000D_ Language Tests (KPDS and UDS) of Turkey. The main concern of the study is to investigate the impact of these_x000D_ tests on receptive and productive language skills of academicians. 103 academic personnel working at Nevsehir_x000D_ University attended the study. A 26-item questionnaire was designed and administered to 103 academic personnel_x000D_ working at Nevsehir University. The data were analyzed using statistical analysis including descriptive statistics_x000D_ (frequency, percentage, mean, and standard deviation) and inferential statistics that use ANOVA to find whether_x000D_ there are significant differences between productive and receptive skills of the participants. It has been found out_x000D_ that there are significant differences between reading and writing; reading and listening, but reading and speaking_x000D_ provided insignificant results.Article Dynamics in the Diffusion and Institutionalization of Site-Based Management Reform in the United States of America(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2013) Gök, Kubilay; Sayılar, Yücel; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, İşletme Bölümü; Gök, Kubilay; 01. Abdullah Gül UniversityThis study is examined research question: “How does the_x000D_ diffusion of SBM over time and space resemble the broader_x000D_ social dynamics associated with diffusion of educational policy_x000D_ innovations in particular, and other public policy innovations in_x000D_ general?” Data comes from various secondary data sources._x000D_ Study generates several conclusions. First, institutional theory_x000D_ helps explain the diffusion of SBM. The analysis provides_x000D_ support for institutional theory that pressures to adopt a_x000D_ “fashionable” practice builds gradually over time. It’s also_x000D_ revealed that when isomorphic pressures are absent in a region,_x000D_ diffusion may be explained by nationwide institutional dynamics. Study points to possible learning effects in the regional_x000D_ diffusion process when mimetic pressures are absent. Finally,_x000D_ surprisingly more liberal states can be less likely to move quickly_x000D_ to adopt some policies.Article YÖNETİCİLERİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE DUYGUSAL ZEKÂLARI İLE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ KULLANIMLARI ARASINDAKİ ETKİLEŞİMİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(Kenan ÇELİK, 2014) Yalçın, İbrahim; Şeker, Mustafa; 0000-0002-6397-0579; AGÜ; Şeker, Mustafa; 01. Abdullah Gül UniversityBilgi ve bilgiyi yönetmek, günümüz iş dünyasının en önemli stratejik araçları haline gelmiştir. Bu kaynakları/güçleri üretme ve yönetmede etkili bir araç olan bilişim sistemleri, işletme kaynaklarının "etkililiği" ve "etkinliği" artırmaya yönelik olup, işletmelerin değişime uyum kapasitelerini artırmakla birlikte, var olan kurumsal refah düzeyini daha yukarıya taşıyan bir güç olma özelliğindedir. Çalışma ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) verilerine göre Türkiye'de 2008-2012 yılları arasında ilk 500'e giren Kayseri firmalarındaki üst ve orta düzey yöneticilerin kişilik özellikleri ve duygusal zekâ ile yönetim bilişim sistemleri kullanımı arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Korelasyon analizi sonucunda, yönetim bilişim sistemleri kullanım düzeyi ve kişilik özellikleri arasında 0,475** pozitif, çift yönlü ve anlamlı bir ilişki; duygusal zekâ ile yönetim bilişim sistemleri kullanımı arasında ise 0,381** düzeyinde pozitif, çift yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonucunda ise, kişilik özellikleri ve duygusal zekânın yönetim bilişim sistemleri kullanımı üzerinde etkisi olduğu (R2 =,248) ortaya konulmuştur.Article Sistem geliştirme projelerinde kullanılan olgunluk değerlendirme araçları üzerine bir literatür araştırması(Milli Savunma Üniversitesi, 2014) Babaçoğlu, Sinan; Akgün, İbrahim; Altın-Kayhan, Ayşegül; :0000-0001-6325-7741; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Akgün, İbrahim; 01. Abdullah Gül UniversitySavunma alanındaki sistem geliştirme projeleri büyük bütçeleri, önemli yetenek kazandırmaları ve karmaşıklığı ile diğer projelerden farklılık gösterirler. Bu projelerin tedarik sürecinde yer alan organizasyonlar, hızla değişen rekabet ortamında, maliyet, zaman ve performans risklerini en aza indirgeyerek daha az kayıp süre ve daha düşük maliyetle daha yüksek performansa sahip projeleri hayata geçirebilecek mekanizmaların, süreçlerin veya metodolojilerin arayışı içindedirler. Bu doğrultuda geliştirilmiş çözümlerden bir tanesi de olgunluk değerlendirme araçlarıdır. Bu çalışmada, literatürde kullanılan teknoloji/sistem olgunluk değerlendirme araçlarının neler olduğu, metodolojileri, nasıl kullanıldıkları, faydaları ve sınırlılıkları ile sistem riskini hesaplama yönü incelenmiştir. Özellikle sistem geliştirme projelerinde kullanılan olgunluk değerlendirme araçlarının sistem riskini nasıl hesapladığına, hesaplamanın güçlü ve zayıf yönlerine cevap aranmıştır. Olgunluk değerlendirme araçlarının sistem riskini hesaplamada yetersiz oldukları tespit edilmiş ve sistem riskinin hesaplanmasına yönelik yeni bir araç ve/veya metodoloji geliştirilmesi ihtiyacı ortaya konmuştur. Ayrıca, Türkiye’de olgunluk değerlendirme araçlarının kullanım durumuyla ilgili bir değerlendirme yapılmıştır.Article Teknoloji Portföyü Analiz Modeli: Türkiye’de Bir Rüzgâr Enerjisi Uygulaması(Milli Savunma Üniversitesi Alparslan Savunma Bilimleri ve Millî Güvenlik Enstitüsü, 2014) Kudak, Hüseyin; Akgün, İbrahim; Özkil, Altan; 0000-0001-6325-7741; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Akgün, İbrahim; 01. Abdullah Gül UniversityYenilenebilir enerji kaynakları, enerji ihtiyacının karşılanmasında geleneksel enerji kaynaklarına önemli bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de rüzgâr enerjisi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde en hızlı gelişen teknolojilerden biridir. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgâr enerjisinin payı, özellikle 2000 yılı sonrasında artış göstermiştir. Rüzgâr enerjisi sektörü, değerleri, amaçları ve ilgi alanları farklılıklar gösteren gruplardan oluşmaktadır. Sektörde yer alan gruplar için rüzgâr enerjisi projelerinde dikkate alınması gereken faktörleri bir sistem bakışı ile ele alan bir karar destek sistemi bulunmamaktadır. Bu çalışma kapsamında, Rüzgâr Enerji Santrali (RES) projelerinin teknoloji portföyü analizinin yapılmasına imkân sağlayan Rüzgâr Enerjisi Teknoloji Portföyü Analiz Modeli (RETPAM) geliştirilmiştir. RETPAM, RES projelerinin sosyal, teknik, ekonomik, çevresel ve politik amaçlar açısından değerlendirilmesine imkân tanımaktadır. Modelde, Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri (ÇKKVY)'nden Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) ve Çok Amaçlı Fayda Analizi kullanılmış olup, model Excel ortamında kodlanmıştır. RETPAM, Türkiye'de farklı coğrafi bölgelerde konuşlanmış ve birbirlerine yakın kurulu güçlere sahip üç farklı RES projesinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Uygulamada, bölgesel farklılıkların sosyal, teknik, ekonomik, çevresel ve politik amaçlar üzerindeki etkilerinin görülmesi hedeflenmiştir. Sonuçlar, RES projelerinin bölgesel farklılıklarının, sırasıyla, en fazla çevresel, teknik, sosyal ve ekonomik amaçlar üzerinde etkili olduğunu göstermiştirArticle Step by Step Design Procedure of a Distribution Static Synchronous Compensator (DSTATCOM)(ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ, 2015) Teke, Ahmet; Yoldaş, Yeliz; Latran, Mohammad Barghi; 0000-0002-9821-9339; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümü; Yoldaş, Yeliz; 01. Abdullah Gül UniversityDSTATCOM is one of the power conditioning devices that is used to mitigate power quality problems in distribution systems. The overall performance of the DSTATCOM is strictly related with the proper selection of power circuit configuration and controller algorithm. The power circuit of DSTATCOM consists of dc link capacitor, inverter and passive filter. The control circuit of DSTATCOM consists of reference signal extraction, DC link voltage control, AC voltage control and switching signal generation. Compensating current reference signal is generally derived from the measured quantities by the use of the Instantaneous Symmetrical Component Theory (ISCT) and dq theory based method. A proportional integral (PI) controller is generally used to maintain a constant voltage at the dc-link of a Voltage-Source Inverter (VSI). Furthermore, by connecting a delta connected inductor-capacitor-inductor (LCL) passive filter at inverter output, the high order harmonics generated by the DSTATCOM can be easily and effectively eliminated. This study presents the design procedures for power and control circuits of 300 kVA DSTATCOM in detail.Research Project Ekran uygulamaları için bulanıklı azaltıcı metal nanotel saydam elektrotlar(TUBİTAK, 2015) Çıtır, Murat; Şen, Ünal; Kılıç, Ahmet; Canlier, Ali; Ata, Ali; 0000-0002-5009-5197; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümü; Çıtır, Murat; Şen, Ünal; Kılıç, Ahmet; Canlier, Ali; Ata, Ali; 01. Abdullah Gül UniversityGünümüzde kullanılmakta olan İndiyum Kalay Oksit (ITO) saydam elektrotnunun indiyum_x000D_ elementinin doğada az bulunması, malzemelerin ve prosesin pahalı olması, esnek ve_x000D_ dokunmatik ekranlarda ölümcül olabilecek mekanik kırılganlığının olması gibi özellikleri_x000D_ kullanımını sınırlamaktadır. ITO’nun yerine geçebilecek karbon nanotüp, grafen ve metal nanotel_x000D_ elektrotlar gibi gelecek vaat eden saydam iletken malzemeler çalışılmaktadır. Bunlar arasında_x000D_ metal nanoteller, ITO’nun sayılan dezavantajlarını gidermesine ek olarak optik ve elektriksel_x000D_ özelliklerinin en az ITO kadar iyi olmasından dolayı özellikle gelecek vaat etmektedir. Metal_x000D_ nanoteller çözelti sentezi yöntemiyle yüksek verimde üretilebilir ve çözeltiye dağıtılmış nanoteller_x000D_ spin-coating veya sprey yöntemiyle geniş subtratlara kolayca kaplanabilir. Bu devrim_x000D_ niteliğindeki teknoloji özellikle mekanik esneklik isteyen ürünlerde kullanılmak üzere ekran_x000D_ endüstrisine büyük etkisi olacaktır._x000D_ Önerilen proje kapsamında, hedef geçirgenlik başına nanotel elektrotların iletkenliği iki_x000D_ yöntemle geliştirilmesi amaçlanmaktadır: 1) daha ince ve daha uzun nanoteller sentezleyip_x000D_ kesişim nokta (junction) sayısını azaltmak ve 2) nanoteller üzerindeki oksit tabakasını gidererek_x000D_ ve nanotelleri iletkenliği yüksek altın (veya inert metal) tabakasıyla kaplayarak junction direncini_x000D_ azaltmak. Böylece bu çalışmayla ekran uygulamaları için hedeflenen levha direncine daha az_x000D_ nanotel kullanılarak ulaşılacaktır. Bu durum toplam geçirgenliğin iyileşmesini ve bulanıklık_x000D_ seviyesinin düşmesini sağlayacaktır. Son çalışmalara göre bulanıklık seviyesi 8 ohm/sq levha_x000D_ direnç ve %80 diffusive geçirgenlikte %15 seviyesindedir. Bulanıklık seviyesinin yüksek olması_x000D_ güneş pilleri için bir avantaj iken, yüksek-teknolojik ve askeri uygulamalarda kullanılacak_x000D_ ekranlar için düşük bulanıklık (<5%) seviyesine ihtiyaç vardır. Önerilen projede nanotellerin enboy oranını küçülterek ve junction direncini azaltarak toplam bulanıklığın azaltılmasıyla bu_x000D_ teknolojinin ekranlar için uygun hale gelmesi amaçlanmaktadır.Article KORUMA-YENİLEME ODAKLI BİR YAKLAŞIM ÇERÇEVESİNDE KAYSERİ “GERMİR” YERLEŞİMİNİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ(Mehmet Dursun Erdem, 2015) Ayten, Asım Mustafa; 0000-0002-4464-6204; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Ayten, Asım Mustafa; 01. Abdullah Gül University; 05. Mimarlık FakültesiKültürel Mimari miras kavramı Uluslararası Anıtlar ve Sitler_x000D_ Konseyi tarafından kentsel koruma literatürüne son zamanlarda girmiş_x000D_ bir kavramdır. Sürdürülebilirlik ilkesi gereği kültür varlıkları ile sit_x000D_ alanlarının korunmasını ve gelecek nesillere eksiksiz bir biçimde_x000D_ aktarılmasını içermektedir. Özellikle, kentsel koruma yolu ile koruma_x000D_ kültürü ve bilincinin toplumlara kazandırılması amaçlanmaktadır._x000D_ Mimari mirasın korunması kentsel belleğin sürdürülmesi açısından da_x000D_ önem göstermektedir. Avrupa’da korumaya ilişkin mevzuat çok eski_x000D_ olmasına rağmen, ülkemizde oldukça yenidir. Özellikle, Koruma altına_x000D_ alınan bölgelerde, koruma ilkeleri ile ölçütlerine uygun uygulamalar_x000D_ yapılmaktadır. Buna dair olarak da başta 1964 yılında kabul edilen_x000D_ Venedik tüzüğü olmak üzere çok sayıda uluslararası anlaşmanın_x000D_ hükümleri geçerlidir. Bu hükümler iç hukuk sistemini de_x000D_ etkilemektedir._x000D_ Cumhuriyet dönemi ile birlikte, korumacılık farklı bir alana_x000D_ taşınmaya başlamıştır. Müzeciliğin Osman Hamdi bey tarafından_x000D_ Osmanlı döneminde başlatılmasının ardından, kentsel ölçekte hangi_x000D_ tarihi döneme ait olup olmaksızın tüm tarihi ve kültür varlıklarını_x000D_ korumayı esas alan bir yaklaşım önemli hale gelmiştir. Bunda,1951_x000D_ yılında Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Kurulunun kurulması da_x000D_ temel etkenlerden biri olmuştur. Ancak, 1980 yılından sonra bu_x000D_ yapılanma ortadan kaldırılarak yerine yeni bir örgütlenmeye geçiş_x000D_ yapılmıştır. Koruma Amaçlı İmar Planlama çalışmaları ise ülkemizde_x000D_ 2863 ve 3386 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma yasalarında_x000D_ belirtilen hükümler uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı, eski adı ile_x000D_ İller Bankası şimdiki adı ile İl Bank, Valilikler ve Belediyelerce_x000D_ gerçekleştirilmektedir. Çoğunlukla bakanlık ve iller bankasınca yapılan_x000D_ veya yaptırılan koruma amaçlı imar planları analiz, sentez çalışmaları_x000D_ ile planların çeşitli ölçeklerde elde edilmesi ve uygulanması aşamalarını_x000D_ kapsamaktadır. 2863 sayılı yasa uyarınca tespit, tescil ve belgeleme_x000D_ çalışmaları bakanlık ve koruma kurullarınca yapılmaktadır. Planların_x000D_ fonksiyonel değişiklikler yolu ile yoğunluklar değişmeden_x000D_ yapılabilmesinin araçları üzerinde durmak gerekir. Genellikle, plan yapımı öncesinde sit alanlarındaki yapılar üzerinde imar hakları_x000D_ kısıtlanmaktadır. Diğer taraftan, istenilen hedefler bir türlü_x000D_ sağlanamamakta, planların performansları ise düşük olmaktadır. Bu da_x000D_ kamu kaynaklarının boşa gitmesine ve atıl kalmasına neden_x000D_ olmaktadır. Üstelik pek çok belediye, planların uygulanması konusunda_x000D_ pasif kalmaktadır. Örneğin, bu duruma bölgede yaşayan halkın tescile_x000D_ ve sit kavramına tepkili olmaları da eklenebilir. Türkiye’deki en önemli_x000D_ sorun ise planlardan çok planların hangi araçlarla, finansman ve_x000D_ örgütlenme modelleri ile uygulanacağı üzerinedir. Projelendirme,_x000D_ Programlama, Politika oluşturma ve Parasal kaynak bulmak da ayrıca_x000D_ uygulamayı başarılı kılan diğer etmenlerdir. Bu holistik yaklaşım içinde_x000D_ koruma altına alınan bu gibi bölgeleri pasif koruma yerine aktif bir_x000D_ koruma içinde ele alarak korumak esas olmak durumundadır._x000D_ Artık, tek yapı ölçeğindeki koruma anlayışından tüm kentin ve_x000D_ bölgenin tarihi ve kültürel varlıklarının korunmasına dayalı olarak_x000D_ koruma amaçlı imar planlarının yapılması zorunlu kılınmıştır. Yerel_x000D_ yönetimler ya da yerel yönetimlerin yetki vermek sureti ile Kültür_x000D_ bakanlığınca koruma amaçlı imar planı yapılmaktadır. Ülkemizde çok_x000D_ sayıda kentsel, tarihi, arkeolojik ve doğal sit alanı mevcuttur. Sit_x000D_ alanları içerisinde ise mevcut yapı stokunun; geleneksel sivil mimarlık_x000D_ yapıları ile anıtsal yapıların (cami, kervansaray, hamam, medrese,_x000D_ kümbet gibi) bir bütün halinde korunmaya çalışılmaktadır. Özellikle,_x000D_ Uluslararası örgütlerce Avrupa Birliği, UNESCO, gibi kamusal fonlar ve_x000D_ teknik yardımlar yolu ile destekleri bulunmaktadır. Ülkemizdeki pek_x000D_ çok yerleşim dünya kültürel mimari miras listesine alınmıştır. Bunlar_x000D_ arasında, Safranbolu, Divriği Ulu Camii ve Darüşifası, Hattuşaş,_x000D_ İstanbul tarihi yarımada, Eminönü, Nemrut dağı, Xanthos-Letoon,_x000D_ Truva antik kenti, Edirne Selimiye cami ve külliyesi, Çatalhöyük_x000D_ neolitik şehri, Bergama çok katmanlı kültürel peyzaj alanı, Bursa and_x000D_ Cumalıkızık, Göreme Ulusal parkı ve Kapadokya, Pamukkale-Hierapolis_x000D_ dir._x000D_ Bu çalışmada, Kayseri Germir Koruma Amaçlı İmar planı_x000D_ örneklenerek ele alınmaktadır. Germir yerleşimi Kayseri Metropoliten_x000D_ bölgesi içinde yer alan ve kentin doğusunda konumlanmış olan bir_x000D_ mahalledir. Germir tarih boyunca belirli ürünlerde uzmanlaşmış ve_x000D_ ticaretin yapıldığı bir yerleşim merkezi olmuştur. Bu özelliğini_x000D_ günümüzde yitirmiştir. Eskiden boyacılıkta kullanılan cehri bitkisinin_x000D_ teknolojideki gelişmelerden dolayı günümüzde kullanılmamaktadır._x000D_ Aynı zamanda, Germir’de çok sayıda Müslüman ve gayri Müslüman_x000D_ azınlık yaşamıştır._x000D_ Germir kültür ve doğa turizminin gerçekleştirilmesine dönük_x000D_ potansiyellere sahiptir. Kayseri, Kapadokya ve Erciyes dağının_x000D_ yakınında bulunan bir merkez olarak turizmde istenilen düzeye_x000D_ ulaşamamıştır. Ne var ki, gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta_x000D_ bölgeye daha fazla turist gelebilmesi için Germir ve benzeri_x000D_ yerleşimlerin, Gesi, Ağırnas gibi arasında bir kültür turizm ağı_x000D_ kurulmalıdır. Bu ağ içinde yer alan yerleşimler metropollerdeki yaşamın_x000D_ stresinden uzak kalmak isteyenler için oldukça uygun bir yaşama_x000D_ bölgesi oluşturabilir. Bu bakımdan, Germirin ekolojik tarihi ve kültürel_x000D_ yapısını koruyan bir mimari yaklaşım ile eko-turizm odaklı bir_x000D_ ekonomik ve sosyal kalkınma programı kolaylıkla uygulanabilecektir._x000D_ Turizmin diğer alt sektörleri de geliştirdiği bir yapının kurulması yerleşimin göç vermesini önleyecektir. Germir’de yer alan başta kilise_x000D_ olmak üzere tüm dini anıtsal yapıların korunması ve özgün hali içinde_x000D_ kullanılması gerekmektedir. Gerek kamu tarafından gerekse özek sektör_x000D_ tarafından plan ile belirlenen yapıların işlevsel değişiklikleri_x000D_ yapılmalıdır. Bu bağlamda, restorasyon çalışmalarına başlanılması,_x000D_ ağırlıklı olarak taş malzemeden yapılmış olması nedeni ile de konutların_x000D_ özgün malzemeye uygun restore edilmesi şarttır. Bu yapıların yer aldığı_x000D_ korunacak sokakların canlı bir sokak kimliği kazanabilmesi açısından_x000D_ da açık mekanlarla-meydan birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir._x000D_ Bu çalışma, Kayseri Metropoliten alanı sınırları içinde yer alan_x000D_ Germir 1.Derece Doğal ve Kentsel Sit alanı yerleşimine özgü koruma_x000D_ sorunlarını ortaya çıkartmak ve bu sorunların çözümüne yönelik bir_x000D_ koruma perspektifi gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede,_x000D_ Kayseri Germir yerleşimine yönelik, makalenin hazırlanması sırasında_x000D_ İller Bankası’nca ihale edilen Koruma Amaçlı İmar Planı araştırma_x000D_ raporundan yararlanılmıştır. Halen, söz konusu çalışmanın planlama_x000D_ aşaması sürmektedir. Ayrıca, Literatürde de Germir’e ilişkin çok sınırlı_x000D_ sayıda kaynak olduğu belirlenmiştir. Bu derleme çalışması göstermiştir_x000D_ ki, koruma amaçlı imar planlarının uzun sürelere yayılmasından ötürü_x000D_ koruma konuları ve politikaları için bu durum bir dezavantajdır. Bunun_x000D_ yanı sıra, alanda yapılan görsel tespitlerden (fotoğrafla tespit ve_x000D_ belgeleme) hane halkı kullanıcıları ile yapılan görüşmeler sonucunda_x000D_ elde edilen notlardan önemli ölçüde yararlanılmıştır.Article TÜRKİYE'NİN İLK ULUSLARARASI ORTAÖĞRETİM KURUMU: MUSTAFA GERMİRLİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ(Mehmet Dursun Erdem, 2015) Göver, İbrahim Hakan; Yavuzer, Hasan; 0000-0002-1258-0124; AGÜ; Göver, İbrahim Hakan; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.01. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerBilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmelerin önemli toplumsal değişimlere neden olduğu bir süreç yaşamaktayız. Özellikle iletişim, haberleşme ve ulaşım alanında kaydedilen ilerlemeler sayesinde insanlar ve toplumlar arasındaki kültürel ve fiziki mesafeler ortadan kalkmıştır. Adına küreselleşme ve uluslararasılaşma dediğimiz bu süreç, toplumsal birikim ve unsurların (bilgi, eğitim, teknoloji, sermaye, fikir, ticari ürün, emek vb) kökeninden/kaynağından bağımsız olarak tüm dünyada serbestçe dolaşmasına neden olmaktadır. Küreselleşen dünyada diğer her şey gibi eğitim faaliyeti de yerel ya da ulusal olmaktan çıkmış, binası, öğrencisi, öğretmeni ve ders müfredatıyla uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Bu trende bağlı olarak, Ülkemizde sadece yabancı uyruklu öğrencilerin devam ettikleri orta öğretim kurumları açılmaya başlanmıştır. Bu okullardan biri de Kayseri İli Kocasinan İlçesinde bulunan "Uluslararası Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesi" dir. Araştırmamızın konusunu teşkil eden bu okul, MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün aldığı bir kararla 2006 yılından itibaren sadece yabancı uyruklu öğrencilere eğitim hizmeti vermeye başlamış ve böylece yabancı uyruklu öğrencilere lise düzeyinde eğitim veren Türkiye'deki ilk ve tek okul olmuştur. Eğitimde uluslararasılaşmanın yaygınlaşmasıyla birlikte, ülkemizde ortaöğretim düzeyinde faaliyet gösteren uluslararası eğitim kurumlarının sayılarının kısa bir süre içinde artacağı kaçınılmazdır. Bu tespitten hareketle, bu makalede alanında bir ilk olma özelliği taşıyan Uluslararası Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesinin önemine ve eğitim faaliyetlerine dikkat çekilmek istenmiştir.Research Project Nanotanecikler İçeren Yüksek Miktarda Doğal Puzolan Katkılı Çimentolar: Özellikler, Hidratasyon ve Hamur İç Yapısı(TUBİTAK, 2015) Uzal, Burak; Korkanç, Mustafa; Karahan, Okan; 0000-0002-3810-7263; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Burak; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiÇimento sektörü dünya genelinde atmosfere salınan CO2 gazının %7’sinden tek başına_x000D_ sorumludur. Çimento sektörü odaklı CO2 emisyonlarının azaltılabilmesinde en etkin yol,_x000D_ çimentolardaki mineral katkı kullanım oranının yükseltilebilmesidir. Bunun önündeki en büyük_x000D_ engel göreceli olarak yüksek miktarda mineral katkılı çimentoların geç priz süreleri, düşük_x000D_ dayanımları ve yüksek büzülme eğilimleridir. Son yıllarda nanoteknolojiye olan ilgi artışıyla_x000D_ beraber, nanotaneciklerin çimento sistemlerinde kullanımına yönelik çalışmalar dikkat_x000D_ çekmektedir._x000D_ Bu projede yüksek miktarda doğal puzolan içeren çimentolara nanotanecik ilavesinin, farklı_x000D_ doğal puzolan tiplerine de bağlı olarak, bu çimentoların hidratasyonu, hamur iç yapısı ve_x000D_ özellikleri üzerindeki etkisi irdelenmiştir. Yirmi üç farklı doğal puzolanik malzemeden türlerini_x000D_ en iyi şekilde yansıtacak şekilde seçilen bir zeolit, bir pomza ve bir volkanik tüfün her birisi,_x000D_ ağırlıkça %50 oranında Portland çimentosuna ikame edilerek katkılı çimentolar hazırlanmıştır_x000D_ (toplam 20 farklı çimento kompozisyonu). Bu çimentolara %1 ve %2 oranlarında nanoCaCO3 ve nano-SiO2 tanecikleri ilave edilerek, çimentoların hidratasyonu, hamurların iç_x000D_ yapısı ve harç özellikleri incelenmiştir. Bu kapsamda izotermal kalorimetreyle hidratasyon_x000D_ kinetiği, taze hamurların vizkositesi, termal analizle sertleşmiş hamurların kalsiyum hidroksit_x000D_ ve bağlanmış su içerikleri, elektron mikroskobuyla iç yapı gözlemleri, harçların dayanımları_x000D_ ve büzülme (rötre) ölçümleri gerçekleştirilmiştir._x000D_ Yapılan deneysel çalışmaların sonucunda nanotanecik ilavesinin, yüksek miktarda doğal_x000D_ puzolan içeren çimentoların başta hidratasyon kinetiği (reaksiyon hızı ve açığa çıkan_x000D_ hidratasyon ısısı) olmak üzere, iç yapısını mikro ve nano düzeyde modifiye ettiği tespit_x000D_ edilmiştir. Çimento harçlarında %19’a varan oranlarda basınç dayanımı artışları ile_x000D_ büzülmelerde belirgin düşüşler gözlenmiş ve bu durumun nanotanecik ilavesiyle hamur iç_x000D_ yapısının gözenek boyut dağılımında meydana gelen yoğunlaşmayla ilgili olduğu_x000D_ değerlendirilmiştir.Article KAYSERİ’DE ÖĞRENİM GÖREN YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİLERİN KAYSERİ, TÜRKİYE VE İSLAM ALGISI*(Mehmet Dursun Erdem, 2015) Göver, İbrahim Hakan; 0000-0002-1258-0124; AGÜ; Göver, İbrahim Hakan; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.01. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler1. Giriş Bilgi arayışı ve bilgiye ulaşma çabası insanoğlu için evrensel bir çabadır. Eskiden ulaşım ve iletişim araçlarının yetersizliği ile sınırlı olan ve bölgesel/ulusal düzeyde kalan bilgi arayışı, günümüz dünyasındaki teknolojik gelişmelerle küresel bir nitelik kazanmıştır. Artık insanlar, fiziki sınırların ortadan kalktığı bir dünyada, bilgiyi daha iyi şartlarda ve yeterliliklerde sunan eğitim kurumlarından elde etmek istemektedirler. Bilgiye olan talep ve bilgiye verilen değer günümüzde o kadar çok artmıştır ki artık "Bilgi Toplumu" adı verilen yeni bir toplum tipinden bile bahsedilmektedir. Toplumsal yapıdaki bu değişime bağlı olarak özellikle hareketliliğinde belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Bu artış, ülkeler arasında büyük bir rekabete ve önemli strateji değişikliklere neden olmuştur. Türkiye'nin eğitim alanında yaşanan bu rekabetin dışında kalması düşünülemez. Ülkemiz jeo-stratejik konumunun sağladığı avantajı iyi değerlendirmek ve eğitim politikalarını yeniden gözden geçirmek durumundadır. Zira uluslararası öğrenciler okudukları ülkelere pek çok alanda önemli fırsatlar sunmaktadırlar. Okudukları süre boyunca yaptıkları harcamalarla ülke ekonomisine olan katkıları, farklılıklarından dolayı kültürlerarası diyalog ve hoşgörüyü artırmaları ve mezuniyetleri sonrası okudukları ülkeye duydukları sempati ve duygusal bağ ile o ülkenin gönüllü birer elçisi olmaları bu fırsatlardan sadece birkaçıdır. Bununla birlikte yabancı öğrencileri cezbetmek için öncelikle uluslararası arenada olumlu bir ülke imajına sahip olmak gerekir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, çeşitli ülkelerden gelerek Türkiye'de okuyan öğrencilerin algılarının araştırılması ve karar mekanizmasında bulunan kişilere geri besleme sağlanması hayati bir önem arz etmektedir. 2. Araştırmanın Konusu Bu çalışmada farklı ülkelerden gelerek Uluslararası Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesinde öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin öğrenim gördükleri şehir (Kayseri), öğrenim gördükleri ülke (Türkiye) ve İslam dini hakkındaki algıları konu edilmiştir. 3. Araştırmanın Amacı Çalışmanın amacı, yabancı uyruklu öğrencilerin Kayseri, Türkiye ve İslam algısını tespit ederek karar merciindeki kişilere öğrenci memnuniyetini artırıcı ve ülke imajını güçlendirici geri besleme sağlamaktır. 4. Araştırmanın Önemi Yabancı uyruklu öğrencilerin algılarının öğrenilmesi ülkemizin dış imajı açısından stratejik bir önem arz etmektedir. Konunun bu öneminden dolayı ülkemizdeki yabancı uyruklu öğrenciler ile ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Ancak bu çalışmalarda, ağırlıklı olarak, yükseköğretime devam eden öğrencilerin Türk Eğitim Sistemine uyumları ve Türkçe'yi öğrenmede karşılaştıkları zorluklar araştırılmış ve çalışma grubu olarak da genellikle Türki Cumhuriyetlerinden gelen öğrenciler seçilmiştir. Bizim çalışmamız ise, ortaöğretime devam eden yabancı uyruklu öğrencilerin algılarını konu edinmiştir ve çalışma grubumuzu sadece Türkî Cumhuriyetlerden değil diğer ülkelerden gelen öğrenciler oluşturmaktadır. 5. Araştırmanın Yöntemi Araştırmada ağırlıklı olarak anket çalışmasına yer verilmiş ve bu kapsamda, 388 kişilik erkek öğrenci grubundan kota örneklemesi yoluyla seçilen 181 öğrenciye toplam 57 soruluk bir anket uygulanmıştır Ankette yer alan sorular öğrencilerin Kayseri, Türkiye ve İslam algısını ölçecek tarzda ve Türkçe olarak hazırlanmıştır. Anket uygulandıktan sonra elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde SPSS 21 for Windows (Statistical Package for Social Sciences) programı kullanılmıştır. 6. Bulgular 6.1. Kayseri Algısı Anketten elde edilen verilere göre öğrencilerin büyük bir bölümü Kayseri'de kendilerini rahat hissetmektedirler ve Kayseri'ye uyum sağlarken fazla zorlanmamışlardır. Kayseri halkı ile samimi ilişkiler içindedirler ve sahip oldukları farklılıklar nedeniyle Kayseri'de dışlandıklarını ya da ayrımcılığa uğradıklarını düşünmemektedirler. Öğrencilere göre Kayseri'nin en olumlu yanı ulaşım kolaylığı; en olumsuz yanı ise hayat pahalılığı ve hava kirliliğidir. Kayseri en çok ticaret alanında gelişme kaydetmiştir. Öğrencilerin gözünde Kayseri modern ve gelişmiş bir şehirdir. Netice itibari ile öğrencilerin büyük bir bölümü Kayseri hakkında olumlu izlenimlerle ülkelerine döneceklerdir.Kayseri'de Öğrenim Gören Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Kayseri, Türkiye... 1027 Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 10/2 Winter 2015 6.2. Türkiye Algısı Benzer bulgular Türkiye algısı için de geçerlidir. Öğrenciler Türkiye'yi srasıyla İslam ülkesi, doğu-batı arasında köprü ve Avrupa ülkesi olarak görmektedir. Onlara göre Türkiye dünyada yeterince tanınmakta ve bilinmektedir. Öğrencilere göre bunun en büyük nedeni Osmanlı Devletidir. Türkiye sırasıyla Orta Asya, Avrupa, Balkanlar ve Ortadoğu'da etkin bir güce sahiptir. Öğrencilerin Türkiye'ye gelmeden önceki ülkemiz hakkındaki düşünceleri ile geldikten sonraki düşünceleri arasında değişiklik olmuştur. Bu değişiklik bir kısmı için olumlu iken diğer bir kısmı için de olumsuz yöndedir. Türkiye öğrenciler tarafından sırasıyla modern toplum, sanayi toplumu ve geleneksel toplum olarak tanımlanmaktadır. Öğrencilerin gözünde Türk insanı genellikle olumlu özelliklere sahiptir. Öğrenciler, Türkiye'de en çok yiyecek/içecek farklılıkları, Türkçe öğrenme, eğitim sistemine uyum ve giyim-kuşam farklılıkları bakımından zorlanmışlardır. Türkiye ile öğrencilerin kendi ülkeleri arasındaki farklılıklar; sırasıyla dini yaşamda, ekonomik yaşamda, sosyal yaşamda, siyasette ve hukukta mevcuttur. Öğrencilerin bir bölümü ilahiyat eğitimine ya da yükseköğrenimine Türkiye'de devam etmeyi istemektedir ve kendilerine imkan tanındığı takdirde Türkiye'ye yerleşmeyi düşünmektedirler. Öğrenciler ülkelerine döndükten sonra Türkiye hakkındaki izlenimleri genellikle olumlu olacaktır. 6.3. İslam Algısı Öğrencilerin mezhep ve görüş farklılıklarına ragmen İslam algısı konusunda da benzer sonuçlar elResearch Project Proses Kontrol Sistemleri İçin Kayan Kipli Kontrol Geliştirilmesi Ve Fpga-Temelli Pratik Uygulanması(2016) Ablay, Günyaz; Eroğlu, Yakup; 0000-0003-2862-6761; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümü; Ablay, Günyaz; 01. Abdullah Gül UniversityDayanıklı ve etkin proses kontrol sistemleri proseslerin çalışma güvenliğini ve güvenirliğini sağlamak için endüstride en çok istenen kontrol sistemleridir. Mevcut proses kontrol yaklaşımları büyük çoğunlukla PID kontrol ve ampirik proses modelleri temellidir. Böyle klasik yaklaşımlar proses dinamiğindeki nonlineerlikler, bozucular ve parametre değişikliklerinin varlığında dayanıklılık ve performans sorunlarına neden olabilmektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri?nde proses kontrol sistemlerinin üstesinden gelemediği anormal durumlar, yaklaşık 10 milyar dolarlık yıllık gelir kaybına neden olmaktadır. Bunun temel sebebi, klasik kontrol yaklaşımlarıyla kontrol sistemlerinin dayanıklılık sorunlarının çözülememesidir. Çünkü klasik metotlar dayanıklı olmayan yaklaşımlardır ve proseslerin iç dinamikleri ile ilgili bilgilerden yeterince faydalanamamaktadırlar. Ayrıca, kontrol yapılarındaki çok çeşitlilik ve oldukça genel akort metotlarının kullanılması proses kontrol sistemlerinin performansını düşürmektedir. Bu projede hem ayrıntılı durum-uzay modeli ile tanımlanan hem de indirgenmiş-mertebeli modeller (giriş?çıkış modelleri) ile tanımlanan prosesler için kayan kipli kontrol (KKK) metotları geliştirilmiştir. Geliştirilen KKK metotları endüstride oldukça yaygın bir şekilde kullanılan PID kontrolörler ile performans yönünden karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Önerilen kontrol metotları, belirsizliklerin varlığında prosesin kararlılığını artırmakta ve optimuma yakın performans verebilmektedir. Geliştirilen metotların etkinliği nümerik simülasyonlar ve deneysel çalışmalar ile gösterilmiştir. Deneysel çalışmalarda DC servo sürücülü konveyör sistemi ve manyetik levitasyon sisteminin dayanıklı kontrolü yapıldı. Manyetik levitasyon teknolojisi temassız ve sürtünmesiz hareketi mümkün kıldığından özellikle yüksek hızlı trenler ve yüksek doğruluk ile çalışması gereken sistemlerde tercih edilir. Ancak sistemin doğal yapısı kararsızdır, nonlineer bir dinamiğe sahiptir ve zamanla değişen endüktans değerine sahiptir. Bu nedenle, bu projede kapsamında geliştirilen dayanıklı KKK metotları manyetik levitasyon sistemine uygulanmış ve oldukça iyi sonuçlar alındığı gösterilmiştir.Article On Critical Buckling Loads of Euler Columns With Elastic End Restraints(HİTİT ÜNİVERSİTESİ, 2016) Başbük, Musa; Eryılmaz, Aytekin; Coşkun, Sefa B.; Atay, Mehmet Tarık; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Makine Mühendisliği Bölümü; Atay, Mehmet Tarık; 01. Abdullah Gül University; 02.01. Mühendislik Bilimleri; 02. Mühendislik FakültesiI n recent years, a great number of analytical approximate solution techniques have been introduced to find a solution to the nonlinear problems that arised in applied sciences. One of these methods is the homotopy analysis method (HAM). HAM has been successfully applied to various kinds of nonlinear differential equations. In this paper, HAM is applied to find buckling loads of Euler columns with elastic end restraints. The critical buckling loads obtained by using HAM are compared with the exact analytic solutions in the literature. Perfect match of the results veries that HAM can be used as an efficient, powerfull and accurate tool for buckling analysis of Euler columns with elastic end restraints.Article ILGIN LİNYİT İŞLETMELERİ GÖLETLERİNDE ASİT MADEN DRENAJI VE REHABİLİTASYONU(Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, 2016) Delibalta,Mahmut Suat; Uzal, Niğmet; 0000-0002-0912-3459; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Mühendislik Bilimleri Bölümü; Uzal, Niğmet; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiMaden yataklarının aranması, üretimi ve zenginleştirilmesi süreçlerinde uygulanan işlemler; hava, toprak, sukaynaklarını, dolayısıyla çevreyi ve çevrede yaşayan canlıları etkilemektedir. Genel olarak kömür açık işletmemadenciliğinin çevre üzerindeki olumsuz etkileri, yeraltı madenciliği ve cevher hazırlama çalışmalarına oranlaçok daha fazladır.Kömür açık işletmeleri sonrası oluşan üretim çukurlarının dekapaj malzemesiyle doldurulmaması halinde,yüzey suları ve yeraltı su seviyesinin yükselmesi ile küçük veya büyük göletler oluşmaktadır. Düşük pH değeri(asidik karakteristik) ve yüksek metal konsantrasyonu (Al, Ca, Mn, Fe, Cu, Zn, Pb) içeren bu göletlerde, baskınhalde bulunabilen sülfürlü mineraller ve atık malzemeler en önemli çevresel sorunlardan birini oluşturmaktadır.Bu çalışmada, TKİ GLİ Ilgın linyit işletmeleri 5 farklı gölette su karakterizasyonu izlemeleri yapılarak;ortalama pH 6,49-7,81, bulanıklık (NTU) 0,12-63,6, sülfat içeriği 0,05-2,67 mg SO4/L, kimyasal oksijen ihtiyacı4-136 mg O2/L, elektriksel iletkenlik 285 µS/cm-4,68 mS/cm değerleri ve 1839 ppb Mn, 9777 ppb Fe ile enyüksek ağır metal içerikleri tespit edilmiştir. Saha örneklerine ilişkin analizler üç aylık periyotlarla takipedilmiştir. Belirlenen sonuçlar ilgili yasal yönetmelikler çerçevesinde değerlendirilmiştir.Research Project Fotonik Fener Tabanlı Eş‐Fazlı Alıcı Performans Analizi(TUBİTAK, 2016) Özdür, İbrahim Tuna; 0000-0001-6452-0804; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümü; Özdür, İbrahim Tuna; 01. Abdullah Gül UniversityBos uzay es fazlı algılama sistemlerinin performanslarını arttırmak için fotonik fenerli sistemler önerilmistir (US 9322992 ). Bu projede fotonik fenerli es fazlı alıcıların sistem performansına nasıl katkı yaptıkları incelenmis ve sonrasında sistem seviyesinde nasıl gelistirmelere sebep olacagı arastırılmıstır. Bu çalısma sonucunda fotonik fener tabanlı sistemlerin sinyal gürültü oranına önemli sekilde katkı sagladıkları bulunmustur. Bu sinyal gürültü oranındaki gelisimi asıl önemli parametre olan hata oranına çevirmek için yogun çalısmalarda bulunulmus ve sonuçlar proje raporunda sunulmustur. Hata oranındaki degisim farklı optik güçlerde farklı degerlerde olmustur. Örnegin 250 mW gönderilen optik güç için hata oranı kabul edilmeyen %40 dan, bu tarz sistemler için kabul edilebilir olan %10 seviyesine indirilmistir. Ayrıca fotonik fenerlerin agırlık güç tüketimi gibi parametrelere katkısı da arastırılmıs ve en büyük katkılarının aynı performans için gereken 1.5 kat daha kısa çapı olan optik lens oldugu degerlendirilmistir.Article COMPARISON OF INTERNATIONAL AND DOMESTIC ACQUISITIONS: A LITERATURE REVIEW(Bandırma 17 Eylül Üniversitesi, 2016) Genç, Ömer Faruk; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, İşletme Bölümü; Genç, Ömer Faruk; 01. Abdullah Gül UniversityInternational Aquisitions (IAs) have been used extensively by companies. Although IAsdiffer from_x000D_ domestic aquisitions, there is not a literature review about how they differ. A literature review of_x000D_ acquisitions in terms of comparison between international and domestic deals is provided in this study._x000D_ Based on the literature, it was shown that international acquisitions differ significantly from domestic_x000D_ acquisitions in terms of motivations, outcomes, success factors, integration problems, information_x000D_ asymmetry, and diversification. The study also identifies new aveanues for acquisition researh. The_x000D_ acquisition paradox and motivation-outcome inconsistency are identified as major issues in acquisition_x000D_ research, and ways to deal with these issues including using benchmarking methodology, risk-adjusted_x000D_ returns, and examining motivations in different ways are provided. In addition, acquisitions by emerging_x000D_ market multinationals and private companies, acquisitions of state-owned enterprises, pre-announcement_x000D_ and negotiation stages are identified as understudied areas with great potential in acquisition research.Article Küresel Lens Temelli Mobil Mikroskop(2016) Icoz, Kutay; 01. Abdullah Gül UniversityBu makalede küresel lensin cep telefonu kamerasına takılmasıyla elde edilen ucuz, basit ve taşınabilir mikroskop sunulmaktadır.Sistemin sahip olduğu gürültü, görüntü kalitesine etki eden özellikleri irdelenmiştir. Küresel lens ile birlikte cep telefonun sahipolduğu lens ve görüntüleme sensösür 100X büyütme, 3,4 mikron çözünürlük ve 1500x1500 um lik görüş alanı sağlamaktadır.Küresel lens ve tutucunun fiyatı 25 kuruştan ucuzdur. Böyle bir sistemi optik ışık mikroskobu olarak kullanarak, mikro boyuttaküresel parçacıkların ve mikro sensörlerin görüntüleri elde edilmiştir. Görüntü işleme metotları ile birleştirildiği takdirde, bu optiksistem, pahalı mikroskopların gerçekleştirdiği komplike işlemleri gerçekleştirebilen alternatif bir metot olabilir.Research Project Manyetik Parçacıkların Kullanıldığı Biyosensörlerde Mikro/Nano Demir Parçacıklar Kullanarak İşaret Arttırma Ve Hassasiyeti Geliştirme(TUBİTAK, 2016) İçöz, Kutay; 0000-0002-0947-6166; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Elektrik - Elektronik Mühendisliği Bölümü; İçöz, Kutay; 01. Abdullah Gül UniversityBu projenin amacı öncelikle kameralar ile görüntü kayıt etme esasına dayalı veya lazer ile kırınım tabanlı ölçme sistemlerinde uygulanabilecek mikro/nano demir parçacıklar yardımıyla manyetik parçacıklardan elde edilecek sinyallerin kuvvetlendirilmesidir. Biyomoleküller ve mikro/nano parçacıklar kullanarak hedef molekülden elde edilecek isareti kuvvetlendirme çesitli metotlarla gerçeklestirilmektedir. Halihazırdaki bu teknikler biyomoleküllerin etkilesimi esasına dayanmakta olup pahalı olma, sıcaklık ve pH degerlerine baglı olma gibi bazı dezavantajları bulunmaktadır. Bu projede amaç bahsedilen dezavantajlara sahip olmayan ferromanyetik/paramanyetik parçacıkları ve demir mikro/nano parçacıkları beraber kullanarak yeni bir isaret kuvvetlendirme teknigi gelistirmektir. Ferromanyetik/paramanyetik parçacıklar hedefi yakalama, ayrıstırma ve hareket ettirmek için kullanılacakken üzerlerine uygulanan manyetik alan nedeni ile manyetik hale gelirler. Ortama eklenecek demir parçacıkları ferromanyetik/paramanyetik parçacıklara manyetik olarak baglanarak ve onlardan elde edilecek kütle ölçümü, görüntü kaydı gibi ölçüm metotlarında hedef molekülden elde edilen isareti kuvvetlendirerek hassasiyeti arttırmıstır. Yapılan ölçümler ile hedefi yakalamıs tek bir manyetik parçacık için minimum 3 kat maksimum 60 kat isaret artırımının mümkün oldugu gösterilmistir.Research Project Zenginleştirilmiş Öznitelikler ve Makine Öğrenmesi Yöntemleriyle Protein Yerel Yapı Tahmini(TUBİTAK, 2017) Aydın, Zafer; 0000-0001-7686-6298; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü; Aydın, Zafer; 01. Abdullah Gül University; 02. 04. Bilgisayar Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiProjenin amacı proteinlerde bulunan ikincil yapı, dihedral açı ve çözücü erişilirlik gibi bir boyutlu yapısal özelliklerin başarılı olarak tahmin edilmesi ve bu tahminleri kullanarak parçacık seçimi yapan yeni bir yöntem geliştirilmesidir. Geliştirilen yöntemler sayesinde proteinlerin üç boyutlu yapısının daha doğru tahmin edilmesi, proteinlerin fonksiyonlarının daha iyi anlaşılması ve daha etkili ilaç tasarımı yapılması mümkün olacaktır. Bir boyutlu yapısal özelliklerin tahmini için yürütücünün daha önce geliştirdiği iki aşamalı hibrit sınıflandırma yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemde bulunan sınıflandırıcılar için dizi tabanlı profiller, yapısal profil matrisleri gibi çeşitli öznitelik vektörleri kullanılmıştır. İkinci aşamadaki sınıflandırıcı için destek vektör makinası, derin KSA, rastgele orman ve topluluk gibi çeşitli öğrenme yöntemleri eğitilmiş ve geliştirilen yöntemlerin tahmin başarı oranları standart veri kümelerinde incelenmiştir. Ayrıca bu aşamada derin otokodlayıcılar ve öznitelik seçme yaklaşımları ile boyut düşürme gerçekleştirilmiştir. Protein parçacık seçimi için verilen iki amino asit dizisi parçacığının yapısal olarak benzer olup olmadığının tahmin eden yöntemler geliştirilmiştir. Bunun için Rosetta programının parçacık veritabanında bulunan proteinlerden parçacık ikilileri örneklenmiş, bu ikililer BCScore yöntemi ile etiketlenmiş, eğitim ve test kümeleri oluşturulmuştur. Ayrıca farklı öznitelik kümeleri konsept hiyerarşi yaklaşımı ile kapsamlı olarak incelenmiş ve en başarılı sonucu veren öznitelik kombinasyonları tespit edilmiştir. Parçacık seçimi probleminde 3 ve 9 amino asitlik parçacıklar üzerinde çalışılmıştır ancak yöntemler diğer uzunluktaki parçacıklar için de kolaylıkla uygulanabilecektir. Projede geliştirilen yöntemler sayesinde ikincil yapı tahmin başarısı en zor tahmin kategorisinde %2.6 iyileşmiş, dihedral açı tahmin başarısı önemli oranda iyileşmiş, çözücü erişilirlik probleminde literatürdeki en başarılı yöntemler ile benzer bir seviye yakalanmıştır. Parçacık seçiminde ise verilen iki parçacığın yapılarının benzer olup olmadıkları 3-mer parçacıklar için %94 ve 9merler içinse %97 oranı ile tahmin edilmiştir. Yapılan çalışmaların neticesinde öznitelik vektörlerinin daha iyi tasarlanmasının ve farklı sınıflandırma yöntemlerinin birleştirilip optimize edilmesinin yapısal özellik tahmin başarısını önemli oranda iyileştirdiği sonucuna varılmıştır.
