TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/396
Browse
Browsing TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu by WoS Q "N/A"
Now showing 1 - 20 of 189
- Results Per Page
- Sort Options
Article Accurate Prediction of Residual Stresses in Machining of Inconel 718 Alloy through Crystal Plasticity Modelling(2023) Bal, Burak; Cetın, Barıs; Yılmaz, Okan Deniz; Kesriklioglu, Sinan; Kapçı, Mehmet Fazıl; Buyukcapar, Ridvan; 01. Abdullah Gül University; 02.06. Makine Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiArtık gerilmelerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi, savunma, havacılık ve otomotiv endüstrilerinde kullanılan bileşenlerin arızalanmasını önlemede çok önemlidir. Bu çalışmanın amacı, Inconel 718'in işlenmesi sırasında oluşan artık gerilmeleri doğru bir şekilde tahmin etmek için bir malzeme modeli sunmaktır. Ortogonal talaşlı imalat testleri, çeşitli kesme ve ilerleme hızlarında gerçekleştirilerek, Inconel 718'in işlenmesinden sonraki artık gerilmeler, X-Ray ışın kırınımı ile karakterize edildi. Bu süper alaşımın mikroyapısal girdilerini ticari olarak temin edilebilen bir sonlu eleman yazılımına (Deform 2D) aktarmak için bir viskoplastik kendi içinde tutarlı kristal plastisite modeli geliştirildi. Ayrıca simülasyonlar klasik Johnson - Cook malzeme modeli ile aynı işleme parametrelerinde yapıldı. Bu çalışmada elde edilen simülasyon ve deneysel sonuçlar, kristal plastisite tabanlı çok ölçekli ve çok ölçekli malzeme modelinin, mevcut modele kıyasla Inconel 718'in işleme kaynaklı kalıntı gerilmelerinin tahmin doğruluğunu önemli ölçüde geliştirdiğini ve yüzey kusurlarını en aza indirmek için kullanılabileceğini göstermiştir. Geliştirilen bu model, kesilmesi zor malzemelerin işlenmesinde yüzey kusurlarını ve üretim denemelerinin maliyetini en aza indirmek için kullanılabilir.Article Agency Theory: A Review in Finance(2020) Polat, Ali Yavuz; Tekin, Hasan; 01. Abdullah Gül UniversityTemsil ve risk paylaşımı problemleri büyük firmalarda sahiplik ve kontrolün ayrılmış olmasından dolayı, müvekkil (sahipler) ve vekil (yöneticiler) arasında çıkar çatışması olduğunda ortaya çıkmaktadır. Bu problemler temel olarak bilgi asimetrisinden kaynaklanmaktadır. Bu da müvekkil için vekalet maliyeti ortaya çıkarmaktadır. Halihazırdaki önemli teorilerden biri olan Vekil Teorisi vekalet ilişkilerindeki maliyetleri minimize etmeye odaklanmaktadır. Bu çalışma müvekkil-vekil ilişkilerini daha iyi anlamak için, kurumsal finans alanındaki hissedar-yönetici ve tahvil sahibi-hissedar ilişkilerine odaklanarak, müvekkil-vekil ilişkilerini kritik bir şekilde değerlendirmektedir.Article Amerikan İşletme İdeolojisinin Türkiye’ye Gelişi, Yayılışı ve Ücret Tartışmaları,1960-1980(2019) Balkılıç, Özgür; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.03. Sosyoloji1960-1980 arasında yeni bir toplu sözleşme düzenine geçilmesiyle ve kalkınma, sosyal adalet, ücreteşitsizlikleri gibi konularda kamusal tartışmaların gittikçe yoğunlaşmasıyla birlikte sermaye sahiplerinin enönemli gündemlerinden birisi sınai karlılıklarını gizlemek/arttırmak ve bunu yaparken de emek süreçleriüzerindeki denetimlerine özellikle örgütlü emeğin rızasını almaktı. Bu anlamda, özellikle 1945 sonrası dünyayayayılan Amerikan işletme ideolojisi burjuvazinin/işletme yöneticilerinin bir yandan kapitalist karları gizlemekve diğer yandan emek üzerindeki denetimi sağlamak hususunda rızanın üretilmesinde en önemli araçlardanbirisi oldu. Bu çalışma, burjuvazinin örgütlü emeğin rızasını almak için kullandığı en önemli ideolojikmekanizmalardan birisi olan işletme ideolojisinin Türkiye’ye gelişine, yayılmasına ve özel olarak bu ideolojininönemli bir boyutu olan ücret tartışmalarına odaklanmaktadır. Makalede sermaye sahiplerinin/yöneticilerinkarlarını gizlemek-arttırmak ve emek üzerinde denetimi sağlamak için öne sürdüğü ücretler-verimlilik ilişkisive ücret sistemlerine örgütlü emeğin sendikal yapısı ve stratejileri nedeniyle rıza göstermediği öne sürülecektir.Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı 1960-1980 arasının emek-sermaye çatışmasını incelerken emeksüreçlerini büyük oranda ihmal eden mevcut literatüre katkı koymaktır.Article Analysis of Under-Five Mortality by Diseases in Countries With Different Levels of Development: a Comparative Analysis(2023) Ersöz, Nur Şebnem; Sütçü, Muhammed; Şahan, Pınar Güner; 01. Abdullah Gül UniversityObjectives: The right to health is critical for children because they are sensitive beings who are more susceptible to disease and health problems. It would be beneficial to compare child mortality rates in countries with different levels of development and to conduct studies to address them by taking into account their causes. This study aims to analyze the situation of developed, developing and least developed countries in terms of causes under-5 child mortality (U5CM) determined by World Health Organization and to identify the similarities or differences of under-five mortality. Methods: Child mortality rates per 1,000 live births between 2000 and 2017 years in between different age groups (0-27 days and 1-59 months) by causes (disease-specific) were obtained from World Health Organization for a total 15 countries including developed, developing and least developed countries. Regression analysis was performed to identify which causes have more impact on child mortality. In addition, the relationship between diseases was calculated using Euclidean distance, and diseases were clustered using k-means clustering algorithm for each country. Results: As a result of mathematical and statistical analysis, it was seen that causes of child mortality have a significant relation with the development level of country where a child was born. Conclusions: It has been observed that the causes of child mortality in countries with different levels of development vary depending on different factors such as geographical conditions, air quality population and access to medicine.Article Ankara’da Millî Bayram Kutlamaları: Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Kamusallığın Performatif Biçimleri(2022) Tozoglu, Ahmet Erdem; Elif, Kaymaz; Sezen, Öykü Su; 01. Abdullah Gül UniversityMakale, Ankara’da Cumhuriyet’in ilk yıllarında resmî bayram kutlamaları bağlamında performatif kamusallığın oluşumunu incelemektedir. Bayram kutlamaları tek bir aktör üzerinden ve tek bir kavramsal çerçeve içerisinde değerlendirilemeyecek kadar karmaşık toplumsal pratiklerdir. Çalışma, bayram kutlamalarının eş zamanlı okunması gereken bir dizi sosyomekânsal katman aracılığıyla anlaşılabileceğini savlamaktadır. Dolayısıyla makalede, kamusallığın fiziki altlığı olan kutlama mekânları, kitlelerin kontrol ve yönlendirilmesini sağlayan sosyomekânsal kurallar dizgesinin ve kutlama mizansenin etkinliğini artırmak için devreye sokulan maddi, manevi kimi araçların oluşturduğu bir ağın parçası olarak ele alınmaktadır. Resmî bayram kutlamalarındaki kamusallığı tartışmak ve farklı performatif ilişkileri tanımlamak için üç ilişkili tema önerilmiştir. Bunlar, kitlelerin hareketliliğinin teşviki, teknolojik gelişim ve teknik sergileme, kurucu imgeler ve anlatıların farklı araçlarla dolaşıma sokulmasıdır. Sonuç olarak, birbiri içine geçmiş, birbirinden beslenen bu temaların, Erken Cumhuriyet Dönemi’nde millî bayramlar aracılığıyla yeniden üretilen toplumsal rıza kültürünün ve ulus devlet inşası stratejilerinin törenler bağlamında açıklanabilmesine olanak sağladığı ortaya konulmuştur.Article Apatinib Sensitizes Human Breast Cancer Cells Against Navitoclax and Venetoclax Despite Up-Regulated Bcl-2 and Mcl-1 Gene Expressions(Kare Publ, 2021) Kavakcioglu Yardimci, Berna; Ozgun Acar, Ozden; Semiz, Asli; Sen, Alaattin; 01. Abdullah Gül UniversityOBJECTIVE Defects in apoptotic cell death which restrict the success of conventional cytotoxic therapies have pivotal roles in a number of pathological conditions including cancer. However, a novel drug class targeting pro-survival Bcl-2 protein family members has been developed with the understanding of the structures and interactions of Bcl-2 proteins. Within this new class, Bcl-2/Bcl-xL inhibitor Navitoclax and Bcl-2 specific inhibitor Venetoclax have been shown to demonstrate strong anticancer activities on several types of cancers. But their low affinity to other anti-apoptotic proteins limits their clinical usage. Here, we investigated the cytotoxic and apoptotic effects of Navitoclax/Venetoclax and their combinations with specific tyrosine kinase inhibitor Apatinib on estrogen receptor (ER)-positive MCF-7 and ER-negative MDA-MB-231 breast cancer cell lines. METHODS MTT assay was used for the evaluation of the inhibition of cancer cell proliferation. ELISA test and Quantitative real-time PCR assay was performed to determine the role of caspase-3, Bak, Bax, Bcl-2, Bcl-xL and Mcl-1 proteins in the inhibition of cell proliferation triggered by the tested agents. RESULTS We found that aggressive MDA-MB-231 cell line was more sensitive to all tested agents. Apatinib significantly enhanced Navitoclax/Venetoclax mediated inhibition of cell viability in both cancer cell lines despite up-regulation in the expression levels of Bcl-2 and Mcl-1 genes. We further demonstrated significant Bak/Bax and caspase-3 expression in less aggressive MCF-7 cells. CONCLUSION Our findings have impacts on Navitoclax/Venetoclax plus Apatinib based therapy for breast adenocarcinoma. On the other hand, further studies should be conducted to elucidate the mechanisms underlying synergistic effects of Navitoclax/Venetoclax plus Apatinib combinations.Article Application of Classical Lamination Theory to Fused Deposition Method 3-D Printed Plastics and Full Field Surface Strain Mapping(2022) Yilmaz, Cagatay; Ali, Hafiz Qasim; Yildiz, Mehmet; 01. Abdullah Gül University; 02.06. Makine Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiBu çalışmada üç boyutlu yazıcı ile Eriyik Yığma Modellemesi (EYM) yöntemi kullanılarak farklı yazma yönlerindeki katmanlara sahip toplamda beş set çekme örneği üretilmiştir. Üretilen üç farklı sete çekme testi yapılarak farklı yönlerdeki elastik sabitler daha sonra Klasik Laminasyon Teorisinde (KLT) kullanılmak üzere ölçülmüştür. Klasik Laminasyon Teorisi genel olarak tek yönlü fiberler ihtiva eden polimerik yapıların modellenmesi için kullanılmaktadır. Bu çalışma ile KLT üç boyutlu yazıcı ile üretilen ve içerisinde herhangi bir fiber takviyesi ihtiva etmeyen ve her katmanda yazma yönleri değişen iki farklı polimerik yapıya uygulanmıştır.KLT ile elde edilen gerinim ve gerilme değerleri çekme deneyi ile elde edilen gerinim ve gerilme değerleri ile karşılaştırmıştır. Elde edilen sonuçlara göre düşük gerinim değerleri için KLT ile elde edilen sonuçların deneysel sonuçlar ile uyumlu olduğu, yalnız gerinim değeri arttıkça KLT ile hesaplanan değerlerinin deneysel değerlerden uzaklaştığı görülmüştür.Daha sonra ise Eriyik Yığma Modelleme Yöntemi ile üretilen üç boyutlu plastiklerin hasar ilerlemesi ve kırılması Dijital Görüntü Korelasyon Tekniği ile Tam Alanlı Yüzey Gerinim Haritalanması kullanılarak çıkarılmıştır.Article Application of Hooke’s Law to Angle Ply Lamina(2022) Yilmaz, Cagatay; Ali, Hafiz Qasim; Yildiz, Mehmet; 01. Abdullah Gül University; 02.06. Makine Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiAerospace-grade carbon fiber reinforced polymer composite plates with four different fiber orientations 0º, 30º, 45ºand 60º is produced with the autoclave curing method and subjected to tensile testing. The stress-strain curves of the composite specimens are compared with Hooke’s law. It is observed that Hooke’s law coincides precisely with the experimental results for samples containing fibers parallel to the loading direction. However, it does not coincide with samples where the fibers make a certain angle with the applied load direction.. Moreover, it is reported that Hooke’s law converges the experimental results for small strain values but diverges significantly from the experimental results at higher strain values.Article Ardıl Baraj Yıkılmasının Mansapta Bulunan Elastik Yapı Üzerindeki Etkisinin Yapı-Sıvı Etkileşim Yöntemi ile İncelenmesi(2020) Dinçer, Ali Ersin; Demir, Abdullah; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiBu çalışmada yazarlar tarafından geliştirilen bir yapı-sıvı etkileşim yöntemi idealize edilmişardıl baraj yıkılması problemi için test edilmiştir. Bu doğrultuda geliştirilen yöntemde, sıvı kısımyumuşatılmış tanecik hidrodinamiği (smoothed particle hydrodynamics - SPH) ile, katı kısım ise sonluelemanlar (finite element – FE) yöntemi ile modellenmiş ve katı ile sıvı arasındaki akupaj, kontakmekanik kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Aynı geometrideki ardıl barajlar aralarında mesafebırakmaksızın yerleştirilmiştir. En yüksek konumdaki barajın doluluk oranındaki değişim dikkatealımıştır. Yıkılan barajların mansaptaki elastik bir yapıya etkisi hem yapının deformasyonu yönündenhem de akışkandaki basınç dağılımları yönünden test edilmiştir. Ayrıca serbest akışkan yüzeyi profillerive su hızı profilleri de çalışmada sunulmuştur.Article Artık Malzemelerden Box Behnken Test Dizaynı Kullanılarak Hafif Geopolimer Beton Üretimi(2020) Top, Soner; Kudak, Hüseyin; 01. Abdullah Gül University; 02.07. Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiBu çalışmada, artık malzemelerden hibrit geopolimer beton üretim olanakları araştırılmıştır. Bu amaçla,Sugözü Termik Santrali ve Afşin/Elbistan Termik Santrali’nden uçucu küller ile Soda Sanayii’nden SolvayProsesi artıkları temin edilmiştir. Büyük çoğunluğu yüksek fırın cürufu ve uçucu küllerden oluşan CEM V/Akompoze çimento da geopolimer beton üretiminde kullanılmıştır. Kullanılan malzemelerin karakterizasyonuXRD ve XRF yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Geopolimerizasyonu sağlamak üzere sodyum metasilikat (Na2SiO3) alkali aktivatör olarak kullanılmıştır. Na2SiO3 çözelti haline getirilerek 5Mkonsantrasyonunda harca katılmıştır. Harcın oluşturulması sırasında ekstra su kullanılmamıştır. Box Behnkenİstatistiksel test dizaynı kullanılarak farklı oranlardaki artık malzeme ilavelerinin elde edilen geopolimer betonörneklerin tek eksenli basınç dayanımı, sertlik, birim hacim ağırlık, su emme ve sonik hız özelliklerine etkileriincelenmiştir. Kuadratik modeller, test sonuçları doğrultusunda Box Behnken test dizaynında en uygunmodeller olarak belirlenmiştir. R2değeri 28 günlük tek eksenli basınç dayanımları için % 90,48, Shoresertlikleri için % 81,67, birim hacim ağırlıkları için % 94,85, su emme değerleri için % 92,09 ve sonik hızdeğerleri için ise % 87,74 olarak belirlenmiştir. Hibrit geopolimer beton üretimi sırasında 1570-1725 kg/m3arasında değişen birim hacim ağırlıklarına sahip beton numunelerden 7-24 MPa arasında değişen tek eksenlibasınç dayanımları elde edilmiştir. Elde edilen tüm geopolimer beton örnekler hafif beton sınıfında yeralmıştır.Article Assessing the Proliferative Impact of Alginate-Gelatin Composites on Mesenchymal Stromal Cells(2025) Bicer, Mesude; 01. Abdullah Gül University; 04. Yaşam ve Doğa Bilimleri Fakültesi; 04.01. Biyomühendislikİki boyutlu (2D) kültür üzerinde yapılan geleneksel çalışmalar, hücre göçü, çözünür faktör gradyanı ve hücre-matris etkileşimleri dahil olmak üzere in vivo ortamın fizyolojik ve patofizyolojik özelliklerini yakından yansıttmaz. 3-boyutlu (3D) hücre kültürü, hücre göçünü teşvik etmek, biyomateryal sertligini degiştirmek veya hücre-matris etkileşimlerine izin vermek için aljinat hidrojelleri gibi 3D biyomateryalleri kullanarak bu dezavantajların üstesinden gelmektedir. Bu çalışmada, mezenkimal kok hücre canlılığını ve farklılaşma potansiyelini destekleyen doku mühendisliği tekniklerine olan ihtiyacı karşılamak için aljinat-jelatin kompozitleri içeren yeni bir 3-boyutlu platformun önerilmesi amaçlanmıştır. İlk bölümde farklı hidrojel bazlı biyomateryallerin absorbans spektrumları görünür ışık kullanılarak incelenmiştir. En iyi performansı gösteren hidrojeli bulduktan sonra çalışma, XTT canlılık testi ve canlı/ölü sitotoksisite testi kullanılarak hücre çoğalmasına odaklanılmıştır. Hücre canlılığı aljinat-jelatin, aljinat ve selüloz gibi iskelelerle karşılaştırıldığında, aljinat-jelatin hidrojelin mezenkimal kök hücrelerinin canlılığını arttırdığı tespit edildi. Bu artış, 2D kültürde büyütülen hücrelerle karşılaştırıldığında da aynı şekilde gözlendi. Bu çalışmadan elde edilen bulgular, literatürdeki diğer çalışmaların verileriyle tutarlıdır. Bu nedenle, aljinat-jelatin kompozitleri doku mühendisliğinde hücre proliferasyonunu iyileştirmek için umut verici bir aday olabilir.Article Assessment of Gluten-Free Food Sourced Heavy Metal Accumulation for Celiac People(2019) Duran, Ali; Yılmaz, Erkan; Soylak, Mustafa; 01. Abdullah Gül UniversityBu çalışma, Kayseri’de satışa sunulan çölyak hastaları için bazı glütensiz gıdalarda belirli ağır metallerin çalışılmasına ilişkin bir değerlendirme sunmaktadır. On bir farklı glutensiz gıda numunesinde Cu, Mn, Co, Pb, Cr, Zn, Ni, Cd ve Fe konsantrasyon değerleri rapor edilmiştir. Tespit çalışmaları yaş yakma yöntemini takiben alevli atomik absorpsiyon spektrometresi ile yapılmıştır. Analiz edilen tüm numunelerin ortalama metal konsantrasyonları Cu, Mn, Zn, Ni, Cd ve Fe için sırasıyla 0,45-5,12, 1,84-12,2, 1,29-22,5, 0,60-3,01, 0,08-0,18 ve 4,61-79,6 mg kg-1 olarak belirlenmiştir. Yöntemin doğruluğu, standart referans materyalin (SRM 1570a Ispanak Yaprakları) analizi ile teyit edilmiştir. Analiz edilen tüm numunelerde toplam ağır metal seviyelerini incelemek için metal kirliliği endeksi de hesaplanmıştır. Analiz edilen metallerin konsantrasyonları uluslararası karar makamları tarafından önerilen günlük alım miktarı ile karşılaştırıldığında %7,55 ile 35,3’lük kısma denk gelmektedir. Bu nedenle, tüm metallere göre glütensiz gıda ürünlerinin beslenme kalite endeksi nispeten düşük görünmektedir.Article Citation - WoS: 1Assessment of Installed Power for Inclined Belt Conveyors Using Genetic Algorithm and Artificial Neural Networks(Konya Teknik Univ, 2022) Koken, Ekin; 01. Abdullah Gül University; 02.07. Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiIn this study, the installed power (P inst , kW) of several inclined belt conveyors operating in the mining industry of Turkey was investigated through two soft computing algorithms (i.e., genetic expression programming (GEP) and artificial neural networks (ANN)). For this purpose, the most crucial belt (i.e., belt length (L), belt width (W), belt inclination (alpha)), operational (i.e., belt speed (Vb) b ) and throughput (Q)) and infrastructural (belt weight (Wb) b ) and idler weight (Wid)) id )) features of 42 belt conveyors were collected for each investigated belt conveyor. The collected data was transformed into a comprehensive dataset for soft computing analyses. Based on the GEP and ANN analyses, two robust predictive models were proposed to estimate the P inst . The performance of the proposed models was evaluated using several statistical indicators, and the statistical evaluations demonstrated that the models yielded a correlation of determination (R2) 2 ) greater than 0.95. Nevertheless, the ANN-based model has slightly overperformed in predicting the P inst values. In conclusion, the proposed models can be reliably used to estimate the P inst for the investigated conveyor belts. In addition, the mathematical expressions of the proposed models were given in the present study to let users implement them more efficiently.Article Atatürk’ün Esir Aldığı Yunan General Nikolaos Trikupis ve Talas Üsera Garnizonu(Sabit Dokuyan, 2023) Karataş, Murat; Metin, Mehmet; 01. Abdullah Gül University; 10. RektörlükAfter the First World War, especially with the support of England, the Greek army invaded Anatolian lands on the way to realize Megali Idea (Greater Greece). The regular army of the Turkish Grand National Assembly established on the Western Front dealt the final blow to the Greek army with The Great Offensive and the Battle of the Commander –in-Chief. In addition to the Greek soldiers captured in the wars before this victory, many Greek soldiers, as well as the commander –in-chief of the Greek army, General Trikupis, and her entourage were also captured after the said victory. As the number of prisoners increased rapidly after The Great Offensive and the Battle of the Commander –in-Chief, the captive officers were transferred to Afyon, Kırşehir and Kayseri. Other military and civilian prisoners were transferred to different parts of Anatolia. Greek prisoners of war were kept in the prisoner garrisons until the implementation of the document on the mutual release of prisoners signed between the states of Turkey and Greece at the Lausanne Peace Conference. Only Greek Officers remained in Talas Prisoner Garrison, one of these prisoner garrisons. The Talas Prisoner Garrison was inspected twice by international Committee of the Red Cross. The delegation prepared reports on the condition of the prisoners and the garrison. In this study, the captivity of General Trikupis on the battlefield, the Talas Prisoner Garrison and situation of the captive Greek officers staying here, the aid of the Red Crescent Society to the prisoners will be emphasized. The Study was planned to be prepared by making use archival resources, memoirs, newspapers and copyright-reviewed works. © 2023 Elsevier B.V., All rights reserved.Article Aurora Kinases: Their Role in Cancer and Cellular Processes(2024) Sarı, Sıbel; Özsoy, Elif Rumeysa; 01. Abdullah Gül University; 04. Yaşam ve Doğa Bilimleri Fakültesi; 04.02. Moleküler Biyoloji ve GenetikAurora kinazlar, Aurora A, B ve C şeklinde tanımlanan üç üyeye sahip, hücre döngüsünün düzenlenmesinde kritik rolleri olan yüksek oranda korunmuş serin/treonin kinaz ailesine ait proteinlerdir. Aurora kinazlar, kromozom stabilitesinin korunmasında önemli rolleri olan mitotik düzenleyiciler olarak hizmet etmektedir. Mitozdaki çeşitli olaylarda kritik roller üstlenen Aurora kinazlar, kromozomal ve sitoskeletal olayların koordinasyonu, iğ ipliği oluşumu kontrolü ve sitokinez gibi olaylarda görev alarak hücre döngüsünün sorunsuz ilerlemesini sağlamaktadır. Mitotik fonksiyonlarının yanı sıra, Aurora kinazlar mayoz bölünmenin düzenlenmesi süreçlerinde de yer almaktadırlar. Aurora kinazların gen amplifikasyonu/mutasyonu ve aşırı ifadesi çeşitli solid ve hematolojik kanserlerde tespit edilmiştir. Aurora kinazlar mitotik rolleri ile ilişkilendirilen onkojenik fonksiyonları ile kanser hücrelerinin çoğalması ve hayatta kalmalarını sağlamaktadırlar. Aurora kinaz aktivitesinin bozulması, sentrozom fonksiyonunda, iğ ipliklerinin oluşumunda, kromozomal hizalanmada ve sitokinezde sorunlara neden olarak mitotik anormallikler ve genetik istikrarsızlığa yol açmaktadır. Bu bulgular, Aurora kinazların kanserdeki önemli fonksiyonlarını vurgulayarak kanser terapötikleri için değerli hedefler olarak tanınmalarını sağlamaktadır. Bu derleme, Aurora kinazların yapı ve fonksiyonlarına genel bir bakış sunarak, bu kinazların kanserdeki onkojenik rollerini aydınlatmaktadır.Article Bandwidth Optimization of an Ultra Wide Band Vivaldi Antenna Design with Its Feed Alignment(2025) Kilic, Veli Tayfun; Güzelkara, Izzet; 01. Abdullah Gül University; 02. Mühendislik Fakültesi; 02.05. Elektrik & Elektronik MühendisliğiTıbbi görüntüleme, gözetleme veya iç mekan lokalizasyonu gibi ultra geniş bant uygulamaları farklı bant genişlikleri gerektirir. Farklı bant genişliği gereksinimleri genellikle anten tasarımı açısından zorluk teşkil etmektedir. Bu çalışmada ultra geniş bant sistemlerine uygun geniş bantlı bir Vivaldi anten sunulmaktadır. Anten, 3 boyutlu bir elektromanyetik simülasyon aracı kullanılarak tasarlanmış ve optimize edilmiştir. Daha sonra mikroşerit beslemenin anten bant genişliği üzerindeki etkisinin araştırıldığı parametrik bir çalışma yapılmıştır. Antenin bant genişliğinin, başka herhangi bir anten parametresini değiştirmeye gerek kalmadan, mikroşerit beslemenin toplam uzunluğu ve konumu değiştirilerek değiştirilebileceği gösterilmiştir.Article Batık Minarelerde Su Seviyesinin Yapıya Olan Etkisinin Sayısal Olarak İncelenmesi(2021) Dinçer, Ali Ersin; Demir, Abdullah; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiBaraj göllerinin, sular altında bıraktığı yerleşim yerlerinin, su üstünde kalan son mirasları minarelerdir. Türkiye’de iki adet batık minare bulunmaktadır ve su üstünden görülebilmeleri ile cazibe merkezleri haline gelmişlerdir. Uzun yıllar sular altında kalması bu yapıların malzeme kalitesinin düşmesine sebep olmuştur/olacaktır. Bunun yanında; olası bir deprem esnasında var olan zemin hareketine ek olarak suyun çalkalanma etkisinin de eklenmesi bu minarelerin davranışlarının öngörülmesini daha da zorlaştırmaktadır. Yüksek Deprem riski barındıran bölgelerde yer alan her bu yapıların deprem esnasında su ile yapacağı etkileşimin sonuçlarının irdelenmesi gerekmektedir.Bu kapsamda su altında kalan minarelerin davranışlarını incelemek için idealleştirilmiş 2 boyutlu model oluşturulmuş ve yakın fay hareketleri uygulanmıştır. İdealleştirilmiş modelin analizi için tam akupajlı bir yapı-sıvı etkileşim (FSI) modeli kullanılmıştır. Bu modelde yapı kısmın modellenmesi için sonlu elemanlar yöntemi (FEM), sıvı kısmın modellenmesi için ise yumuşatılmış parçacık hidrodinamiği (SPH) kullanılmıştır. Bu iki farklı yöntem ile modellenen alanların etkileşimi için ise kontak mekanik kullanılmıştır. Kullanılan FSI yöntemi birçok problemin çözümü ile doğruluğu kanıtlanan geçerli bir yöntemdir. Farklı su seviyeleri ile oluşturulan idealleştirilmiş modeller, geliştirilen FSI yöntemi ile analiz edilmiş ve sonuçlar karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. Elde edilen sonuçlar batık minarelerde su kütlesi etkisinin yakın fay altında ne kadar yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Su seviyesindeki değişim ile bu etki doğal olarak değişim göstermektedir. Çalışma kapsamında farklı su seviyeleri incelenerek batık minareler üzerindeki su kütlesi etkisi ayrıntılı olarak incelenmiştir.Article Beton Dayanım Özelliklerinin Yüzey Tepki Yöntemi, Genetik Algoritma ve Yapay Sinir Ağları İle Tahmini(2022) Koken, Ekin; Kilincarslan, Semsettin; Tuncay, Ebru Baspınar; 01. Abdullah Gül University; 02.07. Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiBu çalışmada, beton dayanım özellikleri yüzey tepki yöntemi, genetik algoritma ve yapay sinir ağları yöntemleri ile analiz edilmiştir. Altı farklı beton agregası kullanılarak küp (10x10x10 cm) ve prizmatik (15x15x60 cm) beton numuneleri hazırlanmış olup, beton tek eksenli basınç dayanımı (UCSc) ve eğilme dayanımının (FSc) tahminlenmesi için bazı tahmin modeller geliştirilmiştir. Geliştirilen modellerde beton yoğunluğu (ρc), beton agregalarının Los Angeles aşınma kaybı (LAA) ve betonlara ait P dalgası hızı (Vpc) gibi parametreler kullanılmıştır. Elde edilen modellerin performansları bazı istatistiksel göstergeler ışığında değerlendirilmiş ve genetik algoritma ve yapay sinir ağlarını temel alan yöntemlerin beton dayanım özelliklerini tahmininde başarılı bir şekilde kullanılabileceği belirlenmiştir.Article Beyond Moral Foundations: In it What is in it(2023) Özkan, Türker; Yalçındağ, Bilge; 0000-0001-7867-7845; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; Yalçındağ, Bilge; 01. Abdullah Gül UniversityAhlak kavramının içeriği nedir? Bu soru yıllar boyu psikoloji literatüründe kısmen dar bir bakış açısı ile zarar vermemek ve adil olmak şeklinde yanıtlanmıştır. Geçtiğimiz 30 yılda yapılan araştırmalarla ahlak anlayışı oldukça genişlemiştir. Farklı alanlardaki ilerlemeler ahlaka daha kapsamlı bir bakış açısı getirilmesini sağlamıştır; özellikle ahlaki temeller kuramı (ATK), sadakat, otorite ve kutsallık gibi başka ahlaki ilkelerin de varlığını iddia etmiştir. Mevcut araştırma, iki niteliksel çalışmayla sıradan insanların ahlak anlayışını araştırmıştır. İlk çalışmada, ATK’nin ahlaki temel tanımlarını kullanarak katılımcılar tarafından nasıl algılandıklarını anlamayı amaçladık. İkinci çalışmada ise daha yapısal olmayan bir yol kullanarak ahlakı, ahlaklı insanı ve ahlaksız insanı nasıl tanımladıklarını anlamaya çalıştık. Bulgular çoğulcu ahlaki bakış açısını doğrulamıştır. Bununla beraber, ahlaki temellerde daha net işevuruk tanımların gereği ve çeşitli değişiklik önerileri dile getirilmiştir. Sonradan eklenen bir ahlaki kavram olan özgürlük, daha geniş yönleriyle birlikte ahlaki bir temel olarak da desteklenmiştir. Sonuçlar ATK’nin bakış açısını bireysel, toplumsal ve evrensel düzeydeki ahlaki ilkelerle genişletmekte ve ahlaki duygular, erdemler ve kötülükler gibi yeni araştırma alanları sunmaktadır.Article Bir Dijital Pazarlama Segmenti Olarak Çocuklar: Youtube(2023) Uzumlu, Aytug Mermer; Guven, Faruk; 01. Abdullah Gül UniversitySon yıllarda çocukları hedefleyen pazarlama anlayışı oldukça gelişmiştir. Akıllı cihazlar çok sayıda uygulama ve içerik içermekte, dolayısıyla çocuklar sayısız içeriği küçük yaştan itibaren tüketmektedir. Bu uygulamaların içerisinde yer alan reklamlar ve içeriklerde yer alan anlatım şekilleri kimi zaman yeni duygu ve davranışlar inşa etmekte, kimi zaman ise belli klişeleri tekrar dolaşıma sokmaktadır. İnternette yer alan sosyal medya fenomenlerini yakından takip eden küçük çocuklar, reklam ile içerik arasındaki farkı kavrayamamaktadır. Bu çalışmada dünya çapında en popüler olan ve çocuklara yönelik fenomenlik yapan içerik sağlayıcının içerik analizi pazarlama ve tüketici perspektifinden yapılmıştır. Çalışmanın bulgularında en temelde, keyifli ve mutlu yaşamanın tüketim ile gerçekleştirilebileceğine yönlendirme olduğu görülmektedir. Tüketilecek emtialar ile ilgili olarak ise inşa edilen anlamlar kimi zaman açık, kimi zaman ise örtülü olarak sunulmaktadır. Ayrıca ürün tasarım, ambalaj, sunum ve pazarlama yoluyla toplumsal cinsiyet kimliklerinin yeniden üretilmesi, erkek ve kız çocuklar arasındaki farklılıkların vurgulandığı görülmektedir. Ürünlerin bozulup kırıldığı durumlarda tamir yerine hızlı bir biçimde yenisinin satın alınması fikri işlenmekte ve ürünlerin ebat olarak daha büyük olanın makbul olduğu vurgulanmaktadır. Küçük dimağlara oldukça manipülatif ve yönlendirici içerik yayını yapan bu tip videolara karşı gerek YouTube gibi platform sahiplerinin yapay zekâ ile içerik analizi yapması, gerekse düzenleyici kurumların bu içerikleri daha yakından takip etmesi, ebeveynlerin dijital medya okuryazarlıklarını artırmaları ve en nihayetinde ürün tanıtımı yapan firmaların daha duyarlı olmaları ve pazarlama etik ilkelerine uymaları politika tavsiyesi olarak yer almaktadır.
