İnşaat Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/205
Browse
Browsing İnşaat Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu by Issue Date
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Article Overlooked Strategies in Exploitation of Microorganisms in the Field of Building Materials(SPRINGER-VERLAG SINGAPORE PTE LTD, 152 BEACH ROAD, #21-01/04 GATEWAY EAST, SINGAPORE, 189721, SINGAPORE, 01.09.2019) Ersan, Yusuf Cagatay; 0000-0003-4128-0195; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; 01. Abdullah Gül UniversityResource efficiency reports released in the last decade point out construction industry as one of the key sectors that needs improvement in terms of ecological sensitivity. Being aware of this unfavorable reputation of construction industry, researchers embarked on replacing the ongoing conventional methods with more sustainable and environmentally friendly ones. One of the approaches for the latter is incorporating microorganisms into construction industry. Popularly investigated strategies can be listed as biocementation, biomasonry, biorepair, and bioconsolidation. Most of these processes are the outcome of a single approach, namely microbial-induced calcium carbonate precipitation (MICP) which was mostly investigated by means of axenic cultures and through one single microbial process, ureolysis. The state of the art about the latter is close to saturation. Moreover, approaching from the ecological wisdom perspective it can be said that some promising microbial strategies to achieve green building materials were overlooked and drawing attention to these strategies became necessary. This review study reveals the overlooked promising microbial strategies in the field of construction biotechnology. The context mainly discusses the potential of five overlooked microbial strategies: (i) heterotrophic and autotrophic MICP pathways, (ii) microbial strategies for surface treatment, (iii) microbial-induced corrosion inhibition, (iv) microbial sequestration of greenhouse gases, and (v) microbial- produced polymers, for their application in the field of construction materials. Further suggestions aim to integrate the microbial resource management approach and non-axenic cultures into the relevant fields of research for the development of environmentally friendly building materials.Conference Object Rehabilitation of Water and Environment of The TKI - GELI/YLI Opencast Mine Lakes(Chamber of Mining Engineers of Turkey maden@maden.org.tr, 2013) Delibalta, Mahmut Suat; Uzal, Niǧmet; https://orcid.org/0000-0002-0912-3459; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Niğmet; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiDuring the search, production and enrichment process of mining operations the air, soil, water resources and living organisms are affected adversely. In coal opencast production, with the rise of surface water and ground water level large or small ponds are composed. The most important environmental problems of these ponds are low pH (acidic characteristic) and high metal concentrations (Fe, Mn, Al, Cu, Pb, Zn etc.) of these ponds, besides the sulfide minerals containing (S04) and the waste materials. These ponds needed to be rehabilitated for is one the sustainability of natural resources. In this study, the average pH values 6.22-7.79, turbidity (NTU) 0.63-6.71, sulphate content 840-1720 mg/L, KOI 2.27-61.5mg/L and electrical conductivity 1.72 -2.71 mS/cm have been measured during the monitoring study of three different lignite opencast mine post-production lakes of the TKI -GELI and YLI. The results were evaluated within the framework of relevant laws and regulations. Analyses were performed in three-month periods. © 2014 Elsevier B.V., All rights reserved.Research Project Nanotanecikler İçeren Yüksek Miktarda Doğal Puzolan Katkılı Çimentolar: Özellikler, Hidratasyon ve Hamur İç Yapısı(TUBİTAK, 2015) Uzal, Burak; Korkanç, Mustafa; Karahan, Okan; 0000-0002-3810-7263; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Burak; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiÇimento sektörü dünya genelinde atmosfere salınan CO2 gazının %7’sinden tek başına_x000D_ sorumludur. Çimento sektörü odaklı CO2 emisyonlarının azaltılabilmesinde en etkin yol,_x000D_ çimentolardaki mineral katkı kullanım oranının yükseltilebilmesidir. Bunun önündeki en büyük_x000D_ engel göreceli olarak yüksek miktarda mineral katkılı çimentoların geç priz süreleri, düşük_x000D_ dayanımları ve yüksek büzülme eğilimleridir. Son yıllarda nanoteknolojiye olan ilgi artışıyla_x000D_ beraber, nanotaneciklerin çimento sistemlerinde kullanımına yönelik çalışmalar dikkat_x000D_ çekmektedir._x000D_ Bu projede yüksek miktarda doğal puzolan içeren çimentolara nanotanecik ilavesinin, farklı_x000D_ doğal puzolan tiplerine de bağlı olarak, bu çimentoların hidratasyonu, hamur iç yapısı ve_x000D_ özellikleri üzerindeki etkisi irdelenmiştir. Yirmi üç farklı doğal puzolanik malzemeden türlerini_x000D_ en iyi şekilde yansıtacak şekilde seçilen bir zeolit, bir pomza ve bir volkanik tüfün her birisi,_x000D_ ağırlıkça %50 oranında Portland çimentosuna ikame edilerek katkılı çimentolar hazırlanmıştır_x000D_ (toplam 20 farklı çimento kompozisyonu). Bu çimentolara %1 ve %2 oranlarında nanoCaCO3 ve nano-SiO2 tanecikleri ilave edilerek, çimentoların hidratasyonu, hamurların iç_x000D_ yapısı ve harç özellikleri incelenmiştir. Bu kapsamda izotermal kalorimetreyle hidratasyon_x000D_ kinetiği, taze hamurların vizkositesi, termal analizle sertleşmiş hamurların kalsiyum hidroksit_x000D_ ve bağlanmış su içerikleri, elektron mikroskobuyla iç yapı gözlemleri, harçların dayanımları_x000D_ ve büzülme (rötre) ölçümleri gerçekleştirilmiştir._x000D_ Yapılan deneysel çalışmaların sonucunda nanotanecik ilavesinin, yüksek miktarda doğal_x000D_ puzolan içeren çimentoların başta hidratasyon kinetiği (reaksiyon hızı ve açığa çıkan_x000D_ hidratasyon ısısı) olmak üzere, iç yapısını mikro ve nano düzeyde modifiye ettiği tespit_x000D_ edilmiştir. Çimento harçlarında %19’a varan oranlarda basınç dayanımı artışları ile_x000D_ büzülmelerde belirgin düşüşler gözlenmiş ve bu durumun nanotanecik ilavesiyle hamur iç_x000D_ yapısının gözenek boyut dağılımında meydana gelen yoğunlaşmayla ilgili olduğu_x000D_ değerlendirilmiştir.Conference Object Sustainable Water Management and Rehabilitation in the Mining Lakes, Ilgin-Konya, Turkey(Agro Arge Danismanlik San ve Tic As, 2016) Delibalta, M. S.; Uzal, N.; Lermi, A.; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Natalia E.; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiThe processes during the search, production and enrichment of mining operations naturally affects the air, soil, water resources in turn the natural environment and living organisms. In general, the environmental impact of coal opencast mining operations is much more significant than that of underground mining and mineral processing. After stripping of the material filling the holes in coal opencast production, with the rise of surface water and ground water level is composed of large or small ponds. Low pH (acidic characteristic) and high metal concentrations (Al, Ca, Mn, Fe, Cu, Zn, Pb) of these ponds, containing sulfide minerals and the waste materials, for the sustainability of natural resources is one of the biggest environmental problems. This paper is to investigate geochemical characteristics of the pond waters in the Ilgm Coal deposit area. Geochemical analyses were made by ICP-MS in waters taken from ponds in each three-month periods. Highest heavy metal contents 1839 ppb Mn and 9777 ppb Fe, the average pH values 6.49-7.81, turbidity (NTU) 0.1263.6, sulphate content 0.05-2.67 mg SO4/L, chemical oxygen demand 4-136 mg O-2/L, and electrical conductivity 285 mu S/cm4.68 mS/cm have been measured during the monitoring study of five different lignite opencast mine post-production lakes of the TKI GLI Ilgm. Analyses were performed in three-month periods. The results were evaluated within the framework of relevant laws and regulations.Article Kayma Dalgası Hızı (Vs) Kullanılarak Erciş (Van) Yerleşim Alanının Sıvılaşma Potansiyelinin Değerlendirilmesi(ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ, 2017) Akkaya, İsmail; Özvan, Ali; Mutluhan, Akın; Akın, Müge; Övün, Uğur; 0000-0001-8873-5287; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Akın, Müge; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiVan İli, Erciş İlçesi yerleşim alanı ve çevresi Kuvaterner yaşlı güncel çökeller üzerinde yeralan, yeraltısuyu seviyesi sığ, çevresinde tarihsel ve aletsel dönemde büyük deprem üretmiş aktif fayların yeraldığı, 23 Ekim 2011 Van (Mw=7,1) depremi sonrasında belli kesimlerinde sıvılaşma olayının gerçekleştiği önemli bir yerleşim yeridir. Tüm bu veriler, Erciş ve yakın çevresi için olası büyük bir depremde sıvılaşma ve yanal yayılma türü yüzey deformasyonlarının meydana gelebileceğini işaret etmektedir. Bu nedenle çalışmada, Kayma dalga hızları (Vs) kullanılarak Erciş yerleşim alanı ve çevresinin üç farklı deprem senaryosu için sıvılaşma analizleri yapılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Erciş merkezinin yoğun olarak üzerinde bulunduğu eski göl çökellerinin sıvılaşma potansiyelinin "düşük-orta" olduğu belirlenmiştir. İnceleme alanının Van Gölü"ne yakın kıyı kesimleri ile inceleme alanının batısında sıvılaşma potansiyelinin diğer kesimlere göre daha yüksek olduğu hesaplanmıştır. Ayrıca, Erciş yerleşim alanında 23 Ekim 2011 Van depremi sonrasında arazide gözlenen yanal yayılmalar ve sıvılaşmaların bu çalışmada ön görülen senaryolardaki sınırlarla örtüştüğü belirlenmiştirResearch Project İnce Film Kompozit Membranlar ile Basınç Geciktirmeli Ozmos (PRO) Prosesi Kullanılarak Sürdürülebilir Enerji Üretimi(TUBİTAK, 2018) Uzal, Nigmet; 0000-0002-0912-3459; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Nigmet; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiFosil yakıtlara bağımlılığın azalması için alternatif yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının_x000D_ bulunmasına yönelik araştırmalar gün geçtikçe artmakta ve önem kazanmaktadır. Son_x000D_ yıllarda oldukça ilgi çeken “tuzluluk gradyanı esaslı ozmotik enerji” veya “mavi enerji” olarak_x000D_ da bilinen enerji kaynağı, artan enerji ihtiyacını karşılamada farklı bir yenilenebilir kaynak_x000D_ olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizdeki tuzluluk gradyanı esaslı enerji potansiyelinin_x000D_ değerlendirilmesine yönelik ilk çalışma niteliğine olan bu projede öncelikle Devlet Su_x000D_ İşlerinden (DSİ) elde edilen nehir debi ve tuzluluk değerleri esas alınarak teorik enerji_x000D_ potansiyeli hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. Teorik hesaplamalar tamamlandıktan sonra,_x000D_ enerji potansiyelinin deneysel olarak belirlenmesi için sentetik ve gerçek su örnekleri_x000D_ kullanılarak basınç geciktirmeli ozmos (PRO) prosesinde deneysel çalışmalar_x000D_ gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla dört farklı (BW30-LE, SW30-HR, AG, AC) ticari ince film_x000D_ kompozit (TFC) ters osmos membran 3-(3,4-Dihydroxyphenyl)-L-alanine (L-DOPA) ve LDOPA ile birlikte nanomalzemeler (MWCNT, TiO2, SiO2, Al2O3) kullanılarak modifiye edilmiş_x000D_ ve PRO sisteminde işletilerek enerji üretim performansı lab-ölçekli deneyler ile belirlenmiştir._x000D_ TFC yapıdaki RO membranların modifikasyonu sonrası aktif yüzeylerinde meydana gelen_x000D_ yapısal değişiklerin belirlenmesinde SEM, FTIR, temas açısı, ve AFM analizleri_x000D_ gerçekleştirilmiştir. Deney sonuçları ışığında L-DOPA ile birlikte %1wt TiO2 nanomalzeme ile_x000D_ modifiye edilmiş BW30-LEmembranı 1,61 W/ m2 en yüksek PRO güç üretim potansiyelini_x000D_ göstermiştir. Gerçek su örnekleri ile gerçekleştirilen PRO deneylerinde Akdeniz, Karadeniz,_x000D_ Marmara ve Ege Denizlerinden deniz suyu ve bu denizlere dökülen Seyhan, Ceyhan, Büyük_x000D_ Menderes, Gediz, Susurluk, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirlerinin karıştığı noktalardan_x000D_ örnekler alınarak ülkemizde tuzluluk gradyanı esaslı bu enerjiye ilişkin potansiyel_x000D_ belirlenmiştir. Geçek su numunelerinde en yüksek enerji üretim performansı 56,8 mS/cm_x000D_ iletkenliğe sahip Akdeniz ile 586 µS/cm iletkenliğe sahip Ceyhan ve Seyhan nehrinin PRO_x000D_ prosesi uygulamasından 5 ve 10 barda sırasıyla 0,47 ve 0,68 W/m2 olarak bulunmuştur.Conference Object Effect of Ambient Temperature on the Flexural Behavior of 3D Printed Composite Beams(Soc. for the Advancement of Material and Process Engineering Janie@sampe.org, 2018) Yildirim, Afsin Talha; Eroglu, Fatih; Yesilyurt, Ogulcan; Albayrak, Kubilay; Sas, Hatice Sinem; Çiftçi, Cihan; 0000-0001-9199-6437; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Yıldırım, Afşin Talha; Eroglu, Fatih; Yesilyurt, Ogulcan; Albayrak, Kubilay; Ciftci, Cihan; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiAdaptation of the additive manufacturing technology with 3D printers may lead to a new track in the manufacturing of composite materials. This additive manufacturing technology aims to mitigate manufacturing challenges and related design limitations of traditional composite manufacturing methods. The implementation of 3D printing of composite materials has the potential of decreasing the material cost by developing scientific methodologies to understand and optimize this printing process. This study focuses on understanding the flexural behavior of 3D printed composite beam elements and providing material data of both matrix and reinforcement components of composite materials. In this study, the flexural performance at different thermal conditions is experimentally investigated. This investigation involves the effect of the matrix material with and without short-fiber reinforcements for a specified fiber placement in the beam and fiber filaments placement in compression and tension sides of the composite beam elements along with the ambient temperature change. © 2018 Elsevier B.V., All rights reserved.Article A rational utilization of reinforcement material for flexural design of 3D-printed composite beams(SAGE PUBLICATIONS LTD, 1 OLIVERS YARD, 55 CITY ROAD, LONDON EC1Y 1SP, ENGLAND, 2019) Ciftci, Cihan; Sas, Hatice S.; 0000-0002-5179-2509; 0000-0001-9199-6437; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiRecent developments in composite industry address the adaptation of 3D printing technology to overcome the design and manufacturing challenges of the traditional composite processing techniques. This adaptation can be performed with the development of design methodologies corresponding to the type of structural load-carrying members in a structure. Considering the frequently use of beams in structures, the development of the design methodology of beams is essential for the adaptation of the additive manufacturing. Therefore, in this paper, the flexural loading concept is analytically formulated to derive moment capacity for the flexural behavior of 3D-printed composite beams. Then, the formulation is adapted to develop a design methodology of 3D-printed laminates under flexural loading. Additionally, the analytical solutions developed for the design methodology presented in this paper were verified with a good agreement with experimental studies.Article Etriyesiz Dış Kiriş-Kolon Birleşim Bölgesi için Kesme Dayanımı Tahmini(TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Cahit Arf Bilgi Merkezi, 2020) Eren YAĞMUR; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiÇerçeve türü yapıların sismik yük altında sünek davranış sergilemesi kiriş-kolon birleşim bölgelerinin depremden kaynaklı olarak açığa çıkan reaksiyon kuvvetlerini sağlıklı bir şekilde aktarmasına bağlıdır. Ancak yüksek kesmeye maruz kalan birleşim bölgelerinde etriye sıklaştırması yapılırken çeşitli sorunlarla karşılaşılmakta ve bu sebeple de etriyeler gerektiği gibi yerleştirilememektedir. Sonuç olarak pek çok yapıda kiriş-kolon birleşim bölgesinde yetersiz etriye miktarı sebebi ile hasarlar meydana gelmektedir. Mevcut çalışmada, etriyesiz dış kirişkolon birleşim bölgelerinin kesme dayanımlarının belirlenmesi amacıyla yapılmış olan deney verileri derlenmiş ve bu verilere bağlı olarak birleşim bölgesinin kesme dayanımına etki eden temel parametreler belirlenmiştir. Bu parametreler: efektif birleşim bölgesi genişliği, beton silindir basınç dayanımı, eksenel kuvvet oranı ve kiriş efektif alanının kolon efektif alanına oranıdır. Söz konusu parametrelerden yola çıkılarak etriyesiz dış kiriş-kolon birleşim bölgelerinin kesme dayanımını hesaplamak amacıyla bir denklem önerilmiştir. Önerilen denklem literatürde yer alan ve aynı amaçla üretilmiş denklemlerin sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Önerilen denklemin diğer denklem sonuçlarına kıyasla deney sonuçları ile daha uyumlu sonuçlar verdiği görülmüştür.Article Life Cycle Assessment of the Neutralization Process in a Textile WWTP(Erciyes Üniversitesi, 2020) Şener Fidan, Fatma; Kızılkaya Aydoğan, Emel; Uzal, Niğmet; 0000-0002-0912-3459; 0000-0003-0927-6698; 0000-0002-2397-3628; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Nigmet; 01. Abdullah Gül University; 02.02. Endüstri Mühendisliği; 02. Mühendislik Fakültesi; 02.03. İnşaat MühendisliğiAlthough industrial wastewater treatment plants (WWTP) have become_x000D_ an important part of textile facilities in reducing environmental pollution_x000D_ problems, they also produce sludge and various emissions such as high chemical_x000D_ oxygen demand, color and conductivity which have serious negative impacts on_x000D_ the environment. One of the processes with enormous chemical consumption in_x000D_ industrial WWTP of textile facilities is the neutralization process, which aims to_x000D_ adjust the pH of the wastewater. Neutralization processes needed to be optimized_x000D_ in order to determine its overall environmental impacts and then identify the most_x000D_ environmentally appropriate options. The aim of this study is to compare the_x000D_ environmental impacts of carbon dioxide and sulfuric acid, which are two_x000D_ alternative chemicals used in the neutralization process of textile facilities, using_x000D_ Life Cycle Assessment (LCA) approach. The environmental impacts resulting from_x000D_ the use of these two chemicals proposed according to the Reference document on_x000D_ Best Available Techniques (BREF) Document for Textile Industry were revealed by_x000D_ the CML-IA method and the gate-to-gate method. According to the results, using_x000D_ carbon dioxide instead of sulfuric acid, the best improvement was in the abiotic_x000D_ depletion category with 92%, while the least improvement was in the_x000D_ eutrophication potential with 39%. No improvement was observed in the global_x000D_ warming potential and human toxicity impacts.Article Citation - WoS: 10Self-Healing Performance of Biogranule Containing Microbial Self-Healing Concrete Under Intermittent Wet/Dry Cycles(Gazi Univ, 2021) Ersan, Yusuf Cagatay; 0000-0003-4128-0195; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Ersan, Yusuf Cagatay; 01. Abdullah Gül UniversityDevelopment of self-sensing and self-healing concrete is essential to minimize the labour-intensive monitoring and repair activities conducted for the maintenance of concrete structures. A type of self-healing concrete can be achieved by using microbial agents that induce calcium carbonate precipitation inside a concrete crack. Recently, biogranules consist of nitrate reducing microorganisms were presented as a new generation microbial healing agent and biogranule containing specimens revealed decent healing performance under completely submerged conditions. However, their performance under intermittent wetting conditions, a common case for various concrete structures, remains unknown. This study presents the self-healing performance of biogranule containing biomortar specimens under intermittent wet/dry conditions. In-house produced biogranules were incorporated into mortar specimens at a dose of 1.45% w/w cement (1.00% of bacteria w/w cement) and self-healing performance of cracked specimens were investigated under alternating wet/dry conditions for a crack width range of 50 to 600 um. Upon alternating wet/dry treatment for 4 weeks, cracks up to a 400 um crack width were effectively healed in biomortar specimens. Their water tightness regain was 44% better than control specimens due to their enhanced healing performance. Overall, non-axenic biogranules appear to be useful in development of self-healing bioconcrete for applications under spraying or intermittent wetting conditions.Article Poliüretan ile Güçlendirilmiş Balastın Hareket Eden Tekerlek Yükü Altındaki Deformasyon Davranışının Nümerik Olarak İncelenmesi(Çukurova Üniversitesi, 2022) Fedakar, Halil Ibrahim; 0000-0002-7561-5363; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Fedakar, Halil Ibrahim; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiHareket eden tekerlek yükünden dolayı balastlı demiryolu hatlarında meydana gelen düşey deformasyonlar özellikle yüksek tren hızlarında ve zayıf taban zemini koşullarında hat düzensizliklerine sebep olmaktadır. Bu durum ise hat güvenliğini ve inşaat sonrası maliyeti olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada farklı miktarlarda poliüretan ile güçlendirilmiş balast tabakasının (70 kg/m3, 140 kg/m3 ve 210 kg/m3), zayıf taban zemini koşulunda ve farklı tren hızlarındaki (100 km/h, 200 km/h ve 300 km/h) düşey deformasyon davranışları sayısal olarak incelenmiştir. Bu kapsamda geliştirilen iki boyutlu nümerik modellerde statik ve hareket eden tekerlek yükleri uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre poliüretan kullanımı, zayıf zemine oturan balastlı demiryolu hattında meydana gelen düşey deformasyonu önemli oranda iyileştirmektedir (>%87). Öte yandan düşük hızlarda düşük poliüretan miktarları kullanılabilirken, balast agregaları arasında oluşan daha güçlü poliüretan yapıdan dolayı artan tren hızlarında yüksek poliüretan miktarları tercih edilmelidir. Ayrıca poliüretan ile güçlendirilmiş veya güçlendirilmemiş bir demiryolu hattının analizinde statik tekerlek yükünün yerine hareket eden tekerlek yükü kullanılmalıdır.Article Citation - WoS: 47Citation - Scopus: 51Comprehensive Experimental Analysis of the Effects of Elevated Temperatures in Geopolymer Concretes With Variable Alkali Activator Ratios(Elsevier, 2023) Ozbayrak, Ahmet; Kucukgoncu, Hurmet; Aslanbay, Huseyin Hilmi; Aslanbay, Yuksel Gul; Atas, Oguzhan; 0000-0001-5148-8753; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Kucukgoncu, Hurmet; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiBy growing population and rapid urbanization, demand for concrete increases exponentially. Researches on use of fly ash material in waste product class for concrete production are important to produce concrete more environmentally friendly. However, there is a need for more research to use geopolymer concrete (GPC) in every field where ordinary Portland cement concrete (OPC) is used. Therefore, it is crucial to experimentally investigate thermal properties as well as me-chanical properties of geopolymer concrete. As investigated thermal properties, the main factor affecting strength development of GPC is alkali activator ratios. In this study, GPC prism samples with nine different compositions, produced by various alkali ratios. After flexural strength tests, they were cut into cubes and exposed to 400 degrees C, 600 degrees C and 800 degrees C, then they were subjected to compressive strength tests. Results obtained from different AA/FA and SS/SH ratios were eval-uated as mechanical properties at ambient temperature and physical, mechanical and micro-structural properties at elevated temperature. An empirical formula, which considers the effect of activator ratios, was proposed to calculate flexural strength depending on compressive strength of samples at ambient temperature. As an increase of SS/SH and AA/FA ratios, compressive strength increased, while flexural strength decreased. The increase in AA/FA ratio decreased compressive strength of samples exposed to high temperatures, while increase in SS/SH ratio did not deter-mine at elevated temperatures. There is an inverse change with AA/FA ratio and parallel change with SS/SH ratio between compressive strengths of samples at ambient temperature and exposed to high temperature.Research Project GEAKDES: Gerçek Zamanlı Deprem Afet / Süreç Yönetimi İçin Yapay Zekâ Temelli Akıllı Karar Destek Sistemi(TRDizin, 2024) Özmen, Mihrimah; Akın, Müge; Yüksel, Muhammed Burak; Dedetürk, Bilge Kağan; Özcan, Orkan; 0000-0001-8873-5287; 0000-0002-8026-5003; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Akın, Müge; Dedeturk, Bilge Kağan; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiDepremler, dünya genelinde sıkça görülen ve ciddi etkiler yaratan doğal felaketlerdir. Modern teknoloji, özellikle sismik olarak aktif bölgelerde, gerçek zamanlı sismik ölçümlerle hızlı müdahale imkanı sağlar. Deprem sonrası hızlı ve doğru hasar tespiti, acil yardım ve kurtarma operasyonlarının etkin yönetilmesini sağlar. Depremlerin dünya çapında ekonomik ve insan kayıpları büyük boyutlardadır, özellikle sismik olarak aktif bölgelerde tehdit oluşturur. Bina güçlendirme çalışmaları ve afet önleme planları, toplumların depremlere karşı direncini artırabilir. Makine öğrenimi ve yapay zeka, depremle ilgili konularda önemli uygulamalara sahiptir. Bu teknolojiler, deprem hasar tahmini, sismik aktivite tahmini ve bina güçlendirme stratejilerinde kullanılır. GEAKDES projesi, bütünleşik bir afet karar destek sistemi sunmaktadır. Gerçek zamanlı makine öğrenmesi algoritmaları, deprem hasar tahminini bina, deprem, zemin gibi karakteristik özelliklerden elde ederek gerçekleştirmektedir. Bu bilgiler, uydu görüntü analizleri ile birleştirilerek daha yüksek doğrulukla deprem hasar tahmini yapılmasını sağlamaktadır. Ayrıca, deprem sonrası yardım ihtiyaçlarını tespit ederek lojistik ağ modeli çalıştırılmakta ve yardım rotaları belirlenmektedir. Proje kapsamında geliştirilen Maliyet Duyarlı Paralel ABC-ANN ve Maliyet Duyarlı Paralel GA algoritmaları, deprem hasar tahmininde yüksek doğruluk ve hızlı eğitim süreleriyle dikkat çekmektedir. Sentinel-2 ve Sentinel-1 uydu görüntüleri kullanılarak deprem sonrası hasar tespiti yapılmış, optik görüntülerle bina yıkımları, SAR görüntüleriyle zemindeki değişiklikler belirlenmiştir. Bu bilgilerin entegrasyonuyla %91 doğruluk elde edilmiştir. Açık kaynaklı Sentinel-1 SAR uydu görüntülerinin kullanımı, makine öğrenmesi yöntemlerine entegre edilerek deprem kaynaklı hasarın anlaşılmasına katkı sağlamıştır. GEAKDES, hasar tahmin bilgilerini kullanarak deprem bölgesi yardım ulaştırma planlamasına yönelik lojistik ağı modellemektedir. MM-CSA yaklaşımıyla rotalar hesaplanmış ve İkame Ürün Stratejisi ile pilot bölgelerde yardım dağıtım rotaları belirlenmiştir. Proje, elde edilen bilgi ve deneyimleri paylaşarak insanlığın faydalanmasını amaçlamaktadır.
