Diğer
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/1338
Browse
Browsing Diğer by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 33
- Results Per Page
- Sort Options
Book YENİ YÜZYILDA TÜRK DIŞ POLİTİKASININ UFUKLARI(T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI YAYINLARI, 2007) Gül, Abdullah; AGÜ; Gül, AbdullahTürkiye, uluslararası sistem içinde herhangi bir ülke değildir. Tek bir coğrafi bölgeyle tanımlanamayan, kıtaların ve havzaların kesişme noktasını oluşturan jeostratejik konumumuz, Osmanlı mirasımız, Doğu'yla Batı'yı meczeden sosyo-kültürel yapımız ve transatlantik ittifak içindeki özel konumumuz nedeniyle, ulusal çıkarlarımız çok farklı coğrafyalara ve alanlara yayılmış durumdadır. Türkiye'nin bölgesine ve uluslararası sisteme dar kalıplar tanımlanmış güvenlik çıkarları açısından bakan değil, çıkarlarını daha geniş bir çerçevede, uluslararası ve bölgesel işbirliği çerçevesinde tanımlayan bir ülke olarak 21. yüzyıla damgasını vurmasını hedefliyoruz. Statükocu, tepkisel, ve agresif değil, uzlaşma kültürüne açık ve çevresinde olumlu değişiklikleri teşvik eden bir politikayla çıkarlarımızı daha iyi savunabileceğimizi düşünüyoruz. Artık ''çevremiz hasımlarla çevrili'' varsayımına dayanan çatışma psikolojisinden çıkarak, ''çevremizle işbirliği ve diyalog ortamının kurucu aktörü'' rolünü benimsemek zorundayız. Büyük ülke ideali, ancak böyle bir özgüvenle gerçekleştirilebilir.conferenceobject.listelement.badge Staging of the liver fibrosis from CT images using texture features(2012) Kayaalti, Ömer; Aksebzeci, Bekir Hakan; Karahan, Ibrahim Ö.; Deniz, Kemal; Öztürk, Menmet; Yilmaz, Bülent; Kara, Sadik; Asyali, Musa Hakan; 0000-0003-2954-1217; 0000-0001-7476-8141; AGÜ; Aksebzeci, Bekir Hakan; Yilmaz, Bülent; Asyali, Musa HakanEven though liver biopsy is critical for evaluating chronic hepatitis and fibrosis, it is an invasive, costly, and difficult to standardize approach. The developments in medical image processing and artificial intelligence methods have advanced the potential of using computer-aided diagnosis techniques in the classification of liver tissues. The aim of this study was to develop a non-invasive, cost-effective, and fast approach to specify fibrosis stage using the texture properties of computed tomography images of liver. Gray level co-occurrence matrix, discrete wavelet transform, and discrete Fourier transform were the image analysis tools in the feature extraction phase. Following dimension reduction of the texture features support vector machines and k-nearest neighbor methods were used in the classification phase of this study. Our results showed that our approach is feasible in fibrosis staging especially in pairwise stage comparisons with success rate of approximately 90%.conferenceobject.listelement.badge Course of unborn baby's heart by wireless baby tracking system(IEEE Computer Society, 2013) Özbilen, Metin Mete; Yigit, Enes; Isiker, Hakan; Kaplanoglu, Mustafa; AGÜ; Özbilen, Metin MeteThe most important problem for pregnant and gynecologist is tracking of unborn baby. An important part of infant deaths occur in the last months of pregnancy. For this reason, by using an external fetal monitor non-stress test (NST) measurements are done for gathering information about the baby's condition. This method is a procedure that requires specialist from a medical center. The proposed study aims wirelessly transmission of NST measurement results to the specialist or health center. Thus, in case of any particular problems by giving notice to the patient, it is intended to provide her being shipped to the nearest medical facility.Article Investigation of corrosion inhibition effect of 3-[(2-hydroxy-benzylidene)-amino]-2-thioxo-thiazolidin-4-one on corrosion of mild steel in the acidic medium(ELSEVIER, 2013) Döner, Ali; Şahin, Ece Altunbaş; Kardaş, Gülfeza; Serindaĝ, Osman; AGÜ; Serindaĝ, OsmanThe corrosion behavior of mild steel (MS) in 0.5M H2SO4 was studied using 3-[(2-hydroxy-benzylidene)-amino]-2-thioxo-thiazolidin-4-one (HBTT) as inhibitor using the conventional potentiodynamic polarization studies, linear polarization studies (LPR), electrochemical impedance spectroscopy studies (EIS). SEM was utilized for surface characterization. The results showed that HBTT posses excellent inhibition effect towards MS corrosion. The inhibitor molecules were first adsorbed on the MS surface and blocking the reaction sites available for acid attack. Adsorption of inhibitor was found to obey Langmuir isotherm and was more chemical than physical.Book Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Demokrasi ve Hukuk Yolunda Meclis Konuşmaları(Cumhurbaşkanlığı Yayınları, 2014) Gül, Abdullah; AGÜ; Gü, AbdullahBook Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Diplomaside Erdemli Güç Dış Politika Konuşmaları(Cumhurbaşkanlığı Yayınları, 2014) Gül, Abdullah; AGÜ; Gül, AbdullahBook Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Global Perspektif Yurtdışı Basın Mülakatları(Cumhurbaşkanlığı Yayınları, 2014) Gül, Abdullah; AGÜ; Gül, AbdullahBook Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Gelecek Yakın Üniversite Konuşmaları(Cumhurbaşkanlığı Yayınları, 2014) Gül, Abdullah; AGÜ; Gül, AbdullahBook Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Türkiye’yi ve Dünyayı Yeniden Düşünmek Vizyon Konuşmaları(Cumhurbaşkanlığı Yayınları, 2014) Gül, Abdullah; AGÜ; Gül, AbdullahArticle The effect of seed sludge type on aerobic granulation via anoxic-aerobic operation(TAYLOR & FRANCIS LTD2-4 PARK SQUARE, MILTON PARK, ABINGDON OR14 4RN, OXON, ENGLAND, 2014) Erşan, Yusuf Çağatay; Erguder, Tuba Hande; 0000-0003-4128-0195; 0000-0003-4128-0195; AGÜ; Erguder, Tuba HandeThe effects of two seed sludge types, namely conventional activated sludge (CAS) and membrane bioreactor sludge (MBS), on aerobic granulation were investigated. The treatment performances of the reactors were monitored during and after the granulation. Operational period of 37 days was described in three phases; Phase 1 corresponds to Days 1-10, Phase 2 (overloading conditions) to Days 11-27 and Phase 3 (recovery) to Days 28-37. Aerobic granules of 0.56 +/- 0.23 to 2.48 +/- 1.28mm were successfully developed from both MBS and CAS. First granules appeared on Day 9 in both reactors, indicating that there was no difference between two seed sludge types in terms of the time period for granulation initiation. The results revealed that the granules developed from MBS performed better than CAS in terms of settleability, stability, biomass retention, adaptation, protection of granular structure at high loading rates (0.86 gN/L d and 3.92 gCOD/Ld) and low COD/TAN ratio (5). Granules of MBS were also found to be capable of providing better protection for nitrifiers at toxic free-ammonia concentrations (38-46 mg/L NH3-N), thus showing better treatment recovery than those of CAS.Article Combustion synthesis and photoluminescence properties of CaAl2O4 : Eu2+, Y3+ based long lasting nanophosphors(KOREAN ASSOC CRYSTAL GROWTH, INCSUNGDONG POST OFFICE, P O BOX 27, SEOUL 133-600, SOUTH KOREA, 2014) Halefoglu, Yusuf Ziya; Serindağ, Osman; AGÜ; Serindağ, OsmanPhosphorescent materials are known as long lasting materials including lanthanide atom doped nano particles which recently have found wide application field. Phosphorescent, classically, is the materials which have light emission in visible region of electromagnetic spectrum on removal of excitation effect such as radiation, electron beam, electrical field, temperature etc. A novel red long lasting phosphor CaAl2O4 : Eu2+, Y3+ nano phosphors have been prepared using a combustion method. The crystallization, particle sizes and luminescence properties of the samples have been investigated systematically by using powder X-ray diffraction, scanning electron microscopy, luminescence spectrophotometer and FT-IR.Article YÖNETİCİLERİN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE DUYGUSAL ZEKÂLARI İLE YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ KULLANIMLARI ARASINDAKİ ETKİLEŞİMİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(Kenan ÇELİK, 2014) Yalçın, İbrahim; Şeker, Mustafa; 0000-0002-6397-0579; AGÜ; Şeker, MustafaBilgi ve bilgiyi yönetmek, günümüz iş dünyasının en önemli stratejik araçları haline gelmiştir. Bu kaynakları/güçleri üretme ve yönetmede etkili bir araç olan bilişim sistemleri, işletme kaynaklarının "etkililiği" ve "etkinliği" artırmaya yönelik olup, işletmelerin değişime uyum kapasitelerini artırmakla birlikte, var olan kurumsal refah düzeyini daha yukarıya taşıyan bir güç olma özelliğindedir. Çalışma ile İstanbul Sanayi Odası (İSO) verilerine göre Türkiye'de 2008-2012 yılları arasında ilk 500'e giren Kayseri firmalarındaki üst ve orta düzey yöneticilerin kişilik özellikleri ve duygusal zekâ ile yönetim bilişim sistemleri kullanımı arasındaki ilişkiler araştırılmıştır. Korelasyon analizi sonucunda, yönetim bilişim sistemleri kullanım düzeyi ve kişilik özellikleri arasında 0,475** pozitif, çift yönlü ve anlamlı bir ilişki; duygusal zekâ ile yönetim bilişim sistemleri kullanımı arasında ise 0,381** düzeyinde pozitif, çift yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Regresyon analizi sonucunda ise, kişilik özellikleri ve duygusal zekânın yönetim bilişim sistemleri kullanımı üzerinde etkisi olduğu (R2 =,248) ortaya konulmuştur.Article KAYSERİ’DE ÖĞRENİM GÖREN YABANCI UYRUKLU ÖĞRENCİLERİN KAYSERİ, TÜRKİYE VE İSLAM ALGISI*(Mehmet Dursun Erdem, 2015) Göver, İbrahim Hakan; 0000-0002-1258-0124; AGÜ; Göver, İbrahim Hakan1. Giriş Bilgi arayışı ve bilgiye ulaşma çabası insanoğlu için evrensel bir çabadır. Eskiden ulaşım ve iletişim araçlarının yetersizliği ile sınırlı olan ve bölgesel/ulusal düzeyde kalan bilgi arayışı, günümüz dünyasındaki teknolojik gelişmelerle küresel bir nitelik kazanmıştır. Artık insanlar, fiziki sınırların ortadan kalktığı bir dünyada, bilgiyi daha iyi şartlarda ve yeterliliklerde sunan eğitim kurumlarından elde etmek istemektedirler. Bilgiye olan talep ve bilgiye verilen değer günümüzde o kadar çok artmıştır ki artık "Bilgi Toplumu" adı verilen yeni bir toplum tipinden bile bahsedilmektedir. Toplumsal yapıdaki bu değişime bağlı olarak özellikle hareketliliğinde belirgin bir artış gözlemlenmektedir. Bu artış, ülkeler arasında büyük bir rekabete ve önemli strateji değişikliklere neden olmuştur. Türkiye'nin eğitim alanında yaşanan bu rekabetin dışında kalması düşünülemez. Ülkemiz jeo-stratejik konumunun sağladığı avantajı iyi değerlendirmek ve eğitim politikalarını yeniden gözden geçirmek durumundadır. Zira uluslararası öğrenciler okudukları ülkelere pek çok alanda önemli fırsatlar sunmaktadırlar. Okudukları süre boyunca yaptıkları harcamalarla ülke ekonomisine olan katkıları, farklılıklarından dolayı kültürlerarası diyalog ve hoşgörüyü artırmaları ve mezuniyetleri sonrası okudukları ülkeye duydukları sempati ve duygusal bağ ile o ülkenin gönüllü birer elçisi olmaları bu fırsatlardan sadece birkaçıdır. Bununla birlikte yabancı öğrencileri cezbetmek için öncelikle uluslararası arenada olumlu bir ülke imajına sahip olmak gerekir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, çeşitli ülkelerden gelerek Türkiye'de okuyan öğrencilerin algılarının araştırılması ve karar mekanizmasında bulunan kişilere geri besleme sağlanması hayati bir önem arz etmektedir. 2. Araştırmanın Konusu Bu çalışmada farklı ülkelerden gelerek Uluslararası Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesinde öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin öğrenim gördükleri şehir (Kayseri), öğrenim gördükleri ülke (Türkiye) ve İslam dini hakkındaki algıları konu edilmiştir. 3. Araştırmanın Amacı Çalışmanın amacı, yabancı uyruklu öğrencilerin Kayseri, Türkiye ve İslam algısını tespit ederek karar merciindeki kişilere öğrenci memnuniyetini artırıcı ve ülke imajını güçlendirici geri besleme sağlamaktır. 4. Araştırmanın Önemi Yabancı uyruklu öğrencilerin algılarının öğrenilmesi ülkemizin dış imajı açısından stratejik bir önem arz etmektedir. Konunun bu öneminden dolayı ülkemizdeki yabancı uyruklu öğrenciler ile ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. Ancak bu çalışmalarda, ağırlıklı olarak, yükseköğretime devam eden öğrencilerin Türk Eğitim Sistemine uyumları ve Türkçe'yi öğrenmede karşılaştıkları zorluklar araştırılmış ve çalışma grubu olarak da genellikle Türki Cumhuriyetlerinden gelen öğrenciler seçilmiştir. Bizim çalışmamız ise, ortaöğretime devam eden yabancı uyruklu öğrencilerin algılarını konu edinmiştir ve çalışma grubumuzu sadece Türkî Cumhuriyetlerden değil diğer ülkelerden gelen öğrenciler oluşturmaktadır. 5. Araştırmanın Yöntemi Araştırmada ağırlıklı olarak anket çalışmasına yer verilmiş ve bu kapsamda, 388 kişilik erkek öğrenci grubundan kota örneklemesi yoluyla seçilen 181 öğrenciye toplam 57 soruluk bir anket uygulanmıştır Ankette yer alan sorular öğrencilerin Kayseri, Türkiye ve İslam algısını ölçecek tarzda ve Türkçe olarak hazırlanmıştır. Anket uygulandıktan sonra elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde SPSS 21 for Windows (Statistical Package for Social Sciences) programı kullanılmıştır. 6. Bulgular 6.1. Kayseri Algısı Anketten elde edilen verilere göre öğrencilerin büyük bir bölümü Kayseri'de kendilerini rahat hissetmektedirler ve Kayseri'ye uyum sağlarken fazla zorlanmamışlardır. Kayseri halkı ile samimi ilişkiler içindedirler ve sahip oldukları farklılıklar nedeniyle Kayseri'de dışlandıklarını ya da ayrımcılığa uğradıklarını düşünmemektedirler. Öğrencilere göre Kayseri'nin en olumlu yanı ulaşım kolaylığı; en olumsuz yanı ise hayat pahalılığı ve hava kirliliğidir. Kayseri en çok ticaret alanında gelişme kaydetmiştir. Öğrencilerin gözünde Kayseri modern ve gelişmiş bir şehirdir. Netice itibari ile öğrencilerin büyük bir bölümü Kayseri hakkında olumlu izlenimlerle ülkelerine döneceklerdir.Kayseri'de Öğrenim Gören Yabancı Uyruklu Öğrencilerin Kayseri, Türkiye... 1027 Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 10/2 Winter 2015 6.2. Türkiye Algısı Benzer bulgular Türkiye algısı için de geçerlidir. Öğrenciler Türkiye'yi srasıyla İslam ülkesi, doğu-batı arasında köprü ve Avrupa ülkesi olarak görmektedir. Onlara göre Türkiye dünyada yeterince tanınmakta ve bilinmektedir. Öğrencilere göre bunun en büyük nedeni Osmanlı Devletidir. Türkiye sırasıyla Orta Asya, Avrupa, Balkanlar ve Ortadoğu'da etkin bir güce sahiptir. Öğrencilerin Türkiye'ye gelmeden önceki ülkemiz hakkındaki düşünceleri ile geldikten sonraki düşünceleri arasında değişiklik olmuştur. Bu değişiklik bir kısmı için olumlu iken diğer bir kısmı için de olumsuz yöndedir. Türkiye öğrenciler tarafından sırasıyla modern toplum, sanayi toplumu ve geleneksel toplum olarak tanımlanmaktadır. Öğrencilerin gözünde Türk insanı genellikle olumlu özelliklere sahiptir. Öğrenciler, Türkiye'de en çok yiyecek/içecek farklılıkları, Türkçe öğrenme, eğitim sistemine uyum ve giyim-kuşam farklılıkları bakımından zorlanmışlardır. Türkiye ile öğrencilerin kendi ülkeleri arasındaki farklılıklar; sırasıyla dini yaşamda, ekonomik yaşamda, sosyal yaşamda, siyasette ve hukukta mevcuttur. Öğrencilerin bir bölümü ilahiyat eğitimine ya da yükseköğrenimine Türkiye'de devam etmeyi istemektedir ve kendilerine imkan tanındığı takdirde Türkiye'ye yerleşmeyi düşünmektedirler. Öğrenciler ülkelerine döndükten sonra Türkiye hakkındaki izlenimleri genellikle olumlu olacaktır. 6.3. İslam Algısı Öğrencilerin mezhep ve görüş farklılıklarına ragmen İslam algısı konusunda da benzer sonuçlar elArticle TÜRKİYE'NİN İLK ULUSLARARASI ORTAÖĞRETİM KURUMU: MUSTAFA GERMİRLİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ(Mehmet Dursun Erdem, 2015) Göver, İbrahim Hakan; Yavuzer, Hasan; 0000-0002-1258-0124; AGÜ; Göver, İbrahim HakanBilim ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmelerin önemli toplumsal değişimlere neden olduğu bir süreç yaşamaktayız. Özellikle iletişim, haberleşme ve ulaşım alanında kaydedilen ilerlemeler sayesinde insanlar ve toplumlar arasındaki kültürel ve fiziki mesafeler ortadan kalkmıştır. Adına küreselleşme ve uluslararasılaşma dediğimiz bu süreç, toplumsal birikim ve unsurların (bilgi, eğitim, teknoloji, sermaye, fikir, ticari ürün, emek vb) kökeninden/kaynağından bağımsız olarak tüm dünyada serbestçe dolaşmasına neden olmaktadır. Küreselleşen dünyada diğer her şey gibi eğitim faaliyeti de yerel ya da ulusal olmaktan çıkmış, binası, öğrencisi, öğretmeni ve ders müfredatıyla uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Bu trende bağlı olarak, Ülkemizde sadece yabancı uyruklu öğrencilerin devam ettikleri orta öğretim kurumları açılmaya başlanmıştır. Bu okullardan biri de Kayseri İli Kocasinan İlçesinde bulunan "Uluslararası Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesi" dir. Araştırmamızın konusunu teşkil eden bu okul, MEB Din Öğretimi Genel Müdürlüğü'nün aldığı bir kararla 2006 yılından itibaren sadece yabancı uyruklu öğrencilere eğitim hizmeti vermeye başlamış ve böylece yabancı uyruklu öğrencilere lise düzeyinde eğitim veren Türkiye'deki ilk ve tek okul olmuştur. Eğitimde uluslararasılaşmanın yaygınlaşmasıyla birlikte, ülkemizde ortaöğretim düzeyinde faaliyet gösteren uluslararası eğitim kurumlarının sayılarının kısa bir süre içinde artacağı kaçınılmazdır. Bu tespitten hareketle, bu makalede alanında bir ilk olma özelliği taşıyan Uluslararası Mustafa Germirli Anadolu İmam Hatip Lisesinin önemine ve eğitim faaliyetlerine dikkat çekilmek istenmiştir.bookpart.listelement.badge Within our walls: White-collar crime in Greek academia(Taylor and Francis, 2015) Georgoulas, Stratos; Voulvouli, Aimilia; AGÜ; Voulvouli, AimiliaThe study of white-collar crime remains a central concern for criminologists around the world and research concentrates on its nature, prevalence, causes and responses. However, most books on white-collar crime tend to focus on Anglo-American examples, which is surprising given the amount of rich data and research taking place in mainland Europe. This new handbook seeks to reset the balance and, for the first time, presents an overview of state-of-the-art research on white-collar crime in Europe. Adding to the existing Anglo-American body of knowledge, the Handbook will discuss specific European topics and typical European features of white-collar crime. The Routledge Handbook of White-Collar and Corporate Crime in Europe consists of more than thirty chapters on topics ranging from the Icelandic Banking Crisis, to the origins of the study of white collar crime, to contemporary topics, such as white-collar crime in countries post-transition from communist regimes; the illegal e-waste trade and white-collar crime in professional football. Furthermore, the book contains extensive case study analyses of landmark European cases of white-collar crime. The editors have gathered together the leading voices in the field and a final section offers commentaries on white-collar crime in Europe from eminent criminologists David Friedrichs and Hazel Croall. This Handbook will thus serve as a work of reference for all scholars and students engaged in the study of corporate and white-collar crime and will also set out directions for new research in the future.Article Historicisizing World System Theory: Sugar and Coffee in Caribbean and in Chiapas(Gaziantep Üniv. Sosyal Bilimler Enst., 2018) Balkılıç, Özgür; 0000-0001-6929-2548; AGÜ; Balkılıç, ÖzgürThe world system theory has been developed during the 1960s and 1970s in order to explain the economic, political and cultural relationship between developed, developing and underdeveloped countries. The main assumption of this theory is that economic and political dynamics which have progressed from the late 16th century towards contemporary ages resulted in unequal and dependent relations between these countries. Consequently, while an advanced economy and consolidated democratic-political institutions emerged in the developed countries, the developing and underdeveloped countries whose natural resources and economic assets are being exploited by the core countries are subjected to a backward economy and politically unstable systems. However, the world system theory has not gone unchallenged; on the contrary, a considerable amount of social scientists accused it of being overwhelmingly functionalist. The main weaknesses of this theory are that it ignores the local Dynamics and it, related with the first point, reduces the lower classes to the passive recipients of historical transformations. In order to fulfill these gaps in the theory, several scholars, in an attempt to explain the expansion of capitalism in non-Western regions, focus on the local dynamics of commodity chains and labor processes in these localities. Following this criticism, this paper argues that the historical development of sugar and coffee production, both of which are the most important commodities of the world trade from the early 16th century cannot be explained ignoring the local dynamics and that the local aspect of labor strategies which are designed to keep the potential producers in the land and production process must be analyzed as an important factor in the historical development of the production of these two commodities. In doing so, the article will analyze the development of labor processes and strategies in sugar and coffee production in Caribbean in the 16th and 17th centuries and Mexico-Chiapas in the 19th century, respectively.Article Şili Sosyalist Deneyiminin (1970-1973) Ekonomi- Politiğinin Tarih Yazını Üzerine(Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi, 2018) Balkılıç, Özgür; 0000-0001-6929-2548; AGÜ; Balkılıç, ÖzgürToplumsal mücadelelerin 20.yüzyıl boyunca hiç hız kesmeden ilerlediği Latin Amerikakıtasında, Şili’de Salvador Allende ve Unidad Popular iktidarı dönemi kuşkusuz özelbir önemi hak eder. Zira bu dönem, dünya tarihinde ilk defa seçimle iş başına gelmişbir hükümetin bir toplumsal düzen olarak sosyalizme barışçı ve aşamalı bir şekildegeçme çabasına tanıklık etmiştir. Gerçekten de, Allende hükümeti sosyalizme geçişiçin özellikle iktisadi düzeyde kapsamlı reformlar uygulamış ve bu reformların Şilitoplumunu sosyalizme doğru yönelteceğini savunmuştur. Ancak, bu reformlar özellikleorta sınıfların hükümete ve sosyalist iktidara kendiliğinden desteğini sağlamadığıgibi, hükümetin bir askeri darbeyle yıkılmasını da engelleyememiştir. 1970’li yıllarıntoplumsal mücadelelerinin önemli ve özgün bir deneyimi olan Allende döneminianlamak için bu dönemin ekonomi politikalarına ve toplumsal mücadelelerin bupolitikalar etrafında nasıl şekillendiğine dair geniş bir tarih yazımı gelişmiştir. Bu makaleAllende döneminin söz konusu ekonomik politikalarının bir incelemesinden ziyade,söz konusu tarih yazınının nasıl şekillendiğini anlama çabasıdır. Bu anlamda makalesöz konusu eserleri incelerken bu eserlerin dayandıkları teorik modellerin incelemenesneleriyle ilişkisine odaklanacaktır. Zira, makale böylesi çalışmaların önemi veiddiasının beslendikleri teorik modellerin bir sağlamasından ziyade, tarihsel gerçekliğifarklı boyutlarıyla sunabilme yetilerinden kaynaklanması gerektiğini iddia etmektedir.Bu varsayıma dayanarak, makale Şili sosyalizminin tarih yazımını jeopolitik düzey,devlet düzeyi ve toplumsal hareketler düzeyi olmak üzere üç düzeyde inceleyecektir.Jeopolitik düzeyde Amerika Birleşik Devletleri’nin sosyalist iktidar ve darbe sürecindekirolüne odaklanan çalışmalar ele alınacaktır. İkinci düzeyde sosyalist iktidarın siyasi,toplumsal ve iktisadi politikalarını inceleyen çalışmalar incelenecektir. Üçüncü olarak isetoplumsal hareketler ile sosyalist hükümet arasındaki ilişkileri analiz eden çalışmalaraodaklanılacaktır.Article AMERİKAN İŞLETME İDEOLOJİSİNİN TÜRKİYE’YE GELİŞİ, YAYILIŞI VE ÜCRET TARTIŞMALARI,1960-1980(Ankara Üniversitesi, 2019) Balkılıç, Özgür; 0000-0001-6929-2548; AGÜ; Balkılıç, Özgür1960-1980 arasında yeni bir toplu sözleşme düzenine geçilmesiyle ve kalkınma, sosyal adalet, ücret eşitsizlikleri gibi konularda kamusal tartışmaların gittikçe yoğunlaşmasıyla birlikte sermaye sahiplerinin en önemli gündemlerinden birisi sınai karlılıklarını gizlemek/arttırmak ve bunu yaparken de emek süreçleri üzerindeki denetimlerine özellikle örgütlü emeğin rızasını almaktı. Bu anlamda, özellikle 1945 sonrası dünyaya yayılan Amerikan işletme ideolojisi burjuvazinin/işletme yöneticilerinin bir yandan kapitalist karları gizlemek ve diğer yandan emek üzerindeki denetimi sağlamak hususunda rızanın üretilmesinde en önemli araçlardan birisi oldu. Bu çalışma, burjuvazinin örgütlü emeğin rızasını almak için kullandığı en önemli ideolojik mekanizmalardan birisi olan işletme ideolojisinin Türkiye’ye gelişine, yayılmasına ve özel olarak bu ideolojinin önemli bir boyutu olan ücret tartışmalarına odaklanmaktadır. Makalede sermaye sahiplerinin/yöneticilerin karlarını gizlemek-arttırmak ve emek üzerinde denetimi sağlamak için öne sürdüğü ücretler-verimlilik ilişkisi ve ücret sistemlerine örgütlü emeğin sendikal yapısı ve stratejileri nedeniyle rıza göstermediği öne sürülecektir. Bu bağlamda, çalışmanın temel amacı 1960-1980 arasının emek-sermaye çatışmasını incelerken emek süreçlerini büyük oranda ihmal eden mevcut literatüre katkı koymaktır.Article Türk Kahvesi Tüketilen Mekânların Seçimini Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi: Nevşehir Örneği(Muş Alparslan Üniversitesi, 2019) Çizmeci, Bülent; Acar, Neşe; Çakırbaş, Ali; 0000-0002-7722-6003; 0000-0002-2217-5392; 0000-0002-9830-1463; AGÜ; Çizmeci, BülentDünyanın pek çok yerinde üretilen ve farklı biçimlerde sunulan kahvenin kültür hayatımızın zenginleşmesinde de önemli katkıları olduğu görülmektedir. İşletmelerin rakiplerine göre farklılığını gösterebilmek için kahvenin sunulduğu mekânlarda önemli rol oynamaktadır. Çalışmada Türk kahvesinin gelişim süreci anlatılmış ve Nevşehir örneğinde Türk kahvesi tüketilen mekânların seçimini etkileyen faktörlerin belirlenmesi, Türk kahvesi tüketim amacı ve tüketim alışkanlıkları tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma, Türk kahvesi tüketen 409 kişi üzerinde anket tekniği kullanılarak yapılmıştır. Belirlenen beş faktörün algılanma düzeylerinin demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini test etmek için yapılan tek yönlü varyans (MANOVA) analizi sonucu tüketicilerin eğitim durumu, meslek ve gelirleri itibariyle farklılıklar bulunmuştur. Yapılan t-Testi sonucunda ise tüketicilerin cinsiyetleri itibariyle hizmet düzeyi ve fiziki ortam olarak adlandırılan faktörlerin algılanmasında, medeni duruma göre ise fiziki ortam adlı faktörün algılanmasında farklılık bulunmuştur.Article NESNELERİN İNTERNETİ, GÜVENLİK VE GİZLİLİK, İNSAN HAKLARI BAĞLAMINDA BİR DEĞERLENDİRME(BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, 2021) Akince, Bora; 0000-0003-4252-338X; AGÜ; Akince, Boraİnternetin yaygınlaşması ile birlikte nesnelerin internete bağlanmaya başlaması neticesinde insan hayatına yeni bir kavram girmiştir. Bu kavram nesnelerin interneti kavramıdır. Nesnelerin interneti akıllı telefonların, sensörlerin kullanımının yaygınlaşması ile hayatın ayrılmaz bir parçası olmuş ve insan hayatını kolaylaştırmıştır. Ancak nesnelerin interneti her ne kadar insan hayatını kolaylaştırsa da güvenlik ve gizlilik ile ilgili iki önemli konuda insanların kafasında soru işaretleri bırakmaktadır. Bu çalışmada nesnelerin interneti nedir, nasıl gelişmiştir, nesnelerin internetinde güvenlik ve gizlilik nasıl sağlanmaktadır? Sorularına cevap verilecek, nesnelerin interneti teknolojisinin insan hayatında yerinin çok arttığı ve bunu neticesinde güvenlik ve gizlilik sorunlarına yol açtığı sorunsalından yola çıkılarak insan hakları hukuku bağlamında bir değerlendirme yapılacaktır.