İnşaat Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/205
Browse
Browsing İnşaat Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu by Access Right "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Etriyesiz Dış Kiriş-Kolon Birleşim Bölgesi için Kesme Dayanımı Tahmini(TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Cahit Arf Bilgi Merkezi, 2020) Eren YAĞMUR; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiÇerçeve türü yapıların sismik yük altında sünek davranış sergilemesi kiriş-kolon birleşim bölgelerinin depremden kaynaklı olarak açığa çıkan reaksiyon kuvvetlerini sağlıklı bir şekilde aktarmasına bağlıdır. Ancak yüksek kesmeye maruz kalan birleşim bölgelerinde etriye sıklaştırması yapılırken çeşitli sorunlarla karşılaşılmakta ve bu sebeple de etriyeler gerektiği gibi yerleştirilememektedir. Sonuç olarak pek çok yapıda kiriş-kolon birleşim bölgesinde yetersiz etriye miktarı sebebi ile hasarlar meydana gelmektedir. Mevcut çalışmada, etriyesiz dış kirişkolon birleşim bölgelerinin kesme dayanımlarının belirlenmesi amacıyla yapılmış olan deney verileri derlenmiş ve bu verilere bağlı olarak birleşim bölgesinin kesme dayanımına etki eden temel parametreler belirlenmiştir. Bu parametreler: efektif birleşim bölgesi genişliği, beton silindir basınç dayanımı, eksenel kuvvet oranı ve kiriş efektif alanının kolon efektif alanına oranıdır. Söz konusu parametrelerden yola çıkılarak etriyesiz dış kiriş-kolon birleşim bölgelerinin kesme dayanımını hesaplamak amacıyla bir denklem önerilmiştir. Önerilen denklem literatürde yer alan ve aynı amaçla üretilmiş denklemlerin sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Önerilen denklemin diğer denklem sonuçlarına kıyasla deney sonuçları ile daha uyumlu sonuçlar verdiği görülmüştür.Research Project İnce Film Kompozit Membranlar ile Basınç Geciktirmeli Ozmos (PRO) Prosesi Kullanılarak Sürdürülebilir Enerji Üretimi(TUBİTAK, 2018) Uzal, Nigmet; 0000-0002-0912-3459; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Nigmet; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiFosil yakıtlara bağımlılığın azalması için alternatif yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının_x000D_ bulunmasına yönelik araştırmalar gün geçtikçe artmakta ve önem kazanmaktadır. Son_x000D_ yıllarda oldukça ilgi çeken “tuzluluk gradyanı esaslı ozmotik enerji” veya “mavi enerji” olarak_x000D_ da bilinen enerji kaynağı, artan enerji ihtiyacını karşılamada farklı bir yenilenebilir kaynak_x000D_ olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizdeki tuzluluk gradyanı esaslı enerji potansiyelinin_x000D_ değerlendirilmesine yönelik ilk çalışma niteliğine olan bu projede öncelikle Devlet Su_x000D_ İşlerinden (DSİ) elde edilen nehir debi ve tuzluluk değerleri esas alınarak teorik enerji_x000D_ potansiyeli hesaplamaları gerçekleştirilmiştir. Teorik hesaplamalar tamamlandıktan sonra,_x000D_ enerji potansiyelinin deneysel olarak belirlenmesi için sentetik ve gerçek su örnekleri_x000D_ kullanılarak basınç geciktirmeli ozmos (PRO) prosesinde deneysel çalışmalar_x000D_ gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla dört farklı (BW30-LE, SW30-HR, AG, AC) ticari ince film_x000D_ kompozit (TFC) ters osmos membran 3-(3,4-Dihydroxyphenyl)-L-alanine (L-DOPA) ve LDOPA ile birlikte nanomalzemeler (MWCNT, TiO2, SiO2, Al2O3) kullanılarak modifiye edilmiş_x000D_ ve PRO sisteminde işletilerek enerji üretim performansı lab-ölçekli deneyler ile belirlenmiştir._x000D_ TFC yapıdaki RO membranların modifikasyonu sonrası aktif yüzeylerinde meydana gelen_x000D_ yapısal değişiklerin belirlenmesinde SEM, FTIR, temas açısı, ve AFM analizleri_x000D_ gerçekleştirilmiştir. Deney sonuçları ışığında L-DOPA ile birlikte %1wt TiO2 nanomalzeme ile_x000D_ modifiye edilmiş BW30-LEmembranı 1,61 W/ m2 en yüksek PRO güç üretim potansiyelini_x000D_ göstermiştir. Gerçek su örnekleri ile gerçekleştirilen PRO deneylerinde Akdeniz, Karadeniz,_x000D_ Marmara ve Ege Denizlerinden deniz suyu ve bu denizlere dökülen Seyhan, Ceyhan, Büyük_x000D_ Menderes, Gediz, Susurluk, Kızılırmak ve Yeşilırmak nehirlerinin karıştığı noktalardan_x000D_ örnekler alınarak ülkemizde tuzluluk gradyanı esaslı bu enerjiye ilişkin potansiyel_x000D_ belirlenmiştir. Geçek su numunelerinde en yüksek enerji üretim performansı 56,8 mS/cm_x000D_ iletkenliğe sahip Akdeniz ile 586 µS/cm iletkenliğe sahip Ceyhan ve Seyhan nehrinin PRO_x000D_ prosesi uygulamasından 5 ve 10 barda sırasıyla 0,47 ve 0,68 W/m2 olarak bulunmuştur.Article Kayma Dalgası Hızı (Vs) Kullanılarak Erciş (Van) Yerleşim Alanının Sıvılaşma Potansiyelinin Değerlendirilmesi(ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ, 2017) Akkaya, İsmail; Özvan, Ali; Mutluhan, Akın; Akın, Müge; Övün, Uğur; 0000-0001-8873-5287; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Akın, Müge; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiVan İli, Erciş İlçesi yerleşim alanı ve çevresi Kuvaterner yaşlı güncel çökeller üzerinde yeralan, yeraltısuyu seviyesi sığ, çevresinde tarihsel ve aletsel dönemde büyük deprem üretmiş aktif fayların yeraldığı, 23 Ekim 2011 Van (Mw=7,1) depremi sonrasında belli kesimlerinde sıvılaşma olayının gerçekleştiği önemli bir yerleşim yeridir. Tüm bu veriler, Erciş ve yakın çevresi için olası büyük bir depremde sıvılaşma ve yanal yayılma türü yüzey deformasyonlarının meydana gelebileceğini işaret etmektedir. Bu nedenle çalışmada, Kayma dalga hızları (Vs) kullanılarak Erciş yerleşim alanı ve çevresinin üç farklı deprem senaryosu için sıvılaşma analizleri yapılmıştır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Erciş merkezinin yoğun olarak üzerinde bulunduğu eski göl çökellerinin sıvılaşma potansiyelinin "düşük-orta" olduğu belirlenmiştir. İnceleme alanının Van Gölü"ne yakın kıyı kesimleri ile inceleme alanının batısında sıvılaşma potansiyelinin diğer kesimlere göre daha yüksek olduğu hesaplanmıştır. Ayrıca, Erciş yerleşim alanında 23 Ekim 2011 Van depremi sonrasında arazide gözlenen yanal yayılmalar ve sıvılaşmaların bu çalışmada ön görülen senaryolardaki sınırlarla örtüştüğü belirlenmiştirArticle Life Cycle Assessment of the Neutralization Process in a Textile WWTP(Erciyes Üniversitesi, 2020) Şener Fidan, Fatma; Kızılkaya Aydoğan, Emel; Uzal, Niğmet; 0000-0002-0912-3459; 0000-0003-0927-6698; 0000-0002-2397-3628; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Nigmet; 01. Abdullah Gül University; 02.02. Endüstri Mühendisliği; 02. Mühendislik Fakültesi; 02.03. İnşaat MühendisliğiAlthough industrial wastewater treatment plants (WWTP) have become_x000D_ an important part of textile facilities in reducing environmental pollution_x000D_ problems, they also produce sludge and various emissions such as high chemical_x000D_ oxygen demand, color and conductivity which have serious negative impacts on_x000D_ the environment. One of the processes with enormous chemical consumption in_x000D_ industrial WWTP of textile facilities is the neutralization process, which aims to_x000D_ adjust the pH of the wastewater. Neutralization processes needed to be optimized_x000D_ in order to determine its overall environmental impacts and then identify the most_x000D_ environmentally appropriate options. The aim of this study is to compare the_x000D_ environmental impacts of carbon dioxide and sulfuric acid, which are two_x000D_ alternative chemicals used in the neutralization process of textile facilities, using_x000D_ Life Cycle Assessment (LCA) approach. The environmental impacts resulting from_x000D_ the use of these two chemicals proposed according to the Reference document on_x000D_ Best Available Techniques (BREF) Document for Textile Industry were revealed by_x000D_ the CML-IA method and the gate-to-gate method. According to the results, using_x000D_ carbon dioxide instead of sulfuric acid, the best improvement was in the abiotic_x000D_ depletion category with 92%, while the least improvement was in the_x000D_ eutrophication potential with 39%. No improvement was observed in the global_x000D_ warming potential and human toxicity impacts.Research Project Nanotanecikler İçeren Yüksek Miktarda Doğal Puzolan Katkılı Çimentolar: Özellikler, Hidratasyon ve Hamur İç Yapısı(TUBİTAK, 2015) Uzal, Burak; Korkanç, Mustafa; Karahan, Okan; 0000-0002-3810-7263; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Uzal, Burak; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiÇimento sektörü dünya genelinde atmosfere salınan CO2 gazının %7’sinden tek başına_x000D_ sorumludur. Çimento sektörü odaklı CO2 emisyonlarının azaltılabilmesinde en etkin yol,_x000D_ çimentolardaki mineral katkı kullanım oranının yükseltilebilmesidir. Bunun önündeki en büyük_x000D_ engel göreceli olarak yüksek miktarda mineral katkılı çimentoların geç priz süreleri, düşük_x000D_ dayanımları ve yüksek büzülme eğilimleridir. Son yıllarda nanoteknolojiye olan ilgi artışıyla_x000D_ beraber, nanotaneciklerin çimento sistemlerinde kullanımına yönelik çalışmalar dikkat_x000D_ çekmektedir._x000D_ Bu projede yüksek miktarda doğal puzolan içeren çimentolara nanotanecik ilavesinin, farklı_x000D_ doğal puzolan tiplerine de bağlı olarak, bu çimentoların hidratasyonu, hamur iç yapısı ve_x000D_ özellikleri üzerindeki etkisi irdelenmiştir. Yirmi üç farklı doğal puzolanik malzemeden türlerini_x000D_ en iyi şekilde yansıtacak şekilde seçilen bir zeolit, bir pomza ve bir volkanik tüfün her birisi,_x000D_ ağırlıkça %50 oranında Portland çimentosuna ikame edilerek katkılı çimentolar hazırlanmıştır_x000D_ (toplam 20 farklı çimento kompozisyonu). Bu çimentolara %1 ve %2 oranlarında nanoCaCO3 ve nano-SiO2 tanecikleri ilave edilerek, çimentoların hidratasyonu, hamurların iç_x000D_ yapısı ve harç özellikleri incelenmiştir. Bu kapsamda izotermal kalorimetreyle hidratasyon_x000D_ kinetiği, taze hamurların vizkositesi, termal analizle sertleşmiş hamurların kalsiyum hidroksit_x000D_ ve bağlanmış su içerikleri, elektron mikroskobuyla iç yapı gözlemleri, harçların dayanımları_x000D_ ve büzülme (rötre) ölçümleri gerçekleştirilmiştir._x000D_ Yapılan deneysel çalışmaların sonucunda nanotanecik ilavesinin, yüksek miktarda doğal_x000D_ puzolan içeren çimentoların başta hidratasyon kinetiği (reaksiyon hızı ve açığa çıkan_x000D_ hidratasyon ısısı) olmak üzere, iç yapısını mikro ve nano düzeyde modifiye ettiği tespit_x000D_ edilmiştir. Çimento harçlarında %19’a varan oranlarda basınç dayanımı artışları ile_x000D_ büzülmelerde belirgin düşüşler gözlenmiş ve bu durumun nanotanecik ilavesiyle hamur iç_x000D_ yapısının gözenek boyut dağılımında meydana gelen yoğunlaşmayla ilgili olduğu_x000D_ değerlendirilmiştir.Article Poliüretan ile Güçlendirilmiş Balastın Hareket Eden Tekerlek Yükü Altındaki Deformasyon Davranışının Nümerik Olarak İncelenmesi(Çukurova Üniversitesi, 2022) Fedakar, Halil Ibrahim; 0000-0002-7561-5363; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü; Fedakar, Halil Ibrahim; 01. Abdullah Gül University; 02.03. İnşaat Mühendisliği; 02. Mühendislik FakültesiHareket eden tekerlek yükünden dolayı balastlı demiryolu hatlarında meydana gelen düşey deformasyonlar özellikle yüksek tren hızlarında ve zayıf taban zemini koşullarında hat düzensizliklerine sebep olmaktadır. Bu durum ise hat güvenliğini ve inşaat sonrası maliyeti olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada farklı miktarlarda poliüretan ile güçlendirilmiş balast tabakasının (70 kg/m3, 140 kg/m3 ve 210 kg/m3), zayıf taban zemini koşulunda ve farklı tren hızlarındaki (100 km/h, 200 km/h ve 300 km/h) düşey deformasyon davranışları sayısal olarak incelenmiştir. Bu kapsamda geliştirilen iki boyutlu nümerik modellerde statik ve hareket eden tekerlek yükleri uygulanmıştır. Analiz sonuçlarına göre poliüretan kullanımı, zayıf zemine oturan balastlı demiryolu hattında meydana gelen düşey deformasyonu önemli oranda iyileştirmektedir (>%87). Öte yandan düşük hızlarda düşük poliüretan miktarları kullanılabilirken, balast agregaları arasında oluşan daha güçlü poliüretan yapıdan dolayı artan tren hızlarında yüksek poliüretan miktarları tercih edilmelidir. Ayrıca poliüretan ile güçlendirilmiş veya güçlendirilmemiş bir demiryolu hattının analizinde statik tekerlek yükünün yerine hareket eden tekerlek yükü kullanılmalıdır.
