Endüstri Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/204
Browse
Browsing Endüstri Mühendisliği Bölümü Koleksiyonu by Language "tur"
Now showing 1 - 8 of 8
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çok işçili montaj hatlarında istasyon ve kaynak yatırımı maliyetinin enküçüklenmesine yönelik tavlama benzetimi ve tam sayılı doğrusal programlamaya dayalı yeni bir algoritma(Dicle Üniversitesi, 2018) Şahin, Murat; Kellegöz, Talip; Söylemez, İsmet; 0000-0002-8253-9389; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Söylemez, İsmetStandardize edilmiş ürünlerin üretiminde yaygın olarak kullanılan montaj hatları önemli bir akış tipi üretim şeklidir. Buhatların dengelenme problemleri üretim ve kaynak yatırımı maliyetlerinin enküçüklenmesi açısından büyük önem arzetmektedir. NP-zor bir yapıya sahip olan probleme endüstriyel ortamlarda yaygın olarak karşılaşılmasına karşın makulsüreler içerisinde kesin çözüm yöntemleri ile çözümü mümkün olmayabilmektedir. Bu çalışmada yenilenebilir kaynakyatırımı maliyetini de dikkate alan çok işçili montaj hattı dengeleme problemine yönelik yeni bir algoritma sunulmuştur.Önerilen algoritmada tamsayılı doğrusal programlama ile çözülecek olan alt problemler tavlama benzetimi yöntemi ilebelirlenmiştir. Literatürde montaj hattı dengeleme problemlerinde sıklıkla tercih edilen rassal sayılar dizisi kullanılarakgörevlerin hangi önceliklerle atanacağı belirlenmiştir. Tavlama benzetimi ve tamsayılı doğrusal programlamanın birliktekullanımına dayanan algoritmanın etkinliği test problemleri üzerinde ölçülmüştür. Tavlama benzetimi sezgiseli C#programlama dilinde kodlanmış ve oluşturulan her bir alt problemin tamsayılı doğrusal programlama modeli CPLEX10.2 çözücü kullanılarak 3.2 GHZ /4 GB Ram’a sahip bilgisayarda koşturulmuştur. Tavlama benzetiminde aynı altproblemler oluşturulması durumunda hafızada kaydedilen çözüm ve atamalar kullanmıştır. Bunun temel nedenimatematiksel model ile çözülen alt problemlerde aynı modelin oluşturulması durumunda elde edilecek sonuçlara dahaönceden ulaşılmış olmasıdır. Bu sayede algoritmanın daha hızlı bir şekilde çalışması gerçekleştirilmiş olup, çözülen vetekrarlanan matematiksel model sayıları özetlenerek sunulmuştur. Geliştirilen algoritmanın orta ve büyük boyutluproblem örneklerinde kabul edilebilir kalitede çözümler üretebildiği gözlemlenmiştir. Montaj hattı problemlerine ilişkinliteratürde bulunan çalışmalar dikkate alındığında, ilgili problem üzerindeki çalışmaların eksikliğine vurgu yapılmıştır.Article Karadeniz Bölgesi’nde Kurak ve Nemli Dönemlerin SPI Yöntemi Kullanılarak Belirlenmesi(Artvin Çoruh Üniversitesi/Artvin Çoruh University, 2024) Öztürk, Yasemin Deniz; Ünlü, Ramazan; 0000-0002-1201-195X; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Ünlü, RamazanKaradeniz bölgesi Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir. Ancak Karadeniz Bölgesi’nde yağışlar hem yıllar arasında hem de bölge içerisinde önemli farklılıklara sahiptir. Bu durum bölgede kuraklıkların yaşanabilmesine ve kurak-nemli dönemlerin birbirini takip etmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada yıllık ve 12 aylık SPI değerlerine göre Karadeniz bölgesinde yaşanan kurak ve nemli dönemlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bölge genelinden seçilen 26 istasyonun 1960-2020 yılları arasındaki ortalama yağış verilerine göre standardize yağış indeksi (SPI) değerleri hesaplanmıştır. Tespit edilen kurak ve nemli dönemlerin eğilimleri MannKendall trend analizi kullanılarak tespit edilmiştir. Ayrıca ısı haritası kullanılarak Karadeniz Bölgesi kıyı ve iç kesimleri olarak ayrılıp kurak ve nemli dönemleri saptanmıştır. Analiz sonuçlarına göre 1966, 1969, 1974-1977, 1984-1986, 1993-1994, 2006-2007 ve 2019- 2020 yıllarının normalden daha az yağış aldığı ve birçok istasyonun kuraklığı şiddetli şekilde olduğu saptanmıştır. 1967, 1988, 1996- 1997, 1999, 2009 ve 2016 yıllarının ise normalden fazla yağış aldığını yani nemli karakterde olduğunu göstermektedir. Mann-Kendall trend analiz sonuçlarına göre Batı Karadeniz Bölgesinin kıyı kesimlerinde azalma eğilimde olduğu saptanmamıştır. Fakat azalışta anlamlılık bulunamamıştır. Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde ise artış eğilimi göstermekle birlikte bu eğilim bazı istasyonlarda anlamlı bulunmuştur. Bölgenin yer şekilleri dolayısıyla genel bir kurak ve genel bir nemli dönem olmadığı, doğu-batı doğrultusu ve kıyı-iç kesimlerde kurak ve nemli dönemlerin farklılık gösterdiği saptanmıştır.Research Project Proje Yönetimi Kapsamında Serim Kesme/Önleme Modellerinin ve Çözüm Yöntemlerinin Geliştirilmesi(TUBİTAK, 2017) Akgün, İbrahim; 0000-0001-6325-7741; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Akgün, İbrahimSerim/Şebeke Kesme/Önleme (Problemi (SKP)’nde, serim kullanıcısı ve önleyici olmak üzere birbiri hakkında yeterli bilgiye sahip iki rakip bulunmaktadır. Serim kullanıcısı, işlettiği serimi optimal şekilde kullanmak isterken; önleyici, serim kullanıcısının serimi etkin şekilde kullanmasını elindeki kısıtlı kaynaklarla önlemeye çalışır. SKP’nin, uyuşturucu trafiğini engellemek için timlerin konuşlandırılacağı yerlerin tespit edilmesinden hava füze savunması için antibalistik füzelerin yerlerinin seçilmesine, bir şehrin elektrik şebekesindeki kritik noktaların bulunmasından bir hastalığın yayılmasını engellemek için alınması gereken tedbirlere kadar çok farklı yelpazede uygulamaları mevcuttur. Diğer yandan, ortaya çıkan iki seviyeli matematiksel modellerin çözümü zordur ve özel yöntemlerin geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu nedenlerle, SKP birçok araştırmacının ilgi odağı haline gelmiş ve bu durum çalışmamızın da motivasyon kaynağı olmuştur. Bu projede, SKP, özel olarak proje yönetimi kapsamında ele alınmıştır. Literatürde, proje şebekelerinde SKP’nin uygulanmasına ilişkin sadece iki çalışma bulunmaktadır. Her iki çalışmada, temel ve hızlandırılmış CPM modelleri esas alınmıştır. Proje şebekelerinin çok farklı türleri olduğu ve çok geniş bir yelpazede uygulama alanının olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, literatürde çok önemli bir boşluk olduğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı da, söz konusu tespitten hareketle, proje şebekelerinde önleme konusuna sistematik ve bütüncül bir yaklaşım geliştirmektir. Bu bağlamda, modelleme açısından birbirinden farklılıklar arz eden proje şebekeleri için önleme modelleri ve çözüm yöntemleri geliştirilmiştir. Çalışmada, temel ve hızlandırılmış CPM, zaman/maliyet takas problemi kapsamında CPM, yenilenebilir kaynak durumunda CPM ve PERT tabanlı proje şebekeleri ele alınmıştır. Anılan problemler için, ilk olarak iki seviyeli (maks-min) önleme modelleri geliştirilmiştir. Müteakiben, iki seviyeli modellerin bazıları, dualite özelliğinden istifade edilerek, optimizasyon programları ile çözülebilecek tek seviyeli hale getirilmiştir. Dualite özelliğinin kullanılamadığı problemler için, ayrıştırma algoritmaları geliştirilmiştir. Modeller ve ayrıştırma algoritmaların performansları, çeşitli problemler kullanılarak test edilmiştir.Article Sezgisel Algoritmaları Kullanarak Raf Optimizasyonu Çalışması ve Bir Yazılım Uygulaması(Osman Sağdıç, 2019) Özçelik, Tijen Över; Gündüz, Gül; 0000-0001-7463-3458; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Gündüz, GülOtomobil montajının çok sayıda parçadan oluşması, sürekli değişen tüketici talebinden dolayı ürün çeşitliliğine gidilmesi ve fabrikayerleşkesinin belirli bir limitinin olması sebebiyle; raf alanı bir otomotiv fabrikasının neredeyse en sınırlı kaynaklarından birinioluşturmaktadır. Raf alanının etkin, verimli ve doğru yönetimi, hem maliyet açısından performansın en iyilenmesi, hem çalışanlarınyürüme mesafelerinin azaltılmasıyla hareket mudalarının önlenmesi, hem de artan üretim talebiyle ürün miktarına rağmen fabrikayerleşkesinin aynı kalması açısından kritik önem teşkil etmektedir. Bu çalışmada; kutu çeşidi çerçevesinde, standart raflar kullanılmışve ergonomik standartları da göz önünde bulundurarak raf optimizasyonu ve raf alanı optimizasyonu gerçekleştirilmiştir. Uygulama birgerçek hayat problemi olduğu için matematiksel olarak modellenmesi ve optimum çözümlerin bulunması oldukça zordur. Modellenmesizor olan problemelerin, en uygun değere yakın bir çözüm verebilmesi için sezgisel yöntemlerden faydalanılmıştır. Çalışmada kullanılanilk metot sezgisel metotlardan biri olan Greedy Algoritmasıdır. Kutular raflara bu algoritmaya göre yerleştirilmiştir. Açgözlüalgoritmalar her zaman ve her problem için optimal çözümü vermese de bazı problemler için en uygun çözümü vermektedirler. Birkerede tek bir karar verme, karar verirken yerel bilgiyi kullanma, karar verirken o an için en çok faydayı bulma gibi işlemler açgözlüprobleminin özelliklerindendir. Algoritma en çok faydayı aramaya odaklandığı için açgözlü olarak ifade edilmektedir. Çalışmadakullanılan diğer bir yöntem ise planogram’dır. Raf ve ürün düzenleme yazılımı olan planogram probleme uyarlanmıştır. Planogram;ürünlerin raflarda hangi şekilde düzenleneceğine ve yerleştirileceğine gösteren diyagramları ifade eden yazılımlardır. Ürünlerinraflardan çıkış sırası, boyutları, optimizasyon kuralları ve ergonomi kriterleri göz önüne alınarak oluşturulan yazılım ile belirlenenkısıtlar doğrultusunda en iyiye yakın raf yerleştirme gerçekleştirilmiştir.Article Sistem geliştirme projelerinde kullanılan olgunluk değerlendirme araçları üzerine bir literatür araştırması(Milli Savunma Üniversitesi, 2014) Babaçoğlu, Sinan; Akgün, İbrahim; Altın-Kayhan, Ayşegül; :0000-0001-6325-7741; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Akgün, İbrahimSavunma alanındaki sistem geliştirme projeleri büyük bütçeleri, önemli yetenek kazandırmaları ve karmaşıklığı ile diğer projelerden farklılık gösterirler. Bu projelerin tedarik sürecinde yer alan organizasyonlar, hızla değişen rekabet ortamında, maliyet, zaman ve performans risklerini en aza indirgeyerek daha az kayıp süre ve daha düşük maliyetle daha yüksek performansa sahip projeleri hayata geçirebilecek mekanizmaların, süreçlerin veya metodolojilerin arayışı içindedirler. Bu doğrultuda geliştirilmiş çözümlerden bir tanesi de olgunluk değerlendirme araçlarıdır. Bu çalışmada, literatürde kullanılan teknoloji/sistem olgunluk değerlendirme araçlarının neler olduğu, metodolojileri, nasıl kullanıldıkları, faydaları ve sınırlılıkları ile sistem riskini hesaplama yönü incelenmiştir. Özellikle sistem geliştirme projelerinde kullanılan olgunluk değerlendirme araçlarının sistem riskini nasıl hesapladığına, hesaplamanın güçlü ve zayıf yönlerine cevap aranmıştır. Olgunluk değerlendirme araçlarının sistem riskini hesaplamada yetersiz oldukları tespit edilmiş ve sistem riskinin hesaplanmasına yönelik yeni bir araç ve/veya metodoloji geliştirilmesi ihtiyacı ortaya konmuştur. Ayrıca, Türkiye’de olgunluk değerlendirme araçlarının kullanım durumuyla ilgili bir değerlendirme yapılmıştır.Article Teknoloji Portföyü Analiz Modeli: Türkiye’de Bir Rüzgâr Enerjisi Uygulaması(Milli Savunma Üniversitesi Alparslan Savunma Bilimleri ve Millî Güvenlik Enstitüsü, 2014) Kudak, Hüseyin; Akgün, İbrahim; Özkil, Altan; 0000-0001-6325-7741; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Akgün, İbrahimYenilenebilir enerji kaynakları, enerji ihtiyacının karşılanmasında geleneksel enerji kaynaklarına önemli bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de rüzgâr enerjisi, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde en hızlı gelişen teknolojilerden biridir. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında rüzgâr enerjisinin payı, özellikle 2000 yılı sonrasında artış göstermiştir. Rüzgâr enerjisi sektörü, değerleri, amaçları ve ilgi alanları farklılıklar gösteren gruplardan oluşmaktadır. Sektörde yer alan gruplar için rüzgâr enerjisi projelerinde dikkate alınması gereken faktörleri bir sistem bakışı ile ele alan bir karar destek sistemi bulunmamaktadır. Bu çalışma kapsamında, Rüzgâr Enerji Santrali (RES) projelerinin teknoloji portföyü analizinin yapılmasına imkân sağlayan Rüzgâr Enerjisi Teknoloji Portföyü Analiz Modeli (RETPAM) geliştirilmiştir. RETPAM, RES projelerinin sosyal, teknik, ekonomik, çevresel ve politik amaçlar açısından değerlendirilmesine imkân tanımaktadır. Modelde, Çok Kriterli Karar Verme Yöntemleri (ÇKKVY)'nden Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) ve Çok Amaçlı Fayda Analizi kullanılmış olup, model Excel ortamında kodlanmıştır. RETPAM, Türkiye'de farklı coğrafi bölgelerde konuşlanmış ve birbirlerine yakın kurulu güçlere sahip üç farklı RES projesinin değerlendirilmesinde kullanılmıştır. Uygulamada, bölgesel farklılıkların sosyal, teknik, ekonomik, çevresel ve politik amaçlar üzerindeki etkilerinin görülmesi hedeflenmiştir. Sonuçlar, RES projelerinin bölgesel farklılıklarının, sırasıyla, en fazla çevresel, teknik, sosyal ve ekonomik amaçlar üzerinde etkili olduğunu göstermiştirResearch Project Tesis yeri seçim problemleri için akış tabanlı modellerin ve çözüm metodolojilerinin geliştirilmesi(TUBİTAK, 2017) Akgün, İbrahim; Gören, Selçuk; Kara, Bahar Yetiş; 0000-0001-6325-7741; 0000-0002-5320-4213; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; Akgün, İbrahim; Gören, SelçukTesis yeri seçim problemleri, yoğun olarak akademik çalışmaların yürütüldüğü alanlardan biridir. Ancak, bazı araştırmacılar tarafından, tesis yeri seçim modellerinin gerçek hayat uygulamalarını temsil etme ve çözmedeki yeterliliği uzun süredir sorgulanmakta ve yeni modellerin geliştirilmesine ihtiyaç olduğu ifade edilmektedir. Literatürdeki modellerin büyük bir çoğunluğu, modellerin gerçek hayattaki uygulama alanlarını sınırlandıran belirli varsayımlara dayanmaktadır. Bu varsayımların en önemlilerinden biri, modellerde girdi olarak kullanılan serim ve veri yapısıyla ilgilidir. Literatürdeki modeller, düğümler arası mesafe matrisinde en kısa yol uzunluklarının kullanıldığı tam serim (complete network) yapısı üzerine kuruludur. Modellerde tam serim yapısının kullanılması, gerçek hayattaki serimlerin (örneğin, demiryolları ya da karayolları) tam serim yapısında olmasından ziyade, araştırmacıların bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak kabul ettiği bir varsayıma dayanmaktadır. Araştırmacılar, gerçek hayat serimlerine en kısa yol algoritmalarının uygulanması suretiyle, düğümler arasında en kısa yolların kullanıldığı bir tam serim yapısının oluşturulduğunu varsaymaktadır. Diğer bir ifadeyle, modellerde girdi olarak kullanılan serim yapısı, düğümler arası mesafelerin üçgen eşitsizliğini sağladığı tam serimdir. Bu yaklaşım genel olarak kabul görmekle beraber, gerçek serim ve veri yapısının modellerde doğrudan girdi olarak kullanılmaması, modelleme ve çözüm açısından bazı dezavantajlara sebep olmaktadır. Daha da önemlisi, gerçek hayatta en kısa yolların tercih edilmediği veya üçgen eşitsizliğinin sağlanmadığı birçok durum vardır. Söz konusu tespitlerden hareketle, literatürdeki yaklaşımlardan tamamen farklı olarak, tam olmayan gerçek serim yapısının modellerde doğrudan girdi olarak kullanıldığı tesis yeri seçim problemleri tanımlanmıştır. Projede, tesis yeri seçiminde klasikler arasında kabul edilmeleri ve diğer tesis yeri seçim modellerinin temelini oluşturmaları nedeniyle, p-ortanca ve p-hub ortanca problemleri ele alınmıştır. Bu problemlerin, ayrıt/düğüm kapasiteli, kapasitesiz, tek ve çoklu atama ile farklı topolojilere izin veren versiyonları için modeller ve çözüm yöntemleri geliştirilmiştir. Geliştirilen modeller, hem gerçek serim yapısı, hem de (üçgen eşitsizliğini sağlamayan dahil) tam serim yapısı ile doğru sonuçlar vermektedir. Geliştirilen formülasyonlarda, daha çok tesis-talep noktası atama kararlarına dayanan literatürdeki modellerin aksine, ayrıt tabanlı akışlar esas alınmıştır. Modellerin çözümü için, Benders Ayrıştırma ve Lagrange gevşetme algoritmaları geliştirilmiştir. Modellerin ve geliştirilen algoritmaların performansları, çeşitli problemler kullanılarak test edilmiştir.Article Türkiye’de Yapılan Kuraklık Analiz Çalışmaları Üzerine Bir Derleme(Ankara Üniversitesi, 2022) DENİZ ÖZTÜRK, YASEMİN; ÜNLÜ, RAMAZAN; 0000-0002-1201-195X; AGÜ, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü; ÜNLÜ, RAMAZANKuraklık, iklim değişikliği konusunun önem kazanmasıyla birlikte, özellikle 2000’li yıllardan sonra bilim insanları tarafından en çok çalışılan afet konularından birisi olmuştur. Kuraklık konusunda birçok farklı yöntemin bulunması ve kuraklığın çok farklı bilim dalları tarafından incelenmesi sayesinde kuraklık konusunda çok fazla bilimsel yayın üretilmiştir. Bu çalışmada, meteorolojik veriler üzerinden herhangi bir istatistiksel yöntem kullanılarak Türkiye’nin geneli ya da bir bölgesiyle ilgili kuraklık analizlerinin yer aldığı tezler, ulusal makaleler ve uluslararası makaleler derlenmiştir. Çalışmada 1943-2021 arasında yazılmış 73 yüksek lisans ve doktora tezi, 107 ulusal makale ve 90 adet uluslararası makale olmak üzere toplam 270 çalışma incelenmiştir. Bu çalışmalar yayın yılı, kullanılan kuraklık analiz yöntemleri, ilk yazarın bilim alanı ve çalışmada incelenen bölgeye göre sınıflandırılarak frekans dağılımları ortaya konulmuştur. Çalışmada ulaşılan başlıca sonuçlar şu şekildedir: Türkiye de kuraklık analizi ile ilgili yayınlanan ilk çalışmalar 1943, 1956 ve 1965 yıllarında yapılmış olmasına rağmen kuraklık ile ilgili çalışmalar 2000 yılı sonrasında artış göstermeye başlamıştır. Toplam yayın sayısı 2019’da 37, 2020’de 43 adet, 2021’de 64 adede ulaşmıştır. 2019-2021 döneminde yapılan yayınlar tüm yayınların %53’lük kesimine karşılık gelmektedir. Son yıllardaki bu hızlı artış yayın sayılarında logaritmik artışın yaşanmasına neden olmuştur. Çalışmalarda kuraklık analizlerinde 63 farklı yöntem kullanılmakla birlikte standartlaştırılmış yağış indisi %56’lık bir kullanım oranı ile baskın yöntem olmaktadır. Türkiye genelini kapsayan çalışmalar olmakla birlikte (41 adet), çalışmaların büyük bölümü havza bazlı gerçekleştirilmiştir (113 adet). Diğer çalışmalar ise coğrafi bölgeler, il ya da daha küçük yerleşim alanları için gerçekleştirilmiştir. Farklı bilim alanlarına göre İnşaat Mühendisliği (131 adet) ve Coğrafya bölümleri (41 adet) en fazla kuraklık analizi çalışmaları gerçekleştiren bölümlerdir.