Ekonomi Bölümü Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/410
Browse
Browsing Ekonomi Bölümü Koleksiyonu by Language "tur"
Now showing 1 - 17 of 17
- Results Per Page
- Sort Options
Article BORÇ VADESİ VE FİNANSAL KRİZ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ(TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Cahit Arf Bilgi Merkezi, 2020) Ali Yavuz POLAT; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi BölümüBu çalışmada 2003-2017 yılları arasında Türkiye’deki firmalar için kısa vadeli borçların düzeltme hızındaki değişim dinamik bir model kullanarak incelenmiştir. Küresel Finansal Krizin firmaların borç vade yapısını nasıl etkilediğini anlamak için çalışmamızda analizimiz iki alt döneme ayrılarak bu dönemler arasındaki farka odaklanılmıştır. Küresel kriz, finansal istikrarsızlığın reel ekonomi üzerindeki etkisini, özellikle firmaların borç vade yapısı üzerindeki etkisini anlamak için önemli bir doğal deney imkânı sunmaktadır. En küçük kareler kukla değişken düzeltme (LSDVC) metodu kullanarak Türkiye firmaları için 2003-2017 döneminde optimal borç vadesinin kısaldığı gösterilmiştir. Şirketler Küresel Finansal Krizden sonra kısa vadeli borç ayarlama hızlarınıazaltmaktadır. Bu sonuç, Küresel Finansal Kriz sırasında borç verme iştahının azalması neticesinde, kredi arzındaki azalmaya bağlı olabilmektedir. Arz etkisini destekleyen bir diğer sebep de uzun vadeli borçların finansal kriz sırasında ve sonrasında pahalı hale gelmesi nedeniyle, firmaların kısa vadeli borç taleplerini arttırmasıdır. Bu çalışma, Türk firmalarına, kredi arzının daralması ve uzun vadeli kredi talebinin azalması nedeniyle finansal krizlerin optimal borç vadesini kısalttığına dair kanıt sunan ilkçalışmadır. Sonuçlarımız krizin firmaların borçlanma davranışlarını nasıl etkilediğini göstermesi ve kredi kanallarının kullanımı açısından firmaların borç vadesi kararlarını verirken kriz ortamlarını dikkate almaları gerektiğini göstermektedir.bookpart.listelement.badge Çevrimiçi Deneyler(Akademisyen Kitabevi, 2021) Demirtaş, Burak Kağan; 0000-0001-9477-8128; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi BölümüEkonomi bilimi deneysel metotların gün geçtikçe daha da fazla kullanıldığı birbilim dalı haline gelmiştir. Gelişen teknoloji ile birlikte deneysel çalışmalar içinkullanılan araçlar da gün geçtikçe artmaktadır. Literatürde ekonomi alanındakideneysel çalışmalar çoğunlukla saha ve laboratuvar deneylerine dayanıyor olsada çevrimiçi deneyler de araştırmacılar için önemli bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır.Research Project Covid-19 Döneminde Uzaktan Yüksek Öğrenim: Nicel ve Nitel Analiz(TUBİTAK, 2020) Türk, Umut; Teke-Lloyd, Fatma Armagan; Demirtas, Burak Kagan; Bengü, Elif; 0000-0002-8440-7048; 0000-0001-9477-8128; 0000-0001-9817-7207; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Türk, Umut; Teke-Lloyd, Fatma Armagan; Demirtas, Burak Kagan; Bengü, ElifBu projede COVID-19 pandemisine karsı bir tedbir olarak Türkiye?de 16 Mart 2020 tarihinde baslatılan uzaktan egitim faaliyetlerinin nitel ve nicel analizi yapılmıstır. Arastırmanın disiplinlerarası yapısına uygun olarak, zengin bir veri seti elde edilip, standart ve gelismis ekonometrik teknikler kullanılmıstır. Bunlara ek olarak neden-sonuç iliskisini kurmak amacıyla gelistirilmis modern deneysel ekonomi dizaynı ve nitel arastırma araçlarından yararlanılmıstır. Proje çalısması ilk bölümünde yüz yüze ve pandemi sürecinde uzaktan egitim modelleri ögrenci çıktıları açısından karsılastırılmıstır. Ikinci bölümünde asenkron ve senkron egitim biçimlerinin ögrenci basarısına etkileri arastırılmıstır. Son olarak odak grubu çalısması ile ögrenci ve egitmenlerle görüsülmüstür. Pandemi sürecindeki uzaktan egitim ve yüz yüze egitim çıktıları karsılastırıldıgında, ögrenci çıktıları açısında bir basarı düsüsü olmadıgı gözlenmistir. Bununla birlikte basarıyı belirleyen faktörlerin bu süreçte farklılık gösterdigi ampirik olarak ortaya koyulmustur. Bulgular genis bir örneklemi kapsayan bir anket çalısması ile desteklenmis, nicel arastırma ile gözlenmesi mümkün olmayan ve pandemi sürecindeki uzaktan egitimde ögrenci deneyimlerini anlamak açısından önemli görülen bilgiler, odak grup çalısması ile elde edilmistir.Research Project Covid-19 Salgınının Ekonomik Etkisinin Sektörel Bazlı ve Genel Belirsizlik Endeksleriyle İncelenmesi ve Sektörel Acil Önlem Önerileri(TUBİTAK, 2020) Polat, Ali Yavuz; Muğaloğlu, Erhan; Doğan, Eyüp; Tekin, Hasan; 0000-0001-5647-5310; 0000-0001-5362-6259; 0000-0003-0476-5177; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Polat, Ali Yavuz; Muğaloğlu, Erhan; Dogan, Eyup; Tekin, HasanKoronavirüs (Covid-19) salgını dünyada modern zamanlarda görülen en büyük sağlık krizlerinden birisidir. Ancak salgın sadece bir sağlık krizi olarak kalmamış tüm dünyayı etkileyen küresel, ekonomik ve sosyal krize dönüşmüştür. Birçok sektörde üretim durmuş, gelir etkisi ile tüketim ciddi ölçüde azalmıştır. Covid-19 salgınının oluşturduğu ekonomik kriz son 40 yılda gerçekleşmiş ekonomik krizler ve felaketlerden çok daha büyüktür. Pandeminin sebep olduğu/olacağı küresel krizin daha önceki küresel krizlere göre çok daha derin ve kalıcı olacağı tahmin edilmektedir. Dünya ekonomisi 2020’de %4,0 küçülmüştür ki bu oran küresel finansal krizdeki daralmanın yaklaşık iki katıdır (Oxford Economics, 2020). Salgının oluşturacağı şokların etkisi ve süresi net olarak bilinemediği ve tahmin edilemediği için ekonomilerde yüksek oranda belirsizliğe yol açmıştır (Ludvigson et al. 2020). Bilindiği üzere belirsizlik hem tüketim hem de yatırımların ertelenmesine ve dolayısıyla ekonomik daralmaya sebep olur (Bloom, 2009). Firmalar açısından bakıldığında salgının ne kadar süreceği, tedarik zincirlerinin onarılıp onarılamayacağı halen net değildir. Ayrıca bireylerin gelirleri ekonomik aktivitenin yavaşlaması sonucunda azaldığı gibi salgının oluşturduğu belirsizlik ortamı bireylerin harcamalarını daha da kısmalarına sebep olmaktadır. Bu yüzden belirsizlik seviyesinin hassas bir gösterge ile ölçülmesi önem arz etmektedir. Bu proje ile sektörel bazlı (hizmet, perakende ve inşaat) ve genel belirsizlik endeksleri (ekonomik ve reel) oluşturulmuştur. Bu endeksler Türkiye’deki önemli politik ve ekonomik olaylarda ani artışlar göstermektedir. Yani oluşturulan endeksler, reel aktiviteyi önemli ölçüde etkileyen belirsizlik artışlarını hassas olarak ölçebilmektedir. Projenin ikinci kısmında Covid-19 salgının reel ekonomi üzerindeki etkisi belirsizlik endeksleri üzerinden analiz edilmiştir. Oluşturulan yapısal vektör oto regresyon (SVAR) modelleri ile belirsizliğin hem toplam sanayi üretimine hem de her sektördeki üretimi üzerinde nasıl bir etki oluşturduğu gösterilmiş ve tartışılmıştır. Sonuçlar göstermektedir ki, belirsizlikteki bir artış reel aktiviteyi düşürmektedir. Bu sonuç teorik olarak belirsizliğin ekonomiyi yavaşlatacağı argümanını ampirik olarak desteklemektedir. Covid-19’un oluşturduğu belirsizlik, tüm zamanlar içinde en yüksek ve ani belirsizlik artışına sebep olmuştur ve reel aktivite üzerinde şiddetli bir negatif etkisi olmuştur. Projemizde oluşturduğumuz belirsizlik endeksleri ve analizler sayesinde spesifik mali yardım paketlerinin hangi sektörlerde nasıl bir etki oluşturulabileceği tahmin edilebilir. Ayrıca elde edilen endeksler, politika yapımında önemli bir gösterge araç olarak kullanılabilir. Oluşturduğumuz sektörel ve genel belirsizlik endeksleri ilerideki projeler ve politikalar için de önemli bir kaynak teşkil edecektir. Daha ayrıntılı sektörel politikalar geliştirebilmek, salgın geçtikten sonra Türkiye’nin jeopolitik avantajını kullanarak üretim merkezi olabilmesi ve tedarik zincirinde aktarma merkezi olabilmesi için belirsizliğin oluşturduğumuz endeksler gibi hassas göstergeler ile ölçümlenmesi önemli bir gerekliliktirbookpart.listelement.badge Deneysel Çalışma Ekonomisi: İşgücü Arzı ve Hediye-değişim Teorisi Üzerine Bir Literatür Taraması(Gazi Kitabevi, 2021) Demirtaş, Burak Kağan; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi BölümüBilimsel gelişme için, geliştirilen teorilerin test edilmesine ve teorileri test edebilmek için de verilere ihtiyaç duyulmaktadır (Falk ve Fehr, 2003). Ekonomi bilimi de bu süreçle ilerlemektedir. Ancak gündelik hayatın çok fazla karmaşık olması, birçok değişkenin aynı anda değişiyor olması gibi sebeplerle, gündelik ekonomik olaylara dayalı verilere dayanarak yapılan çalışmalarda değişkenler arasında nedensellik bulabilmek güç olabilmektedir (Muijs, 2004). Bu sebeple, çalışmaların odaklandığı değişkenler arasındaki ilişkileri anlayabilmek için bu değişkenler harici etkenleri mümkün olduğunca kontrol altında tutmak ya da sabit tutmak, nedensel ilişkileri anlayabilmek için önemlidir. İktisat biliminde de bu şartları sağlayabilmek için deneysel yöntemler kullanılmaya başlanmıştır (Muijs, 2004). Mayo (2008: 634) iktisatta deneysel yöntemlerin uygulanmaya başlanmasının ana amacını “ekonomik teorilerin araştırılmasında gereken verilerin toplanması ve ekonomik davranışların doğal ortamında daha kontrollü bir ortamda toplanması” olarak açıklamaktadır. Bir araştırma sürecinin deney olarak nitelendirilebilmesi, deneyi yürütenin araştırmanın ilgili değişken üzerinde ve deneyin yürütüldüğü ortam üzerinde kontrol gücünün olup olmamasına bağlıdır (Guala, 2008: 3).Article Deneysel İktisadın Tarihi(Mustafa SÜLEYMAN ÖZCAN, 2023) Erkuş,Sefa; Demirtaş, Burak Kağan; 0000-0001-9477-8128; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Demirtaş, Burak KağanBu çalışmanın temel amacı Türkçe yazında görece yeni olan deneysel iktisat alanına, iktisatta kontrollü deneylerin kullanımının tarihsel gelişimine ilişkin referans olabilecek şekilde katkı sunmaktır. Şüphesiz ki deneysel iktisat çalışacak araştırmacılar için deneysel iktisadın tarihsel gelişim sürecini öğrenmek oldukça önem arz etmektedir. İktisatta deneysel yöntemin tarihini öğrenmek araştırmacılara yöntemin geçmişte karşılaştığı sorunları analiz etme imkanı sunarken, yöntemin şimdi ve gelecekteki yönü hakkında yapılabilecek araştırmalar hakkında da ipuçları vermektedir. İktisatta kontrollü deneylerin kullanımına özellikle iktisatçılar uzun süre direnç göstermiş olsa da bugün iktisat alanında kontrollü deneylerin kullanıldığı çalışmaların sıklıkla yayınlandığı görülmektedir. Soğuk savaş döneminde oyun teorik modellerin deneyler yürütülerek sınanması deneysel yöntemin yaygınlaşması için ilk itici güç olmuştur. 80’li yıllardan itibaren insan davranışlarını açıklama çabası ile davranışsal iktisatçıların yürüttüğü deneyler, yöntemin iktisatçılar arasında yaygınlaşmasını sağlayan bir diğer önemli etken olmuştur. 2002 yılında Nobel İktisat Ödülü’nün piyasa mekanizmasını kontrollü laboratuvar deneyleri yürüterek araştırdığı ve deneysel iktisat yöntemine katkıda bulunduğu için Vernon L. Smith’e verilmesi, iktisatta deneysel yöntemin artık ana akım yöntemlerden biri haline geldiğinin de bir tescili olarak göz önünde bulundurulabilir. Deneysel iktisat tarihinin yazımına ilişkin bazı güçlükler bulunmaktadır. Bunlardan biri yöntemin disiplinler arası bir karakter taşıması iken diğeri de deneysel yöntemin erken dönemine ilişkin bilgilerin çoğunlukla kişisel anılara, hikayelere dayanmasıdır . Deneysel iktisadın tarihsel gelişimi incelendiğinde çoğunlukla bireysel tercihler, piyasaların işleyişi ve oyun teorik modellerin teorik öngörülerinin sınanmasına ilişkin deneylerin gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu sebeple bu çalışmada da deneysel iktisadın tarihsel gelişimi bu üç ana başlık altında toplanmıştır. Bunlara ek olarak, deneysel iktisadın gelişimine etki eden önemli teorik gelişmelere ve kişilere de çalışmada ayrıca değinilmektedir.Article GELİR DAĞILIMINDA FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ VE ALT KIRILIMLARI: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA(TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Cahit Arf Bilgi Merkezi, 2020) Umut TÜRK; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi BölümüBu makale 2005 ve 2017 yılları arasındaki 12 yıl içinde Türkiye’de gelir dağılımdaki fırsat eşitsizliğini incelemeyi amaçlamaktadır. Normatif bir eşitlik kuramı olarak fırsat eşitsizliği, bireylerin çaba ve seçimleri ile bertaraf edemeyecekleri, iradeleri dışında maruz kaldıkları fayda kaybının bir ölçüsüdür. Son yıllarda fırsat eşitsizliği üzerine farklı ülkeleri ve ülkeler arası karşılaştırmalı analizleri içeren çok sayıda ampirik çalışma yapılmıştır. Özellikle mevcut veri setlerinin aile yapısıyla ilgili temel bilgileri içermemesi, bu alanda yapılan çalışmaların Türkiye özelinde sınırlı kalmasına sebep olmuştur. Bu makalede TUİK tarafından her yıl düzenli olarak derlenen Hane Halkı Gelir ve Yaşam Koşulları verilerini kullanılmıştır. Veri setinde aile yapısına dair eksik gözlemler istatistiksel metotlarla tamamlanarak, fırsat eşitsizliği analizlerinin yapılmasının mümkün olmuştur. Çalışmada gelir dağılımındaki farklılıklar cinsiyet, anne ve baba eğitim seviyesi ve ikamet edilen bölge üzerinden incelenmiş, bu faktörlerin yarattığı eşitsizlikler ayrıntılarıyla ortaya konulmuştur. Analizler 25-35 yaş aralığındaki genç nüfus için ayrıca tekrarlanarak işgücü piyasasına henüz dahil olan bireylerin karşılaştıkları fırsat eşitsizliği ve bunun alt bileşenleri incelenmiştir. Çalışmanın referans yılları küresel ekonomik kriz dönemlerini de içerdiğinden, literatürde göz ardı edilen fırsat eşitsizliği ve kriz arasındaki ilişki ile bunun genel nüfus ve genç nüfus açısında sonuçları da tartışılmıştır.Article Küresel Finansal Kriz ve Nakit Tutma Ayarlama Hızı(Küresel Finansal Kriz ve Nakit Tutma Ayarlama Hızı, 2021) TEKİN Hasan; POLAT Ali Yavuz; MUĞALOĞLU Erhan; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; POLAT, Ali Yavuz; MUĞALOĞLU, ErhanDış finansmana erişimin sınırlı olduğu zamanlarda nakit tutma stratejik bir öneme sahip olmaktadır. Likit varlıklar, özellikle dış şoklarla birlikte firmaların varlıklarını devam ettirebilmeleri için çok önemli hale gelmektedir. Öyle ki, nakit varlıkların talep fonksiyonu, doğal bir deney imkânı sunan 2008-2009 Küresel Finansal Krizine (KFK) bağlı olarak değişebilmektedir. Optimum nakit tutma teorisine dayanan bu çalışma, KFK’den önce ve sonra Borsa İstanbul (BİST)'da işlem gören finansal olmayan firmaların nakit varlıklarının ayarlama hızını 2003-2018 zaman dilimi için incelemektedir. Herhangi bir içsellik problemini azaltmak için genelleştirilmiş momentler yöntemi (GMM) kullanılmıştır. Bulgular, BİST’teki firmaların KFK sırasında kredi arzının azalması ve dış fonlama maliyetlerinin de artmasından dolayı daha fazla nakit stoku kullanmaları neticesinde, kriz ve sonrasında nakit varlıklarının ayarlama hızının arttığını göstermektedir. Genel bir sonuç olarak, firma sahipleri ve yöneticileri, krizler gibi yüksek belirsizlik ortamlarında kurumsal finansmanı etkileyen faktörleri de göz önünde bulundurarak ve nakit tutmanın maliyetini hesaba katarak, firmaları için doğru nakit tutma politikası belirlemelidirler.Article KÜRESEL FİNANSAL KRİZİN ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME HARCAMALARI AYARLAMA HIZI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ(T.C. SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VE VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 2021) Tekin, Hasan; Polat, Ali Yavuz; 0000-0001-5647-5310; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Polat, Ali YavuzAmaç: Verimlilik artışını uzun vadede etkileyen Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) yatırımları hem şirketler hem de ülkeler düzeyinde son derece önemlidir. Küresel Finansal Kriz gibi ekonomik belirsizliğin arttığı bir dönemde firmaların yatırım kararları da bu belirsizlikten etkilenmektedir. Bu çalışmanın amacı, 2008-2009 Küresel Finansal Krizinin Borsa İstanbul’da listelenen şirketlerin, Ar-Ge harcamalarının ayarlama hızlarını nasıl değiştirdiğini analiz etmektir. Yöntem: Veri seti Thomson Reuters Datastream veri tabanından yıllık olarak çekilmiştir. Firma düzeyinde oluşturulan panel veri 908 şirket-yılını kapsamaktadır. Geliştirilmiş Momentler Metodu (GMM) yardımıyla içsellik problemi en aza indirgenmeye çalışılmıştır. Bulgular: 2003-2018 yılları için şirketlerin Ar-Ge harcamaları ayarlama hızlarının nispeten yavaş olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, şirketler Küresel Finansal Kriz sonrasında Ar-Ge harcamaları ayarlama hızlarını artırmışlardır. Genel olarak, zaman içinde Ar-Ge harcamalarını optimal bir düzeye getirmek isteyen şirket sahipleri ve yöneticileri ayarlama maliyetlerini ve belirsizliğin arttığı finansal krizleri göz önünde bulundurmalıdırlar. Özgünlük: Bu çalışma Borsa İstanbul’da listelenen şirketlerin ilk kez Ar-Ge ayarlama hızlarını hesaplayarak kriz dönemi gibi belirsizlik dönemini de kapsayarak literatüre katkıda bulunmaktadır.Article Laboratuvar Deneyleri ve Kültürel Farklar(Türk Kooperatifçilik Kurumu, 2023) Doğan, Abdullah; Demirtas, Burak Kagan; 0000-0003-2581-023X; 0000-0001-9477-8128; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Doğan, Abdullah; Demirtas, Burak KaganKültür, bireylerin ekonomik davranışını etkileyen faktörlerden bir tanesidir. Kültürün ekonomik davranışlar üzerindekini etkisinin diğer değişkenlerden ayrıştırılarak ölçümü oldukça zordur. Kontrollü laboratuvar deneyleri diğer değişkenlerin etkisini minimize edebildiği için kültürün ekonomik davranışlar üzerindeki tek başına etkisini incelemek için uygun bir yöntem sunmaktadır. Kontrollü laboratuvar deneylerinin en önemli avantajlarından bir tanesi tekrarlanabilir olmalarıdır. Tekrarlanabilirlik, bir deneysel ekonomi laboratuvarında yürütülen deneyin başka bir laboratuvarda da aynı şekilde ya da bazı değişiklikler yapılarak, farklı katılımcılarla yürütülebilmesidir. Bu çalışma, laboratuvar deneylerinde sıklıkla kullanılan oyunlardan olan ültimatom ve kamusal mal oyunlarına dayanan deneysel çalışmaları kültürel farklılıklar açısından inceleyerek laboratuvar deneyleri kullanılarak kültürün ekonomik kararlar üzerindekini etkisinin ölçülebilirliğini ve deneysel ekonomi yazınındaki çalışmaların bu etkiyi ve bu etkinin kaynağını araştırmada kullanılabilir olup olmadığını tartışmayı amaçlamaktadır. Yaptığımız incelemeler göstermektedir ki sosyal grupları birbirleriyle kıyaslayan çalışmalar aynı deneyin farklı ülkelerde tekrarlandığı çalışmalardan daha tutarlı sonuçlar ortaya koymaktadır. Ültimatom oyununa dayanan çalışmalar kültürel farklılık açısından incelediğinde, topluluklar arası dini inanç temelli farklılıkların, otoriteye duyulan saygının, partizanlığın ve oyunun oynandığı kişilerin etnik kökenleri sebebiyle ayrımcılığın sonuçlar üzerinde etkileri olduğu görülmektedir. Kamusal mal oyununa dayanan deneysel çalışmalara bakıldığında ise katılımcıların içinde yetiştikleri kültüre has sosyal normların, cinsiyetin ve katılımcıların içinde yaşadıkları ekonomik sistemin kararlarında önemli etkileri olduğu görülmektedir.Article LABORATUVAR DENEYLERİNDE GERÇEK-EMEK GÖREVLERİ(Ekonomi ve Finansal Araştırmalar Derneği, 2023) Demirtaş, Burak Kağan; 0000-0001-9477-8128; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Demirtaş, Burak KağanEkonomi biliminde kullanılan laboratuvar deneyleri birçok teknik özellik bakımından birbirinden farklılaştırılmaktadır. Bu teknik özelliklerden biri de deneyin gerçek-emek görevi içerip içermediğidir. Gerçek-emek görevi, deney katılımcılarının deney esnasında gerçek bir iş üzerinde çalıştıkları, zaman ve emek harcadıkları ve bu şekilde performans seviyelerini belirledikleri, sonucunda belirli bir miktarda para kazandıkları görev olarak açıklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı deneysel ekonomi çalışmalarında sıklıkla kullanılan gerçek-emek görevlerini incelemek ve gerçek-emek görevi içeren deney yürütecek araştırmacıların karşılaşabilecekleri olası sorunları tartışmaktır. Bu inceleme kapsamında, literatürde sıkça kullanılan gerçek-emek görevleri dört başlık altında toplanmıştır: Matematiksel işlemlere dayalı gerçek-emek görevleri, bulmaca tarzındaki gerçek-emek görevleri, kaydırma çubuğu görevi ve kelime şifreleme görevi. Deney için hangi gerçek-emek görevinin seçildiği çalışmanın sonuçları açısından önemlidir zira sonuçların hatalı şekilde yorumlanmasına sebebiyet verebilme ihtimali vardır. Çalışma sonucunda, öğrenme etkisi, görevin sıkıcılığı ve görevin gerektirdiği yetenekler yaşanabilecek olası ölçme hatalarının kaynağı olarak görülmektedir. Öğrenme etkisi ve görevin sıkıcılığı özellikle denek-içi tasarımlarda problemlere sebebiyet verebilirken, yetenek farklılıklarının ise özellikle denekler-arası tasarımlarda ölçme hatalarına neden olabileceği bulgularına ulaşılmıştır.bookpart.listelement.badge Sahada Laboratuvar Deneyleri(Gazi Kitabevi, 2022) Demirtaş, Burak Kağan; 0000-0001-9477-8128; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Demirtaş, Burak KağanEkonomi alanında kullanılan deneysel yöntemlerin sınıflandırılmasına dair tartışmalar ekseninde sahada laboratuvar deneylerinin özellikleri incelenmektedir.Review Tax Compliance Behaviour and Lab Experiments: A Literature Review(MALIYE BAKANLIGIMALIYE BAKANLIGI, ANKARA, 00000, TURKEY, 2021) Demirtas, Burak Kagan; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Demirtas, Burak KaganThe purpose of this article is to conduct a literature review of the papers based on laboratory experiments to analyze tax evasion behaviors of individuals. Although experimental studies in economics have become more and more important day by day, there are almost no publications on experimental economics in the Turkish literature. The studies are examined especially in terms of experimental designs because this study also aims to increase awareness about laboratory experiments. This review also discusses the criticism of laboratory experiments and concludes that the results obtained from laboratory experiments are important and it would be beneficial to support them with field experiments.Article TOPLUMSAL İNŞACI YAKLAŞIM VE AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİNİN AÇIKLANMASINA KATKILARI(ANKARA UNIV EUROPEAN UNION RESEARCH CENTRE, 2015) Büyüktanır, Derya; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Büyüktanır, DeryaUluslararası ilişkiler disiplini içinde 1980’ler sonrasında ortaya çıkan toplumsal inşacı yaklaşım, bir önermeler topluluğu olarak günümüzde kendine önemli bir yer edinmiştir. İnşacılık, öznelerarası anlam, normlar, kurallar, kurumlar, söylem ve iletişimsel eylem gibi sosyal ontolojilere odaklanmakta ve bu nitelemelerin, epistomolojik konulara indirgenmesini engellemektedir. Bu yönleriyle inşacı yaklaşım, Avrupa Entegrasyonu üzerine yapılan araştırmalarda bir çıkış noktası oluşturmaktadır. Çünkü inşacı yaklaşım, Avrupa bütünleşmesinin şimdiki duruma nasıl ve neden geldiği gibi soruların cevaplanmasında, özneler arasındaki etkileşimin ve toplumsal etkilerin analizi büyük ölçüde yardımcı olmaktadır. Avrupa bütünleşmesini açıklayan bütünleşme kuramları yerine bu süreci, toplumsal inşacı yaklaşımla açıklamak, daha önce incelenmeyen birçok konunun rasyonel bakış açısından tamamen ayrılmadan ele alınmasını sağlamaktadır.Article TÜRKİYE VE BİRLEŞİK KRALLIK’TA GREVDE KAYBOLAN İŞGÜNÜ SAYISININ ÜCRET ÜZERİNDEKİ ETKİSİ(T.C. SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VE VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 2019) Ünal, Emre; Köse, Nezir; 0000-0001-9572-8923; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Ünal, EmreBu çalışmada, Türkiye ve Birleşik Krallık için ücret üzerinde enflasyon veekonomik büyümenin yanı sıra grevde kaybolan işgünü sayısının uzun ve kısadönem etkileri 1963-2015 dönemlerini kapsayan yıllık zaman serisi verilerikullanılarak Engle-Granger Eşbütünleşme Analizi ve Hata Düzeltme Modeliçerçevesinde incelenmiştir. Elde edilen bulgular, her iki ülkede de enflasyonunhem kısa hem de uzun dönemde, ekonomik büyümenin ise sadece kısadönemde ücretin belirleyicisi olduğunu göstermiştir. Ayrıca grevde kaybolanişgünü sayısının ücreti uzun dönemde pozitif yönde etkilediği buna karşın kısadönemde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı bulunmuştur.Article Vergi Uyumu Davranışı ve Laboratuvar Deneyleri: Bir Yazın Taraması(Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2021) Demirtaş, Burak Kağan; 0000-0001-9477-8128; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Demirtaş, Burak KağanBu makalenin amacı, bireylerin vergi kaçırma davranışlarını analiz etmek için yürütülen laboratuvar deneylerine dayalı yayınların bir yazın taramasını yapmaktır. İktisat biliminde deneysel çalışmalar gün geçtikçe önem kazanırken Türkçe İktisat yazınında deneysel çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu makalede yazında bulunan çalışmalar özellikle deneysel tasarım açısından incelenmektedir; zira bu makale, laboratuvar deneyleriyle ilgili farkındalığı artırmayı da hedeflemektedir. Çalışmada mümkün olduğunca farklı deneysel tasarımlara dayanan çalışmalar tercih edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca laboratuvar deneylerine getirilen eleştiriler de tartışılmaktadır. Makale, laboratuvar deneylerinden elde edilen sonuçların önemli olduğu ve saha deneyleri ile desteklenmesinin faydalı olacağı sonucuna varmaktadır.Research Project Yenilenebilir Enerji İçin Ödeme İstekliliği Ve Bu İstekliliği Etkileyen Faktörlerin Analiz Edilmesi(TUBİTAK, 2018) Doğan, Eyüp; 0000-0003-0476-5177; AGÜ, Yönetim Bilimleri Fakültesi, Ekonomi Bölümü; Doğan, EyüpBu projede, Türkiye?de ikamet eden hanehalkının yenilenebilir enerji için ödeme istekliliği (YÖİS) ve bu istekliliği etkileyen faktörler analiz edilecektir. İlgili literatür kapsamında, gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülke için YÖİS ve bu istekliliğe etki eden faktörler incelenmesine rağmen, daha önce bu alanda Türkiye üzerine bir çalışma yapılmamıştır. Bu projenin amacı, Türkiye?deki vatandaşların YÖİS ve bu istekliliği etkileyen değişkenleri inceleyerek literatürdeki bu boşluğu doldurmaktır. Ayrıca, Sundt ve Rehdanz (2015) ?ın meta-analiz çalışması, ilgili literatürdeki çoğu makalenin yaş, eğitim seviyesi, gelir düzeyi ve çevresel duyarlılık gibi faktörlerin olası etkisini analiz etmesine rağmen sadece bir kaç makalenin hanehalkı sayısını ekonometrik modele dahil ettiğini göstermiştir. Bu proje, coğunlukla kullanılan demografik faktörlerin yanısıra hanehalkı sayısınında YÖİS?i etkileyip etkilemediğini araştıracaktır. Bu projeyi gerçekleştirebilmek için koşullu değer yöntemiyle hazırlanan toplam 2 bölüm ve 26 sorudan oluşan bir anket kullanılacaktır. Yüzyüze görüşme yöntemiyle Türkiye?nin 12 farklı İBBS bölgesinden toplam 2,500 kişiyle yüzyüze görüşme yöntemiyle doldurulacak anketlerden elde edilecek bilgiler sayesinde, Türkiye?de ikamet eden hanehalkının ortalama YÖİS miktarı ve hangi faktörlerin bu istekliliği anlamlı yada anlamsız etkilediği çeşitli yöntemler kullanılarak analiz edilecektir. Türkiye, Avrupa Birliğine aday bir ülke, G-20 ekonomilerinden birisi ve NATO?ya dahil bir ülke olmasının yanısıra, Dünya ve Avrupa enerji piyasasında da önemli bir konuma sahiptir. Ayrıca, yenilenebilir enerji alanında kısa ve orta vadede yapılması hedeflenen yatırımlarda göz önüne alındığında, Türkiye bu literatür içerisinde araştırılması gereken ülkelerin arasındadır. Bununla birlikte, son zamanlarda küresel ısınma, gaz emisyonu ve çevresel kirlilik gibi faktörler global bir sorun haline gelmiştir. Yenilenebilir enerjinin kullanımı daha temiz bir çevre için önemli bir unsurdur. Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Ayrıca, Türkiye'nin elektrik enerjisinin %48'inin doğal gazdan üretiliyor olmasının yarattığı kırılganlığın son dönem Rusya krizi ile görülmüş olması sonrasında enerji karmasında çeşitlendirme çok daha hassasiyet kazanmıştır. Yenilenebilir enerjinin artırılması bağımlılığı azaltacak önemli bir araçtır. Hanehalklarının katılımı, hedeflenen yenilenebilir enerji projelerinin hayata geçirilmesini kolaylaştıracaktır. Bu proje dört ana hedefe ulaşmak üzerine odaklanmıştır: i) Türkiye?de ikamet eden hanehalklarının yenilenebilir kaynalardan üretilen elektrik enerjisi almak için ödemeye razı oldukları ortalama miktarı bulmak, ii) YÖİS?i etkileyebilecek yaş, cinsiyet, gelir düzeyi, egitim seviyesi, çevreye olan duyarlılık ve hanehalkı sayısı gibi faktörleri analiz etmek, iii) yenilenebilir enerji yatırımlarının hanehalkları tarafından desteklenmesine olanak sağlayacak bir politikanın Türkiye?de uygulanabilirliğini ortaya koymak, iv) bu proje çıktılarını uluslararası indekslerce taranan bir dergide yayınlatmak.