İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/50

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 5 of 5
  • Article
    AKP’NİN SURİYELİ GÖÇMEN SÖYLEMİNİ TÜRKİYE’NİN JEOPOLİTİK SENARYOSUYLA BİRLİKTE OKUMAK
    (TÜBİTAK ULAKBİM Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi Cahit Arf Bilgi Merkezi, 2020) Özgür BALKILIÇ; Fatma Armağan TEKE LLOYD; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.03. Sosyoloji; 06.01. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
    AKP Suriyeli mülteci krizi ile baş etmek için uzun bir süre boyunca açık kapı politikası uygulamasına karşın, 2011-2018 yılları arasında konu üzerine geliştirdiği söylemsel pratiği kafa karıştırıcıydı. Zira, bu söylemsel pratik uluslararası göçkuramları ve pratikleri örüntüsünü tam olarak takip etmiyordu. Aslında AKP için göçmen krizi,Batı’nın ahlaki ve lider lik sorunlarının geniş yansımasının bir ürünüydü. Suriye göçmen krizini uluslararası sistemin bir çöküşünün sonucu olarak okuyan Türkiye’nin dışpolitika pratiklerini temellendirdiği ve meşrulaştırdığıjeopolitik senaryosu AKP’nin görünürde kafa karıştırıcı söylemini kavramamız için bize analitik bir çerçeve sunabilir. Bu makale söz konusu söylemde iki temaya odaklanmaktadır. Birincisi, AKP Suriyeli göçmenleri tanımlarken resmi düzenlemelerde belirtilen herhangi bir statüden ziyade dini temelli bir “misafir” kavramına başvurmaktadır. İkincisi, AKP Suriyeli mülteci krizini, içerisinde Türkiye’ye bir liderlik rolü payesi biçecek şekilde, uluslararasısistemin daha geniş siyasi ve ahlaki bir krizinin bir sonucu olarak ele almaktadır.
  • Article
    Türkiye’de Ataerkinin Kadın İstihdamı Tabusu: İşveren Tutumları Üzerine Bir Uygulama
    (Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi, 2023) ŞahanKaya Adar , Aslı; Dedeoğlu, Saniye; 0000-0003-2174-3076; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü; Dedeoğlu, Saniye; 01. Abdullah Gül University
    Dünya genelinde, 1970’li yıllardan beri ihracata dayalı ekonomik modelde kadın işgücünün büyük bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. Nitekim tüm dünyada ‘istihdamda feminizasyon’un öne çıkması da bunu doğrular niteliktedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de ihracata dayalı ekonomik modelin kadın istihdamına etkisini talep yönlü analiz edebilmektir. Bu amaç doğrultusunda Malatya, Şanlıurfa ve Adıyaman Organize Sanayi Bölgeleri’ndeki (OSB) 212 işveren/yönetici ile tarama (survey) yöntemiyle görüşmeler gerçekleştirilmiş ve ayrıca 15 derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, araştırma kentleri başta olmak üzere bölgeye yönelik sanayi teşviklerinden faydalanmak amacıyla üretim birimlerini buralara taşıyan yatırımcıların kadın istihdamı ve mevcut işgücünün en az yarısının kadınlardan oluşması konusundaki tutumlarına bağlı olarak bu bölgede kadınların çalışma yaşamına daha yüksek oranlarda katılacağı yönünde olumlu işaretler bulunmaktadır. Nitekim araştırmanın yapıldığı Malatya, Adıyaman ve Şanlıurfa bölgelerinde son on yıl içinde kadın işgücüne katılım oranlarında ve istihdam oranlarında artışlar yaşanmıştır. Yine de araştırma bölgesi özelinde istihdamın koşulları dikkate alındığında kadınların işgücüne katılımlarının artmasının gerçekte olumlu bir işaret olarak algılanması zorlaşmaktadır. İşverenlerin/yöneticilerin kadın çalıştırma konusundaki genel tutumlarına bakıldığında, bölgede ataerkil sistem ile sermaye ilişkisinin birbirlerinin devamlılığı için kurulduğu görülmüştür. Bu ilişki, kadınları evlilik ve annelik gibi sosyal ilişkiler üzerinden tanımlayarak kadınların hane içindeki konumlarını sağlamlaştırmakta ve toplum tarafından kabul edilmek için kadınlar da bu görevleri yerine getirmek amacıyla işgücü piyasasının dışında kalmaktadırlar. Öbür taraftan kapitalist birikim sistemi geçimlik aile ücretini temin etmeyerek kadınların işgücü piyasasında kayıt dışı, geçici ve düşük ücretlerle çalışmasını güvence altına almaktadır. Keza anket sonuçları ve derinlemesine görüşmelerde kadınların asli sorumluluklarının kadınları hane içinde tanımlayan ev- içi işler ile çocuk bakımı olduğu, kadınların gece vardiyalarında çalışmalarının uygun olmadığı, çocuk sahibi kadınların çalışmasının doğru olmayacağı ve kadınların çalışma yaşamına katılabilmek için aile reisinin izninin gerekliliği gibi ifadelerin işverenlerin/ yöneticilerin neredeyse tamamının görüşlerini yansıtmaktadır. Bu sonuçlar, araştırma bölgesinde kadınların çalışma yaşamına düşük katılım oranlarını açıklamak için güçlü göstergelerdir. Hepsinin de ötesinde bölgede kadın istihdamına sadece zorunlu olduğunda başvurulduğuna ilişkin genel bir tutum mevcuttur.
  • Article
    Citation - WoS: 6
    Citation - Scopus: 7
    Parenting and Education: Navigating Class, Religiosity and Secularity in Istanbul
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2023) Kolluoglu, Biray; Dincer, Evren M.; 0000-0002-7813-0919; AGÜ; Dinçer, Evren Mehmet; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.03. Sosyoloji
    This article studies the educational choices that secular and religious professional and managerial middle-class parents in Istanbul make for their children. It explores the ways in which class intersects with religion in Turkey where, politics, culture, social, and even economic life are marked by a deep divide among the religious and the secular. Focusing on a particular segment of the middle classes, that with higher economic and social capital, the article brings to fore the ways in which religiosity and secularity structure the processes of transforming privileges into acquired rights in the form of educational qualifications and extracurricular skills. It explores the current sociological conjuncture that bereaves both groups, albeit in different ways, of their ability to fully mobilize their accumulated economic, social, and cultural capitals in reproducing their class position in their children. The article argues that exploring the parenting of education along the secular and the religious divide can unravel the foundational elements of the ongoing competition and conflict in Turkey and enables a deeper understanding of the current divide and the potential for a future reconciliation. The study relies on a qualitative study that entails interviews with thirty families and two focus groups.
  • Editorial
    Editors' Introduction
    (Cambridge University Press, Cambridge University Press) Yükseker, Deniz; Kolluoǧlu, Biray; Dinçer, Evren Mehmet; 0000-0002-7813-0919; AGÜ; Dinçer, Evren Mehmet; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.03. Sosyoloji
    Since before the publication of New Perspectives on Turkey’s spring 2023 issue, politics has been at the top of the agenda of public discussions in Turkey. The reason was the general elections for the presidency and the parliament on May 14; in the run-off on May 28, Recep Tayyip Erdogan was re-elected for a third, five-year term and the party ˘ he leads, the Justice and Development Party (Adalet ve Kalkınma Partisi; AKP), maintained its majority in the parliament in an alliance with the Nationalist Action Party (Milliyetçi Hareket Partisi; MHP) and smaller extremist parties. To what extent and how quickly the election results will lead to a further descent into full authoritarianism – already well documented in the pages of previous NPT issues – is something that social scientists are likely to continue to observe. Domestic politics therefore will continue to be an important theme for social science research on Turkey from diverse disciplines and methodologies
  • Article
    Citation - WoS: 17
    Citation - Scopus: 15
    Does Islamic Inclusion of Syrians Represent a Real Challenge to Europe's Security Approach?: Dilemmas of the AKP's Syrian Refugee Discourse
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2020) Balkilic, Ozgur; Teke Lloyd, Fatma Armagan; Balkilic, Ozgur; Teke Lloyd, Fatma Armagan; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü; 01. Abdullah Gül University; 06. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi; 06.01. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
    Drawing upon the critical geopolitics literature and discourse analysis, this article will explain how the ruling AKP in Turkey fashioned an alternative, Islamically infused migration discourse in response to the Syrian refugee crisis and how it depicted this as counter-hegemonic to the dominant depictions of East and West embedded within Europe's existing securitization discourse. According to the AKP's geopolitical discourse, the differing attitudes evinced in Europe and Turkey toward the Syrian migrants can be explained by civilizational values deriving from the history and religious composition of the respective regions, as between the Orient and the Occident. However, this article examines to what extent this self-promoted discourse of Islamic inclusion has succeeded in engendering a more progressive settlement and integration regime. It argues that it has actually fostered its own system of 'Othering' and has led to the development of selective admission and exclusionary practices similar to those in Europe.