Psikoloji Bölümü
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/833
Browse
Browsing Psikoloji Bölümü by Language "tur"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Çelişik Duygulu Cinsiyetçilik Ölçeğinin (ÇDCÖ) Yeniden Gözden Geçirilmesi: Korumacı Cinsiyetçiliğin Yapı Geçerliliği ve ÇDCÖ'nün Ölçüm Değişmezliği(İstanbul Üniversitesi, 2022) Aktan, Timuçin; Yalçındağ, Bilge; 0000-0001-8159-9278; 0000-0001-7867-7845; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; Yalçındağ, Bilgeinançları içerdiği ve korumacı cinsiyetçiliğin korumacı ataerkillik, cinsiyetler arası tamamlayıcı farklılaştırma ve heteroseksüel yakınlıktan oluşan ikinci sıra faktör olduğu belirtmektedir. Kadınlara yönelik korumacı cinsiyetçiliğin alt boyutlarına yönelik ilgi ise yakın dönemde bir artış göstermiştir. Yakın dönem alan yazınında göze çarpan bu ilgi, Çelişik Duygulu Cinsiyetçilik Ölçeği’nin Türkçe versiyonunun yapı geçerliliğini tekrar gözden geçirilmesini önemli kılmaktadır. Bu doğrultuda, mevcut çalışmada , korumacı cinsiyetçiliğin korumacı ataerkillik, cinsiyetler arası tamamlayıcı farklılaştırma ve heteroseksüel yakınlıktan oluşan ikinci sıra faktör olarak tanımlandığı tercih edilen yapısal modeli test etmek amaçlanmıştır. Ayrıca, ölçüm değişmezliği analizi yapılarak ölçeğin yapısının farklı örneklemlerdeki kararlılığını incelemek de amaçlanmıştır. 2009-2019 yılları arasında farklı çalışmalarda yer almış 1803 katılımcının (1194 kadın, 593 erkek, 16 cinsiyetini belirtmeyen) verileri birleştirilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi bulguları, dört faktörlü modelin (düşmanca cinsiyetçilik ve üç korumacılık türü), diğer modellerden (tek faktörlü model, iki faktörlü model ve “tercih edilen yapısal model”) daha iyi uyum gösterdiğine işaret etmiştir. Açıklayıcı yapısal eşitlik modellemesi temelinde yapılmış açıklayıcı faktör analizleri, korumacılık ve düşmanlık şeklinde iki faktörlü bir yapıya işaret etmiş, fakat ölçek içindeki iki maddenin psikometrik açıdan zayıf olduğunu göstermiştir. Son olarak, ölçüm değişmezliği analizleri, devlet ve vakıf üniversitesi örneklemleri arasında tam bir değişmezlik olduğunu; kadın ve erkek örneklerinde ise ortalama farkları dışında değişmezlik gözlendiğini göstermiştir. Kadın ve erkek karşılaştırmasında örneklemler arasında sadece ortalamalar açısından kuramsal olarak beklendik şekilde değişkenlik gözlenmiş ve erkeklerin cinsiyetler arası tamamlayıcı farklılaştırma dışındaki bütün alt ölçeklerde daha yüksek puanlara sahip olduğu bulunmuştur. Genel olarak bakıldığında, bulgular, çelişik duygulu cinsiyetçilik ölçeğinin yapı geçerliliği ve ölçüm değişmezliği ile ilgili önemli bir destek sağlamakla birlikte, ölçülen kuramsal yapının ve ölçek maddelerinin yeniden gözden geçirilmesi ile ilgili konulara dikkat çekmiştirArticle Editoryal: Grup Dinamikleri Bağlamında Çatışma Çözümü ve Barış İnşası(Türk Psikoloji Dergisi, 2020) Çoymak, Ahmet; Uluğ, Özden Melis; Göregenli, Melek; Çakal, Hüseyin; https://orcid.org/0000-0003-1816-6212; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; Çoymak, AhmetÇatışmanın insanın doğası olduğuna yönelik teorilerin (örn. Berkowitz, 1990; Fiske, 2012) adeta toplumsal tezahürü gibi, geçtiğimiz yüzyıldan günümüze dünya birçok kanlı çatışmaya sahne oldu. Devam eden uluslararası kanlı savaşların yanı sıra, ortaya çıktığı 19. yüzyıldan bugüne farklılıkları bir milli kimlik potasında eritmeyi amaçlayan ulus devletlerde etnik, dini, mezhep ve cinsiyet grupları gibi farklı vatandaş grupları arasında; sonu, kimi zaman insanlığın en karanlık yüzünü gösteren soykırımlara varan çatışmalar yaşandı. Ancak bu acı deneyimlerin yanında insan ve farklı özellikleri olan gruplar, yine hem uzlaşı hem de barış süreçlerinden geçtiler. Bu nedenle, insanın kendi türüne karşı işlediği suçların (örn. Staub, 2001), biz ve öteki inşası ile yaşanan çatışmaların (Demirdağ ve Hasta, 2020; Fisher, 2006); bu deneyimlerin ortaya çıkardığı uzlaşı ve ortaklıkların psikolojik dinamiklerini, hem çok çeşitli ve zengin kuramsal perspektifler hem de ampirik bulgularla, gruplar arası ilişkilere odaklanarak anlamayı amaçladık.Article Eğitimde Üstbilişsel Düzenleme Envanteri: Öğretmen Versiyonu’nun (EÜDE: Öğretmen-Kendi ve Öğretmen-Sınıf) Geliştirilme Çalışması(Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, 2023) Güzel, Mehmet Akif; Başokçu, Tahsin Oğuz; 0000-0001-5828-1237; AGÜ; Güzel, Mehmet AkifSayısız araştırma, öğretmen ve öğrencilere ait bilişsel ve üstbilişsel süreçlerin öğrencilerin akademik başarısında kritik bir rol oynadığını göstermektedir. Çalışma öncelikle öğretmenlerin kendi, öğrencilerin kendi ve öğretmenlerin öğrencilerinin bilişine dair üstbilişsel hedef, izleme ve kontrol süreçlerini içeren “eğitimde çok düzeyli bir üstbilişsel düzenleme modeli” önermeyi amaçlamıştır. İkinci olarak, önerilen model çerçevesinde “eğitimde üstbilişsel düzenleme envanteri (EÜDE)”nin öğretmenin kendi bilişini ve öğretmenin sınıfının bilişini üstbilişsel olarak düzenlediği boyutlara ait sırasıyla, “öğretmen-kendi” ve “öğretmen-sınıf” formlarının oluşturulması amaçlanmıştır. Alan yazındaki ilgili envanter ve ölçeklerden yararlanarak ve projedeki araştırmacılar tarafından eklenerek oluşturulan anket maddeleri, 5., 6. ve 7. sınıf öğrencilerine çeşitli branşlarda eğitim veren toplam 2055 öğretmene çevrimiçi olarak üç aşamada uygulanmıştır. İlk uygulamada, 483 öğretmen “öğretmen-kendi” ve “öğretmen-sınıf” boyutlarına ait toplam 169 maddeyi 5’li Likert ölçeği üzerinden değerlendirmiştir. İlk uygulama sonunda seçilen 25 “öğretmen-kendi” ve 32 “öğretmen-sınıf” düzeylerine ait madde, ikinci uygulamadaki 790 öğretmen tarafından derecelendirilmiştir. Açımlayıcı faktör analizi sonuçlarına göre belirlenen 18’er “öğretmen-kendi” ve “öğretmen-sınıf” düzeylerine ait madde ise, üçüncü aşamadaki 782 öğretmen tarafından derecelendirilmiş ve elde edilen verilere doğrulayıcı faktör analizi uygulamıştır. Her iki faktör analizi sonuçlarına göre iki formda yer alan üstbilişsel “hedef”, “izleme” ve “kontrol” alt boyutlarına ait maddeler belirlenmiştir. Güvenirlik ve faktör analizleri sonuçları geliştirilen envanterin ölçmek istediği örtük yapıyı güvenilir ve geçerli şekilde ölçtüğünü göstermiştirArticle Gelişimsel Krize Müdahalede Kısa-Yoğun-Acil Psikoterapinin Kullanımı: Bir Olgu Sunumu(2021) KAYA M. Siyabend; Taşkın YILDIRIM; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; KAYA, M. SiyabendYaşam dönemleri düşünüldüğünde, gelişimsel krizlerin bireyleri etkilemesi beklendiktir. Buna rağmen, gelişimsel krizlere zamanında ve etkili şekilde müdahalede bulunulmazsa, üstesinden gelinmesi daha zor krizlere dönüşebilmektedir. Bu nedenle zaman zaman sorun yaşayan bireyler, yaşadıkları sorunları çözmek için profesyonel bir destek aramaktadır. Bu çalışmanın amacı; depresyon, yas ve travmatik sorunlarda başarıyla kullanılan dinamik yönelimli kısa – yoğun – acil psikoterapi uygulamasını, gelişimsel kriz yaşayan bir üniversite öğrencisinin sorunu üzerinden betimlemektir. Bu çalışmada psikoterapi araştırmaları için önem arz eden bir yöntem olan vaka çalışması yöntemi kullanılmıştır. Bu bağlamda, psikoterapi almaya gönüllü bir üniversite öğrencisi ile dokuz oturumluk kısa – yoğun – acil psikoterapi uygulaması gerçekleştirilmiştir. Danışana Semptom Tarama Listesi (SCL–90 R), Hacettepe Kişilik Envanteri (HKE), Beck Depresyon Envanteri (BDE), Beier Cümle Tamamlama Testi B Formu öntest – sontest – izleme testi olarak uygulanmıştır. Araştırmada kullanılan ölçme araçları psikoterapi sürecine dair nicel verileri ortaya koyarken, anamnestik görüşmeler ve terapi oturumları sürece dair nitel verileri ortaya koymuştur. Ardından bu veriler nitel içerik analizine tabi tutulmuştur. Sonuç olarak bu terapi yönteminin, danışanın sorunlarının çözümünde etkili olduğu tespit edilmiştir.Article Psikoloji ve Edebiyat: Gelişim Psikolojisi Perspektifinden Yaşlılık Döneminin Bir Edebi Eser Üzerinden Analizi(Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2024) KAYA, MEHMET SİYABEND; 0000-0001-9614-249X; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; KAYA, MEHMET SİYABENDÜlkemizde gelişim dönemleriyle ilgili yapılan çalışmaların yaygınlığına bakıldığında, “yaşlılık” döneminin yeterince ele alınmadığı, bununla birlikte geriatri, psikoloji, psikolojik danışma ve rehberlik, sosyal çalışma gibi bilim dallarında yaşlılık ile ilgili çalışmaların yürütülmeye başlandığı görülmektedir. Ayrıca burada sözü edilen yaşam dönemlerinin yalnızca bilime değil edebiyata da konu olmaya başladığı dikkat çekmektedir. Edebi eserlerin analiz edilmesinde psikoloji biliminin önemi düşünüldüğünde, lisans öğrencilerinin yetişmesinde öğrencilerin dikkatini romanların psikolojik tahliline çekmenin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu doğrultuda bu araştırmanın temel amacı, edebi eserlerin temelde psikolojik danışma ve rehberlik, psikoloji ve sosyal hizmet gibi bilim dallarında özelde ise “gelişim psikolojisi”, “yaşlılık psikolojisi” ve “yaşam dönemleri ve uyum problemleri” gibi derslerde nasıl kullanılabileceğine ilişkin bir model sunmaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmenin en uygun yollarından biri ise nitel bir araştırma yöntemi olan “doküman analizi” yöntemini kullanmaktır. Bu doğrultuda, çalışmada Fransız yazar Jean-Louis Fournier’in (2012) “Son Siyah Saçım ve İhtiyar Delikanlılara Bazı Öğütler” isimli eserin Türkçe çevirisi doküman olarak kabul edilmiştir ve içerik analizi ile incelenmiştir. Sonuç olarak bu çalışmanın yukarıda sözü edilen derslerin öğretiminde etkili olabileceği düşünülmektedir.Article Üstbilişsel İzleme ve Matematiksel Yeterlilikler: Bilişsel Tanı Modeli ve Sinyal Tespit Kuramı Yaklaşımı(Türk Eğitim Derneği (TED) İktisadi İşletmesi, 2021) Güzel, Mehmet Akif; Kalkan, Ömür Kaya; 0000-0001-5828-1237; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü; Güzel, Mehmet AkifÖğrencilerin matematik becerilerinin belirlenmesinde, diğer birçok sınıf içi değerlendirmenin yanında, PISA (Uluslararası Değerlendirme Programı) ve TIMMS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması) gibi çeşitli ülkelerde standart olarak kullanılan ölçme araçları bulunmaktadır. Ülkelerarası uygulanan bu geniş ölçekli testlerdeki soru içerikleri, soru yanıtlama türü, puanlanmalar ve analiz yöntemleri yıllar içinde çeşitlenmiştir. Bu araştırmada, PISA matematik testine ait becerilerin değerlendirmesinde daha önceden kullanılmamış olan Bilişsel Tanı Modeli (BTM) ve Sinyal Tespit Kuramı’na (STK) ait analiz yöntemleri birlikte kullanılarak bu becerilerin tek bir test prosedürü içinde belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda rastgele örnekleme yöntemiyle İzmir ilinden belirlen 6. Sınıf öğrencilerine (N=230),PISAmatematiktesti eşdeğerliğinde farklı madde formatlarının kullanıldığı (çoktan seçmeli, doğru yanlış, kısa cevaplı) ve doğru/yanlış olarak dikatomik şekilde puanlanan 12 sorudan oluşan bir matematik testi uygulanmıştır. BTM ölçümleri DINA (the Deterministic Input Noisy Output and Gate) model kullanılarak gerçekleştirilmiştir. STK yöntemiyle ise, bireyin doğru ve yanlış yanıtlarını ayırt edebilme becerisi olarak tanımlanan “üstbilişsel izleme” performansının ölçülmesi amacıyla, katılımcılardan her bir soru maddesi için sırasıyla, soruyu çözüp çözemeyeceğini belirtmesi, doğru yanıtlayabileceğini düşünmemiş olsa bile bir tahminde bulunması ve verdiği yanıtların doğruluğundan ne kadar emin olduklarını derecelendirmeleri istenmiştir. Üstbilişsel izleme performansı, özetle, katılımcıların gerçekte doğru olan yanıtlarında soruyu yanıtlayabileceğini seçip yüksek eminlik düzeyleri vermesi, yanlış olan yanıtlarında ise soruyu yanıtlayabileceğini düşünmemesini ve tahminleri için düşük eminlik düzeyleri vermesiyle, yanıtlarının doğru ve yanlış olarak ayrımını ne kadar iyi yapabildiğinin puanlanmasıyla elde edilmiştir. Sonuçlar, PISA testinin BTM yöntemine iyi uyum sağladığını göstermiş ve BTM yöntemiyle belirlenen dört temel beceriden (“ilişkilendirme ve iletişim”, “matematikleştirme”, “akıl yürütme ve strateji geliştirme” ve “sembolik ve teknik dil kullanımı”) özellikle “akıl yürütme ve strateji geliştirme” becerisi yüksek olan öğrencilerin üstbilişselizleme performanslarının da yüksek olduğu görülmüştür. Araştırma, doğru ve yanlış yanıtları yüksek oranda ayırt edebilme becerisinin gerçekte hangi özelliklerle ilişkili olduğunun bulunması konusundaki çalışmalarına katkı sağlamaktadır. Bulgular temelinde, üstbilişsel izleme becerisinin özgül olarak “akıl yürütme ve strateji geliştirme” olarak gözlenen alt özelliğe sahip olmakla ilişkili olabileceği önerilmiştir. Ek olarak, PISA testinde -veya herhangi bir başka de olabileceği gibi-üstbilişsel izleme performansının STK ölçüm metodu gibi görece kolay ek bir test prosedürüyle ölçülerek, testte ölçülen becerilerin yanında öğrencilerin diğer ilgili üst-düzey becerileri hakkında da bilgiler elde edilebileceği önerilmektedir.