İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/50
Browse
Browsing İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi by Author "AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Article Chasing Coffee: A New Research Agenda in Turkey(SPRINGER, ONE NEW YORK PLAZA, SUITE 4600, NEW YORK, NY, UNITED STATES, 2020) Dincer, Evren M.; Ozcelik, Ayse; 0000-0002-7813-0919; 0000-0002-3596-1210; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler BölümüThis article is a call for a new research agenda: a socio-economic analysis of coffee in Turkey. To contextualize the importance and relevance of this effort, it first provides a critical assessment of the literature on coffee in Turkey by focusing on its two main manifestations: historical and sociological constellations. We show how earlier critical engagement with coffee as a commodity and a research subject helped scholars revise and go beyond the existing scholarship. We then claim a similar transformative prospect exists for political-economic manifestations of coffee today. We justify our claim by suggesting six potential research areas with relevant research questions and potentially enriching outcomes.Article Does Islamic inclusion of Syrians represent a real challenge to Europe's security approach?: Dilemmas of the AKP's Syrian refugee discourse(ROUTLEDGE JOURNALS, TAYLOR & FRANCIS LTD, 2-4 PARK SQUARE, MILTON PARK, ABINGDON OX14 4RN, OXON, ENGLAND, 2020) Balkilic, Ozgur; Teke Lloyd, Fatma Armagan; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler BölümüDrawing upon the critical geopolitics literature and discourse analysis, this article will explain how the ruling AKP in Turkey fashioned an alternative, Islamically infused migration discourse in response to the Syrian refugee crisis and how it depicted this as counter-hegemonic to the dominant depictions of East and West embedded within Europe's existing securitization discourse. According to the AKP's geopolitical discourse, the differing attitudes evinced in Europe and Turkey toward the Syrian migrants can be explained by civilizational values deriving from the history and religious composition of the respective regions, as between the Orient and the Occident. However, this article examines to what extent this self-promoted discourse of Islamic inclusion has succeeded in engendering a more progressive settlement and integration regime. It argues that it has actually fostered its own system of 'Othering' and has led to the development of selective admission and exclusionary practices similar to those in Europe.Article Intersectional power dynamics and extended households: Elderly and widowed women's international migration from Armenia(ROUTLEDGE JOURNALS, TAYLOR & FRANCIS LTD, 2-4 PARK SQUARE, MILTON PARK, ABINGDON OX14 4RN, OXON, ENGLAND, 2019) Lloyd, Fatma Armagan Teke; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler BölümüDrawing upon interviews and fieldwork conducted in Armenia and Turkey with 25 Armenian migrant women and their non-accompanying family members, the present article examines how gendered norms intersecting with age, marital and motherhood statuses have structured the migration decision-making process as it occurs at the household level. These migrant women were mostly elderly, widowed and from extended households, where male income support to the family was either insufficient or wholly absent for a variety of reasons. Building on the Household Survival Strategies (HSS) approach, this article examines the dynamism and complex kinship norms in extended-households and how these have led some women to assume the role of migrant labourers in a patriarchal context that would ordinarily deny them mobility. While empirically this study sheds light on women's migration from an understudied geography, it also deepens our understanding of the interplay between patriarchy, intersectionality and women's agency outside of the traditional nuclear household.Article A Research on Consumer Perceptions of Food and Beverage Marketing on Social Media(2021) ACAR Neşe; Bülent ÇİZMECİ; TURAN Ayşegül; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü; ÇİZMECİ, Bülent; TURAN, AyşegülThe study was conducted to examine how social media affects the food and beverage industry. It wasalso intended to expose the impact of social media on consumer preferences for the marketing of food andbeverages. In order for businesses to compete with other businesses, the importance of channels thatinfluence purchasing decisions by changing consumers ' consumption habits is increasing day by day.One of these tools is social media. In this study, consumers' perceptions about marketing of food andbeverages through social media were tried to be determined. The research was carried out by using thequestionnaire technique with 403 participants using social media which was determined by ConvenientSampling Method. As a result of Explanatory Factor Analysis, 2 factors were found; “Sharing andimpact” and “promotion on social media”. In the Confirmatory Factor Analysis, it was found that theshares in social media affect the choices and decisions made about the food and beverage business, andconsumers can prefer to share their experiences. It can be considered that consumers actively use socialmedia related to food and beverage and they are influenced by social media sharing in the selection offood and beverage businesses.Article Türkiye’de Ataerkinin Kadın İstihdamı Tabusu: İşveren Tutumları Üzerine Bir Uygulama(Mülkiyeliler Birliği Genel Merkezi, 2023) ŞahanKaya Adar , Aslı; Dedeoğlu, Saniye; 0000-0003-2174-3076; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü; Dedeoğlu, SaniyeDünya genelinde, 1970’li yıllardan beri ihracata dayalı ekonomik modelde kadın işgücünün büyük bir öneme sahip olduğu bilinmektedir. Nitekim tüm dünyada ‘istihdamda feminizasyon’un öne çıkması da bunu doğrular niteliktedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de ihracata dayalı ekonomik modelin kadın istihdamına etkisini talep yönlü analiz edebilmektir. Bu amaç doğrultusunda Malatya, Şanlıurfa ve Adıyaman Organize Sanayi Bölgeleri’ndeki (OSB) 212 işveren/yönetici ile tarama (survey) yöntemiyle görüşmeler gerçekleştirilmiş ve ayrıca 15 derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre, araştırma kentleri başta olmak üzere bölgeye yönelik sanayi teşviklerinden faydalanmak amacıyla üretim birimlerini buralara taşıyan yatırımcıların kadın istihdamı ve mevcut işgücünün en az yarısının kadınlardan oluşması konusundaki tutumlarına bağlı olarak bu bölgede kadınların çalışma yaşamına daha yüksek oranlarda katılacağı yönünde olumlu işaretler bulunmaktadır. Nitekim araştırmanın yapıldığı Malatya, Adıyaman ve Şanlıurfa bölgelerinde son on yıl içinde kadın işgücüne katılım oranlarında ve istihdam oranlarında artışlar yaşanmıştır. Yine de araştırma bölgesi özelinde istihdamın koşulları dikkate alındığında kadınların işgücüne katılımlarının artmasının gerçekte olumlu bir işaret olarak algılanması zorlaşmaktadır. İşverenlerin/yöneticilerin kadın çalıştırma konusundaki genel tutumlarına bakıldığında, bölgede ataerkil sistem ile sermaye ilişkisinin birbirlerinin devamlılığı için kurulduğu görülmüştür. Bu ilişki, kadınları evlilik ve annelik gibi sosyal ilişkiler üzerinden tanımlayarak kadınların hane içindeki konumlarını sağlamlaştırmakta ve toplum tarafından kabul edilmek için kadınlar da bu görevleri yerine getirmek amacıyla işgücü piyasasının dışında kalmaktadırlar. Öbür taraftan kapitalist birikim sistemi geçimlik aile ücretini temin etmeyerek kadınların işgücü piyasasında kayıt dışı, geçici ve düşük ücretlerle çalışmasını güvence altına almaktadır. Keza anket sonuçları ve derinlemesine görüşmelerde kadınların asli sorumluluklarının kadınları hane içinde tanımlayan ev- içi işler ile çocuk bakımı olduğu, kadınların gece vardiyalarında çalışmalarının uygun olmadığı, çocuk sahibi kadınların çalışmasının doğru olmayacağı ve kadınların çalışma yaşamına katılabilmek için aile reisinin izninin gerekliliği gibi ifadelerin işverenlerin/ yöneticilerin neredeyse tamamının görüşlerini yansıtmaktadır. Bu sonuçlar, araştırma bölgesinde kadınların çalışma yaşamına düşük katılım oranlarını açıklamak için güçlü göstergelerdir. Hepsinin de ötesinde bölgede kadın istihdamına sadece zorunlu olduğunda başvurulduğuna ilişkin genel bir tutum mevcuttur.Article Türkiye’de Kadın Kooperatifleri: Mevcut Durum Analizi, Kadın Güçlenmesi ve İstihdam Yaratma Potansiyeli(DİSK Birleşik Metal-İş, 2023) Şahankaya Adar, Aslı; Dedeoğlu, Saniye; Kurtuluş, Güneş; 0000-0003-2174-3076; AGÜ, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü; Dedeoğlu, SaniyeTürkiye hala toplumsal cinsiyet normlarının çok güçlü olduğu ve kadınların ekonomik yönden birçok dezavantajı yaşadıkları bir ülkedir. Bunun en bariz gözlemlenebildiği alan ise, işgücü piyasasıdır. Türkiye’de kadınların işgücü piyasasına katılımları ve istihdam oranları OECD ve AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Son dönemde kadın ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artırılması amacıyla alternatif bir güçlenme aracı ve istihdam modeli olarak kadın kooperatifleri öne çıkmaktadır. Nitekim kadın kooperatiflerinin yaygınlaşması amacıyla kamu kurumları, yerel yönetimler, uluslararası kuruluşlar ve STK’lar kadın kooperatiflerini maddi olarak ve kooperatiflerin kuruluş ve işletilmesiyle ilgili eğitimler aracılığıyla teknik açıdan desteklemektedirler. Ancak desteklerle sayıları gün geçtikçe artan kadın kooperatiflerinin mevcut durumunu ortaya koyan çalışmaların sınırlı olmasının yanında aktif kadın kooperatifleri ve bunların ortakları sayıları ile faaliyet alanları gibi bilgilere ulaşmak da oldukça güçtür. Bu alandaki bilgi eksikliği kadın kooperatiflerinin hem nicelik hem de nitelik açısından değerlendirilmesini zorlaştırmakta, kuruluş hedefleri ile faaliyetleri arasındaki ilişkinin analiz edilmesini engellemektedir. Bu çalışmada Türkiye’de kadın kooperatiflerinin mevcut durumu, kadın kooperatiflerinin istatistiki bölge sınıflandırmalarına göre düzey 2’de yer alan 26 bölgedeki dağılımları ve üretim ile hizmet sınıflandırmaları da dikkate alınacak şekilde incelenmiştir. Bunu yaparken Ticaret Bakanlığı’nın resmî sitesindeki verilerden, üst birliklerden elde edilen verilerden ve çalışma süresinde doğrudan iletişime geçilerek ulaşılan kadın kooperatiflerinin verilerinden yararlanılmıştır. Bu çalışma son yıllarda kadın kooperatif sayılarındaki hızlı artışa rağmen, kadın kooperatiflerinin kadın istihdamını arttırmada ve kadın güçlenmesini desteklemekte epey zayıf etkiler yarattığını göstermektedir. Fakat yine de uzun vadede kadın kooperatiflerinin toplumsal yaşamda ve çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılmasında veya azaltılmasında önemli bir güçlenme aracı olduğu söylenebilir.