Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/837
Browse
Browsing Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü by Author "Karataş, Murat"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Article Atatürk’ün Esir Aldığı Yunan General Nikolaos Trikupis ve Talas Üsera Garnizonu(Sabit DOKUYAN, 2023) Karataş, Murat; Metin, Mehmet; 0000-0003-1174-5828; AGÜ, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü; Karataş, MuratBirinci Dünya Savaşı’ndan sonra özellikle İngiltere’nin desteğini alan Yunan ordusu Megali İdea’yı (Büyük Yunanistan) gerçekleştirme yolunda Anadolu topraklarını işgale girişti. Batı Cephesi’nde kurulan TBMM’ye bağlı düzenli ordu Yunan ordusuna Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı ile son darbeyi vurdu. Bu zafer öncesinde esir alınan Yunan askerlerine, zafer sonrasında çok sayıda Yunan askeri ve ayrıca Yunan ordusunun başkomutanı General Trikupis ile maiyeti de eklendi. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı’ndan sonra esir sayısının hızla artması üzerine esir subaylar; Afyon, Kırşehir ve Kayseri’ye nakledildi. Diğer asker ve sivil esirler ise Anadolu’nun farklı bölgelerine sevk edildi. Yunan savaş esirleri, Lozan Barış Konferansı’nda Türkiye ve Yunanistan devletleri arasında imza edilen, esirlerin karşılıklı serbest bırakılmasına ilişkin belgenin hayata geçişine kadar oluşturulan üsera garnizonlarında tutuldular. Bu üsera garnizonlarından biri olan Talas Üsera Garnizonunda sadece Yunan subayları kaldı. Talas Üsera Garnizonu Uluslararası Kızılhaç Heyeti tarafından iki defa teftişe tâbi tutuldu. Heyet, esirlerin ve garnizonun durumu hakkında raporlar düzenledi. Bu çalışmada General Trikupis’in savaş meydanında esir düşmesi, Talas Üsera Garnizonu ve burada kalan esir Yunan subaylarının durumu, Hilal-i Ahmer Cemiyetinin (Kızılay) esirlere yardımları üzerinde duruldu. Çalışma arşiv kaynakları, hatırat, gazete ve telif-tetkik eserlerden faydalanılarak hazırlanmıştır.Article TÜRKİYE’DE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ SÜRECİNDE MUHALİF BİR FİGÜR: NURİ DEMİRAĞ VE MİLLİ KALKINMA PARTİSİ(Osman Köse, 2023) Solak, Yeter; Karataş, Murat; 0000-0003-1174-5828; AGÜ, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü; Karataş, MuratTürkiye’de 1923-1945 dönemindesiyasal hayat tek partili özelliği göstermektedir. 1939-1945 yıllarında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’na girmeyen Türkiye gerek savaş sürecinde gerekse de savaş sonrasında savaşın getirdiği birtakım olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu olumsuzluklar dış ve iç etmenlerin etkisiyle iktidar üzerinde çok partili yaşama geçme konusunda zorlayıcı bir etki yaratmıştır. Türkiye’de gerek iç gerekse de dış şartların zorlamasıyla çok partili hayata geçmek için adım atmaya hazırlandığı sırada Nuri Demirağ Milli Kalkınma Partisi’ni kurmuştur. Parti, siyasal hayatımızda etkin bir varlık gösteremese de partini kuruluşu demokrasi kültürünün tesisi ve çok partili yaşama geçiş döneminde önemli bir katkı sunmuştur. Partinin kurucusu ve başkanı olarak Nuri Demirağ’ın bütün çabalarına rağmen parti içi karışıklıkların sonlanmayışı ve parti etkinliklerinin yanlış noktalardan değerlendirilmesi, partinin siyasal yaşamda silikleşmesine yol açmıştır. 1957 yılında da parti başkanı Nuri Demirağ’ın ölümü üzerine parti kurulunun toplanamaması nedeniyle Milli kalkınma Partisi’nin siyasal yaşamımızdaki varlığı sesiz sedasız bir şekilde sonlanmıştır. Çalışmam bu manada siyasal yaşamımızdaki demokratikleşme süreci adına önemli bir noktada duran Milli Kalkınma Partisi’nin siyasal serüvenini ele almak ve kurucusu olan Nuri Demirağ’ın süreçteki rolünü ortaya çıkarmayı hedefleyerek literatüre katkı sunma amacındadır.Article TÜRKİYE’NİN 1970’Lİ YILLARI VE MİLLİYETÇİ CEPHE HÜKÜMETLERİ(TEKİRDAĞ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ, 2022) Karataş, Murat; 0000-0003-1174-5828; AGÜ; Karataş, MuratTürkiye’nin 1970'li yılları, Cumhuriyet dönemi siyasî tarihinin en buhranlı yıllarından birisi olma özelliği taşır. “Ara Rejim” şeklinde bir askeri vesayetin yaşandığı dönemin ilk yıllarında ortaya çıkan partiler üstü hükümet modeli ülkenin temel sorunlarını çözemediği gibi bunların daha da kronik bir durum kazanmasına sebep oldu. Ara Rejim dönemini bitiren 1973 seçimleri Bülent Ecevit liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) zaferiyle sonuçlandı. Uzun uğraşılar sonunda CHP – MSP koalisyon hükümeti tarihi yanılgıyı ortadan kaldırma iddiasıyla kuruldu. Bu hükümetin dış politikadaki en önemli çıkışı Kıbrıs Barış Harekâtı (1974) oldu. CHP lideri Ecevit’in Kıbrıs zaferini sandıktan tek başına iktidar olma yolunda kullanarak koalisyonu bozması ülkeyi yeni bir sürece soktu. Türkiye güçlü bir hükümetin olmadığı bu süreçte bir yandan ABD’nin askeri ve ekonomik ambargosu gibi dış kaynaklı problemlerle boğuşurken, bir yandan da yüksek enflasyon, anarşi, yolsuzluk ve yoksulluk gibi iç problemlerle karşı karşıya kaldı. Siyasî cepheleşmenin/kutuplaşmanın sık sık gündeme geldiği 1970’li yılların ikinci yarısındaki en önemli gelişmelerden birisi de Milliyetçi Cephe adıyla tanınan koalisyon hükümetleri oldu. Bu dönemde merkez solu temsil eden CHP’ye karşı siyasi yelpazenin sağında yer alan milliyetçi-muhafazakâr partilerin güç birliği şeklinde ifade edilen Milliyetçi Cephe Hükümetleri iki kez kuruldu. Bu hükümetlerin ilki Mart 1975 – Haziran 1977 tarihleri arasında, ikincisi ise Temmuz 1977 – Ocak 1978 tarihleri arasında Türkiye'yi yönetti. Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti; Adalet Partisi (AP), Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), ve Mili Selamet Partisi (MSP)'den oluşurken, İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti ise AP, MHP ve MSP üçlüsünün bir araya gelmesiyle oluştu. Dönemde AP’nin Kasım 1979 – 12 Eylül 1980 tarihleri arasında tek başına iktidar olduğu MHP ve MSP tarafından desteklenen hükümet kerhen/örtülü Milliyetçi Cephe Hükümeti olarak nitelendi. Demirel 12 Mart 1971’de iktidardan uzaklaştırılmasına rağmen 1970’li yıllarda açık ya da örtülü şekilde oluşturduğu Milliyetçi Cephe Hükümetleri ile dönemin en uzun süreli koalisyonunu kurarak ülkeyi yönetti. Bununla birlikte Milliyetçi Cephe Hükümetlerini oluşturan partilerin önceliklerinin farklılığı dönemde iç politikada ekonomik, siyasi ve sosyal sorunların çözülememesine neden oldu. Dış Politikanın konuları ise Kıbrıs Meselesi ve bunun çevresinde oluşan ABD’nin silah ambargosu, Ege Sorunu, Türkiye-AET ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi oldu. Makalede Milliyetçi Cephe Hükümetleri ve uygulamaları döneme ait basın örnekleri ve araştırma inceleme eserlerden faydalanılarak analiz edilecektir.