Mimarlık Fakültesi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.12573/31
Browse
Browsing Mimarlık Fakültesi by Author "0000-0002-4464-6204"
Now showing 1 - 7 of 7
- Results Per Page
- Sort Options
Article Değişen Yükseköğretim Sistemini Sosyokültürel ve Mekânsal Bağlamlarda Yeniden Düşünmek(Türkiye Bilimler Akademisi, 2020) Ayten, Asım Mustafa; Göver, İbrahim Hakan; 0000-0002-4464-6204; 0000-0002-1258-0124; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Ayten, Asım Mustafa; Göver, İbrahim HakanEğitim-öğretim ve araştırma-geliştirme; toplumların ilerlemesinde ve gelişmesinde vazgeçilmez bir unsurdur. Üniversiteler bu işlevleri en üst düzeyde karşılayan kurumlar olmakla birlikte, değişen sosyokültürel yapı ve ortaya çı- kan yeni ihtiyaçlar yükseköğretim sisteminde önemli işlev değişikliklerine neden olmuştur. İşlev değişikliklerinin yanı sıra önceleri sadece eğitim verilen mekânlar olan üniversiteler, bugün sahip oldukları sosyal, kültürel ve sportif yapıları ile aynı zamanda birer sosyalleşme mekânı haline de gelmişlerdir. Küreselleşme ile birlikte değişikliğe uğrayan yerel dinamikler üniversitelerin global, bölgesel ve yerel ölçekteki rollerini yeniden tanımlamış ve üniversitelerin topluma sağlamış olduğu katma değeri ön plana çıkarmaya başlamıştır. Üniversitelerdeki bu işlevsel ve yapısal değişiklikleri sosyokültürel yapıdaki değişim tetiklemektedir. Bu nedenle değişen bir yükseköğretim sisteminde sosyokültürel etmenlerin ve bu etmenlerin öneminin göz ardı edilmemesi gerekir. Bu çalışmada, sosyokültürel etmenlerin dünya yükseköğretim sistemini mekânsal yapıları ile birlikte tarihi süreci içinde ne şekilde etkilediği ortaya konulacak ve mevcut değişime bakılarak geleceğin üniversiteleri üzerine bazı değerlendirmelerde bulunulacaktır. Bu amaçla çalışmada ilk bölümde toplumların ve üniversitelerin geçirdiği değişim tarihi süreci içinde analiz edilecek, ikinci bölümde üniversitelerin mekânsal yapı ve biçimleri üzerinde durulacak, üçüncü bölümde sosyokültürel etmenlerin belirleyiciliğine vurgu yapılacak ve son olarak dördüncü bölümde mevcut durum ve eldeki veriler ışığında geleceğin üniversitelerine ilişkin bazı değerlendirmelerde bulunulacaktır.Review Değişen Yükseköğretim Sistemini Sosyokültürel ve Mekânsal Bağlamlarda Yeniden Düşünmek(DEOMED PUBL, ISTANBUL, GUR SOK 7-B, FIKIRTEPE 34720 KADIKOY, ISTANBUL, 00000, TURKEY, 2020) Ayten, Asim Mustafa; Gover, Ibrahim Hakan; 0000-0002-4464-6204; 0000-0002-1258-0124; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık BölümüEducation and research are vital for social development and progress. The changing sociocultural structures and new needs have resulted in some important functional changes in higher education systems with a deep impact on universities serving these needs at the highest level. Besides experiencing these functional changes, the universities today have become spaces of socialization with their social, cultural and sports facilities, replacing their traditional spatial role of offering education only. The local dynamics changing with globalization have now reshaped the global and local roles of universities, highlighting the added value they provide to the society. Sociocultural changes trigger all these functional and structural changes in universities. Therefore, sociocultural factors and their importance should not be ignored in a changing higher education system. In this study, the impact of sociocultural factors with their related spatial structures on world higher education system will be analyzed within their historical contexts, and some suggestions for future universities will be offered considering the current changes. In the first part of the study, the changes in societies and universities will be presented within the historical context. In the second part, the spatial forms and structures of universities will be discussed. In the third part, the catalytic effects of the specific sociocultural factors will be highlighted and elaborated on. Finally, some suggestions will be made for the universities of the future in the light of the current situation and the data available.Article Determination of Factors Affecting International Students’ Satisfaction Levels Using CHAID Analysis(Journal of University Research, 2024) Ayten, Asım Mustafa; Göver, İbrahim Hakan; 0000-0002-4464-6204; 0000-0002-1258-0124; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Ayten, Asım Mustafa; Göver, İbrahim HakanInternationalization has recently been a core element for higher education institutions (HEIs) worldwide. Various components provide internationalization in HEIs. However, international students stand out from the others due to providing numerous benefits to host countries. Therefore, HEIs around the world seek to increase the number of international students and their satisfaction levels. This study, inspired from the importance of international students, seeks to determine the factors affecting the satisfaction levels of international students who study at a Turkish state university. To this end, an on-line survey consisting of 25 questions were administered to a total of 330 international students studying at Middle East Technical University (METU). Survey data were evaluated using the CHAID (Chi-Squared Automatic Interaction Detection) analysis. The findings of the analysis indicated that the international students’ implications, study degree and gender played a major role in their satisfaction levels. Considering these influential factors determined by the CHAID analysis will contribute to the internationalization strategies which is developed to attract more international students to HEIs.Article KORUMA-YENİLEME ODAKLI BİR YAKLAŞIM ÇERÇEVESİNDE KAYSERİ “GERMİR” YERLEŞİMİNİN BUGÜNÜ VE GELECEĞİ(Mehmet Dursun Erdem, 2015) Ayten, Asım Mustafa; 0000-0002-4464-6204; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Ayten, Asım MustafaKültürel Mimari miras kavramı Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi tarafından kentsel koruma literatürüne son zamanlarda girmiş bir kavramdır. Sürdürülebilirlik ilkesi gereği kültür varlıkları ile sit alanlarının korunmasını ve gelecek nesillere eksiksiz bir biçimde aktarılmasını içermektedir. Özellikle, kentsel koruma yolu ile koruma kültürü ve bilincinin toplumlara kazandırılması amaçlanmaktadır. Mimari mirasın korunması kentsel belleğin sürdürülmesi açısından da önem göstermektedir. Avrupa’da korumaya ilişkin mevzuat çok eski olmasına rağmen, ülkemizde oldukça yenidir. Özellikle, Koruma altına alınan bölgelerde, koruma ilkeleri ile ölçütlerine uygun uygulamalar yapılmaktadır. Buna dair olarak da başta 1964 yılında kabul edilen Venedik tüzüğü olmak üzere çok sayıda uluslararası anlaşmanın hükümleri geçerlidir. Bu hükümler iç hukuk sistemini de etkilemektedir. Cumhuriyet dönemi ile birlikte, korumacılık farklı bir alana taşınmaya başlamıştır. Müzeciliğin Osman Hamdi bey tarafından Osmanlı döneminde başlatılmasının ardından, kentsel ölçekte hangi tarihi döneme ait olup olmaksızın tüm tarihi ve kültür varlıklarını korumayı esas alan bir yaklaşım önemli hale gelmiştir. Bunda,1951 yılında Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Kurulunun kurulması da temel etkenlerden biri olmuştur. Ancak, 1980 yılından sonra bu yapılanma ortadan kaldırılarak yerine yeni bir örgütlenmeye geçiş yapılmıştır. Koruma Amaçlı İmar Planlama çalışmaları ise ülkemizde 2863 ve 3386 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma yasalarında belirtilen hükümler uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığı, eski adı ile İller Bankası şimdiki adı ile İl Bank, Valilikler ve Belediyelerce gerçekleştirilmektedir. Çoğunlukla bakanlık ve iller bankasınca yapılan veya yaptırılan koruma amaçlı imar planları analiz, sentez çalışmaları ile planların çeşitli ölçeklerde elde edilmesi ve uygulanması aşamalarını kapsamaktadır. 2863 sayılı yasa uyarınca tespit, tescil ve belgeleme çalışmaları bakanlık ve koruma kurullarınca yapılmaktadır. Planların fonksiyonel değişiklikler yolu ile yoğunluklar değişmeden yapılabilmesinin araçları üzerinde durmak gerekir. Genellikle, plan yapımı öncesinde sit alanlarındaki yapılar üzerinde imar hakları kısıtlanmaktadır. Diğer taraftan, istenilen hedefler bir türlü sağlanamamakta, planların performansları ise düşük olmaktadır. Bu da kamu kaynaklarının boşa gitmesine ve atıl kalmasına neden olmaktadır. Üstelik pek çok belediye, planların uygulanması konusunda pasif kalmaktadır. Örneğin, bu duruma bölgede yaşayan halkın tescile ve sit kavramına tepkili olmaları da eklenebilir. Türkiye’deki en önemli sorun ise planlardan çok planların hangi araçlarla, finansman ve örgütlenme modelleri ile uygulanacağı üzerinedir. Projelendirme, Programlama, Politika oluşturma ve Parasal kaynak bulmak da ayrıca uygulamayı başarılı kılan diğer etmenlerdir. Bu holistik yaklaşım içinde koruma altına alınan bu gibi bölgeleri pasif koruma yerine aktif bir koruma içinde ele alarak korumak esas olmak durumundadır. Artık, tek yapı ölçeğindeki koruma anlayışından tüm kentin ve bölgenin tarihi ve kültürel varlıklarının korunmasına dayalı olarak koruma amaçlı imar planlarının yapılması zorunlu kılınmıştır. Yerel yönetimler ya da yerel yönetimlerin yetki vermek sureti ile Kültür bakanlığınca koruma amaçlı imar planı yapılmaktadır. Ülkemizde çok sayıda kentsel, tarihi, arkeolojik ve doğal sit alanı mevcuttur. Sit alanları içerisinde ise mevcut yapı stokunun; geleneksel sivil mimarlık yapıları ile anıtsal yapıların (cami, kervansaray, hamam, medrese, kümbet gibi) bir bütün halinde korunmaya çalışılmaktadır. Özellikle, Uluslararası örgütlerce Avrupa Birliği, UNESCO, gibi kamusal fonlar ve teknik yardımlar yolu ile destekleri bulunmaktadır. Ülkemizdeki pek çok yerleşim dünya kültürel mimari miras listesine alınmıştır. Bunlar arasında, Safranbolu, Divriği Ulu Camii ve Darüşifası, Hattuşaş, İstanbul tarihi yarımada, Eminönü, Nemrut dağı, Xanthos-Letoon, Truva antik kenti, Edirne Selimiye cami ve külliyesi, Çatalhöyük neolitik şehri, Bergama çok katmanlı kültürel peyzaj alanı, Bursa and Cumalıkızık, Göreme Ulusal parkı ve Kapadokya, Pamukkale-Hierapolis dir. Bu çalışmada, Kayseri Germir Koruma Amaçlı İmar planı örneklenerek ele alınmaktadır. Germir yerleşimi Kayseri Metropoliten bölgesi içinde yer alan ve kentin doğusunda konumlanmış olan bir mahalledir. Germir tarih boyunca belirli ürünlerde uzmanlaşmış ve ticaretin yapıldığı bir yerleşim merkezi olmuştur. Bu özelliğini günümüzde yitirmiştir. Eskiden boyacılıkta kullanılan cehri bitkisinin teknolojideki gelişmelerden dolayı günümüzde kullanılmamaktadır. Aynı zamanda, Germir’de çok sayıda Müslüman ve gayri Müslüman azınlık yaşamıştır. Germir kültür ve doğa turizminin gerçekleştirilmesine dönük potansiyellere sahiptir. Kayseri, Kapadokya ve Erciyes dağının yakınında bulunan bir merkez olarak turizmde istenilen düzeye ulaşamamıştır. Ne var ki, gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta bölgeye daha fazla turist gelebilmesi için Germir ve benzeri yerleşimlerin, Gesi, Ağırnas gibi arasında bir kültür turizm ağı kurulmalıdır. Bu ağ içinde yer alan yerleşimler metropollerdeki yaşamın stresinden uzak kalmak isteyenler için oldukça uygun bir yaşama bölgesi oluşturabilir. Bu bakımdan, Germirin ekolojik tarihi ve kültürel yapısını koruyan bir mimari yaklaşım ile eko-turizm odaklı bir ekonomik ve sosyal kalkınma programı kolaylıkla uygulanabilecektir. Turizmin diğer alt sektörleri de geliştirdiği bir yapının kurulması yerleşimin göç vermesini önleyecektir. Germir’de yer alan başta kilise olmak üzere tüm dini anıtsal yapıların korunması ve özgün hali içinde kullanılması gerekmektedir. Gerek kamu tarafından gerekse özek sektör tarafından plan ile belirlenen yapıların işlevsel değişiklikleri yapılmalıdır. Bu bağlamda, restorasyon çalışmalarına başlanılması, ağırlıklı olarak taş malzemeden yapılmış olması nedeni ile de konutların özgün malzemeye uygun restore edilmesi şarttır. Bu yapıların yer aldığı korunacak sokakların canlı bir sokak kimliği kazanabilmesi açısından da açık mekanlarla-meydan birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışma, Kayseri Metropoliten alanı sınırları içinde yer alan Germir 1.Derece Doğal ve Kentsel Sit alanı yerleşimine özgü koruma sorunlarını ortaya çıkartmak ve bu sorunların çözümüne yönelik bir koruma perspektifi gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede, Kayseri Germir yerleşimine yönelik, makalenin hazırlanması sırasında İller Bankası’nca ihale edilen Koruma Amaçlı İmar Planı araştırma raporundan yararlanılmıştır. Halen, söz konusu çalışmanın planlama aşaması sürmektedir. Ayrıca, Literatürde de Germir’e ilişkin çok sınırlı sayıda kaynak olduğu belirlenmiştir. Bu derleme çalışması göstermiştir ki, koruma amaçlı imar planlarının uzun sürelere yayılmasından ötürü koruma konuları ve politikaları için bu durum bir dezavantajdır. Bunun yanı sıra, alanda yapılan görsel tespitlerden (fotoğrafla tespit ve belgeleme) hane halkı kullanıcıları ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen notlardan önemli ölçüde yararlanılmıştır.Article A Research on Biophilic Design Patterns: The Case of AGU as a Biophilic Campus(KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ, 2023) Yılmaz, Şeyma Ezgi; Ayten, Asım Mustafa; 0000-0001-5317-6243; 0000-0002-4464-6204; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Yılmaz, Şeyma Ezgi; Ayten, Asım MustafaExamining the biophilic elements in education campuses, which are a smallerscale representation of urban areas, would be an example of urban-scale human– nature improvements. In this context, this article aims to analyze the biophilic elements in Abdullah Gul University (AGU) Sumer Campus and 3 education buildings for the interaction tendency between nature and humans. This examination encompasses two processes, first, taking photographs through onsite observation and applying a survey. On-site observation and photography included author-collected evidence of biophilic elements on campus. A questionnaire was conducted to analyze the awareness of biophilic elements among the occupants of the AGU education buildings and campus. It was determined how many biophilic design principles exist in buildings and how aware the occupants are of these principles. Due to this detection, the potentials and shortcomings of the AGU education buildings and campus were brought to light in terms of biophilic design. In the research, the AGU campus and 3 main education buildings, which have significance in the historical spatial memory of the city of Kayseri and are in the restoration process, were chosen as a case. Buildings under restoration within the campus were excluded. In addition, 14 biophilic patterns identified by Browning, Ryan, and Clancy constitute the scope of this study. The research can be applied to other university campuses in the city of Kayseri. This awareness in education buildings will also lay the groundwork for the spread of biophilic criteria on an urban scale.The research treats education campuses and buildings as a small representation of the urban scale. With the analysis of biophilic elements, the AGU campus has original value in defining it as an example of a biophilic campus.Article The Role of Public Health in The Reproduction of Public Space(Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 2021) Meydan Yıldız, Seçil Gül; Bahçeci Başarmak, Hazal Ilgın; Ayten, Asım Mustafa; 0000-0002-4464-6204; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Ayten, Asım MustafaThe city and urbanism are directly related to the production of publicities and public space. Public space has been one of the most important parts of cities as areas where social change takes place through social communication and interaction throughout history. These areas, like cities, have never shown a static feature; they have constantly changed and transformed by being affected by the social, economic and political conditions of the age. An important pillar of the spatial change and transformation process specific to the city is the creation of land use decisions for public and private spaces through urban administration and planning. It’s essential to be prepared and cautious for any kind of disaster in the land-use decisions. Even though earthquakes are the first thing that comes to mind when natural disasters are considered, the pandemic process caused by The New Type of Coronavirus (2019 nCoV) presents the risks that can be caused by an infectious disease outbreak. Reorganizing public spaces as secure spaces by forming spatial thresholds became an obligation to protect public health and to decrease the risks as much as possible when providing urban security. At this stage, the problem of considering public space usage with regards to design principles from the legal and administrative aspects has emerged. The transformation process of the density concept and spatial thresholds affect the land-use decisions within public space and design principles. In this study, the effect of the pandemic process on urban administration and planning is discussed through public health, public space and spatial threshold concepts.Article The role of spatal planning for sustainable tourism development: A theoretical model for Turkey(Institute for Tourism, 2012) Dede, Okan Murat; Ayten, Asim Mustafa; 0000-0002-4464-6204; AGÜ, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü; Ayten, Asim MustafaPlanning concept is an important concept for realizing the benefits of the tourism sector for localities, public and environment. Planning is a broad term covering several stages from national strategic decisions to unique design applications. Spatial planning is an important aspect of planning with a focus on physical planning in various sectors as well as tourism. The importance of planning has increased with the prominence of a second concept; sustainability. Since the 1970s, sustainability has continuously gained importance in all socio economic aspects of human beings. It is also important for the tourism sector as this sector has effects on the environment. This article tackles the role and importance of physical planning for the development of sustainable tourism concept. For this reason, a model is built for sustainable tourism development in Turkey as Turkish legislation system regarding planning and tourism should be improved in terms of sustainability. The aim of the article is to determine how to integrate spatial planning to sustainable tourism development and to decide the possible pathways within sustainable tourism development. The model considers all stages from large scale decisions to architectural design within a comprehensive manner. This model could be utilized to deal with all aspects of planning, such as policies, strategies, spatial decisions, building structuring, density, site planning and architecture.